Kırk Altı Yılın Ardından Buruk Bir Veda Yazısı...

16 Eylül 2011 Cuma
\n

\n

Üniversiteler yeni bir eğitim yılı için açılmak üzere. Bu haberi gazetelerde okuyunca, uzun zamandır yapmadığım bir hesabı yaptım. Üniversite hocalığına başlayalı tam kırk altı yıl olmuş. Bu yola 1965 yılı Ekim ayında, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde girmiştim. Bir ay kadar önce noktaladığım yer ise Bahçeşehir Üniversitesi oldu.

\n

Önce niyetim, böyle bir veda yazısıyazmamaktı. Ama sonra, böyle bir suskunluğun geride kalan kırk altı yıllık hocalık hayatıma karşı bir haksızlık olacağını anladım. Bugüne kadar çeşitli üniversitelerdeki hizmetlerim sırasında, her zaman çalıştığı kurumun saygınlığına kişisel sorunlarımın karşısında öncelik tanıyan bir hoca oldum. Ve bu yanımla her zaman gurur duyacağım. Ama hayatın gelgitlerle dolu yollarında kimi zaman bir an gelir, kurumların saygınlığını korumak adına büründüğümüz suskunluk, o kurumların özüne karşı büyük bir saygısızlığa dönüşebilir. Belli bir üniversiteye duyulan saygıyı koruma kaygısından kaynaklanan bir suskunluğun doğrudan üniversite kavramını zedeleyeceği noktada da öncelik, üniversite kavramının saygınlığı olmalıdır.

\n

Beş yıldır görev yapmakta olduğum vakıf üniversitesinden neden ayrılma noktasına geldiğimi şimdilik açıklamayacağım; yalnızca, koşulların artık orada olmamamı gerektirdiğini ve bunun gereğini yaptığımı söylemekle yetineceğim. Bundan beş yıl kadar önce Bahçeşehir Üniversitesine kendi isteğimle değil, fakat davet üzerine gelmiştim. Benden, önce Estetik ve Temel Sanat Kavramları dersini vermem istenmişti. Ama hemen bir dönem sonra, kendim için ikinci bir ders daha oluşturmam talep edilmişti. Dersin adı ve içeriği bana bırakılıyordu. Ben de bunun üzerine, Eskişehir Anadolu Üniversitesinde yaklaşık yirmi yıl boyunca verdiğim Kültür Tarihi derslerinden aldığım esinle Antik Çağdan Günümüze Eleştirel Düşüncenin Gelişmesi başlığıyla bir ders önerdim. Önerimin üniversitece kabulünden sonra da derslere başladım.

\n

Verdiklerim, seçimlik derslerdi. Derslerin başlangıçta 15-20 olan öğrenci sayısı, çok kısa zamanda 70 öğrenci sınırını zorlamaya başladı. Özellikle eleştirel düşünceyi konu alan dersin gördüğü ilgi karşısında şaşırmıştım, çünkü konular ağırdı ve dersler sırasında çok yoğun birlikte-düşünmeleri koşul kılıyordu.

\n

Bu ilgiden cesaret alarak eleştirel düşünce üzerine bir de kitap kaleme almaya karar verdim. Bu kitap, Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları arasında çıkacaktı.

\n

Yeni koşullar, beş yıldır görev yapmakta olduğum vakıf üniversitesinde kalmamı olanaksız kıldı. Ama özellikle temel sanat kavramları ve eleştirel düşünce konularında yürüttüğüm eğitim çalışmaları kesilmeyecek. Bahçeşehir Üniversitesindeki programlarımın yoğunlaşmasından önce, yaklaşık iki yıl Ümit Çırak Modern Oyunculuk Yöntemleri Atölyesinde böyle kuramsal dersler vermekteydim. Üniversiteden ayrılmamdan hemen sonra, Sevgili Ümit Çırak bana atölyesinin kapılarını yeniden açtı. Şimdi aynı kuramsal çalışmaları orada, Düşünceden İmgeye Sanat Eserinin Oluşumunun Eleştirel Çözümlenmesi başlığı altında yürüteceğim. Böylece iki ders, bu kez tek bir dersin çatısı altında bir araya gelecek. Kitap projemi de mutlaka gerçekleştireceğim.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları