Adaletin değil gücün emrindeler
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Adaletin değil gücün emrindeler

07.05.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de yargının iktidarın emrinde çalıştığının en anlamlı örneği, Balyoz davasında mahkemelerin kısa zamanda birbirine taban tabana zıt kararlar almalarıdır. Bu kararlar, yargı veya temyiz sürecinde ortaya çıkan yeni delillerin ışığında değişmiş olsalar, bunun normal bir çelişki olduğunu düşünebilirdik. Ama Balyoz davasında, dün yüzlerce kişiye, Yargıtay’ın da onadığı ağır hapis cezası verilirken geçerli olan deliller, ne bir eksik ne bir fazla, bugün tüm sanıklar için beraat kararı verilmesine yol açıyor. Bunun nedeni hâkimlerin basiretsizliği, bilgisizliği değil elbette. Yegâne nedeni, iktidarın o zaman öyle, şimdi böyle karar verilmesini uygun görmüş olması.
Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı vermesinin ardından yeniden görülen ve tüm sanıkların beraat ettiği kararın gerekçesi dün açıklandı. Karar gerekçesi, daha önce ağır hapis cezaları verilmesine dayanak olan delillere dayanıyor. Bir farkla. O zaman mahkeme ve Yargıtay’ın olduğu gibi reddettiği tüm savunma gerekçeleri, şimdi beraat kararının yegâne gerekçeleri olmuş!
Ceza yargısında, soruşturmada usul hatalarının, delillerin güvenilir olmamalarının sanık lehine çalışması kuralı esastır. Dolayısıyla yeniden görülen Balyoz davasında alınan beraat kararları ve bunların gerekçeleri adil yargılama ilkelerine uygundur.
Mahkeme beraat kararlarını üç gerekçeye dayandırıyor. Birincisi, Mehmet Baransu tarafından savcılığa teslim edilen belgelerin arasında 11 ve 17 no’lu CD’lerin sahte olduğunun kesinlikle tespit edilmiş olduğu, diğer tüm dijital delillerin de sahte oldukları yönünde kuvvetli şüphe bulunması. Sanıklar ve avukatları, iddia makamının elindeki belgelere çok zor ve gecikmeli olarak ulaşmışlardı. Böyle bir engel kendi başına çok vahim bir adil yargılama hakkı ihlali idi. Daha sonra bugün yeni mahkemenin “kesinlikle tespit edilmiş olduğu”nu ilan ettiği olguları mahkemeye sundular. Mahkeme ve iddia makamı bunları hiçbir zaman dikkate almadı. Çünkü nereden geldiyse, emir öyle gelmişti.
Buna karşılık, sanıklar dahil kimse, Çetin Doğan yönetimindeki plan seminerinin dijital kayıtlarının sahte olduğunu iddia etmemişti. Şimdi mahkeme tüm dijital delillerin, dolayısıyla seminer kasetlerinin de sahte olduğuna dair kuvvetli şüphe olduğunu dile getiriyor. Beraat kararı vermek için ifrattan tefrite geçmeye ihtiyaç duyulmuş anlaşılan! Bu sefer de böyle gerekmiş.
İkinci gerekçe, Gölcük’te ve Hakan Büyük’ün evinde bulunan belgelerin kötü bir amaçla ve içerikleriyle oynanarak buralara konduğu ve bunları yapanların bu yerleri ihbar ettikleri kanaatine varılmış olması. Mahkemenin böyle bir kanaate varması, bir önceki gerekçeyle birleştirildiğinde, savcılığın hemen kapsamlı bir soruşturma açmasını elzem kılar. Mahkemenin dile getirdiği iddia son derece vahimdir ve hızla aydınlatılması gerekir. Aksi takdirde, iktidar bu vahim suçu örtme töhmeti altında kalır.
Üçüncü gerekçe, yapılan toplantıların aleniliğidir. Birinci ve ikinci gerekçeler eğer doğruysa, aslında gerisini tartışmaya gerek yok. Yalnız aleni denen toplantının hizmet içi toplantı olduğunu, 12 Eylül darbesi planı olan Bayrak Planı’nın da bu tür “aleni toplantılar”da tartışılmış olduğunu ve bu sayede bazı küçük rütbeli subayların bu planı darbeden önce sempatizanı oldukları sol örgüt veya çevrelere ulaştırdıklarını hatırlatalım.
Balyoz davasında adil yargılama ilkelerinin galip çıkması, Türkiye’de yargının hukuk ve adalet ilkeleri ışığında değil, iktidarın uygun gördüğü yönde karar vermeye devam ettiği gerçeğini değiştirmiyor. Balyoz tutuklamaları başladığında iktidar ve basını bunu hararetle desteklemiş, delillerin sahteliği iddialarını ellerinin tersiyle itmişti. Onlar gene iktidardalar. Arada tek fark, o gün bu kirli işleri birlikte gördükleri ortaklarıyla şimdi araları bozulmuş olması. Bütün suçu onların sırtına atarak sıyrılmaya çalışıyorlar.
Üstelik yargıyı karşı güçleri tasfiye amacıyla kullanma alışkanlıklarını aynen sürdürüyorlar. Eski ortaklarına karşı, adil yargılanma ilkelerinin çiğnenmesini, gereksiz yere tutuklanmalarını bugün desteklerlerken de, hep aynı yerde, adalet ve hukuk ilkelerinin değil, gücün gereklerinin işaret ettiği yerde durmaya devam ediyorlar.  

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018