İç savaş toplum içi savaştır
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

İç savaş toplum içi savaştır

20.10.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ankara katliamını gerçekleştiren kişilere Gaziantep’le Ankara arasında refakat eden zanlının polis sorgusu sırasında kullandığı bir cümle, hangi ortam içinde bulunduğumuzu özetliyor: “Yunus Emre, bana, PKK’li kâfirlerin mitingi olduğunu belirterek ‘Bizim amacımız HDP, onları vuracağız’ dedi. Bombalar üzerindeydi.” 10 Ekim’de yapılan çok kanlı bir terör eylemiydi. Ama sadece bu değildi. Devletin tepesinden aşağıya doğru salgılanan iç savaş havasıyla titreşim halinde gerçekleştirilmiş bir eylemdi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Binali Yıldırım, “Bu taraf olma işi artık yukarıdan aşağıya kadar sirayet ederse, ülkemiz için büyük tehlikedir” derken bu havaya mı işaret ediyor, bilmiyoruz? Taraf olmayanın bertaraf olacağını haykırarak siyaset yapmaya ve kazanmaya alışmış en yukardakinin hep yakınında bulunmuş bir kişi, bunun “terörden de büyük tehlike” olduğunu bugün söyleme ihtiyacı duyuyor.
İç savaş deyince genellikle, devletin sınırları içinde bir veya birçok silahlı grubun devletin silahlı güçleri ile veya kendi aralarında çatışması anlaşılır. Bunların çoğu isyan hareketleridir. Esas iç savaş, aynı ülkede yaşayanların kendi aralarında silah ve diğer aşırı şiddet yöntemleriyle çatışmasıdır. Batı dillerinde “sivil savaş” olarak ifade edilen, Türkçeye iç savaş olarak çevirdiğimiz çatışmanın en önemli özelliği, aynı ülke içinde yaşayanların birbirlerini yok edilmesi gereken düşmanlar olarak görmeleri ve bu yönde harekete geçmeleridir. En tehlikeli düşman en yakınınızda, “içinizde” olandır.
Toplumun arîliğini bozan, bu anlamda büyük bir tehdit olarak görülen “kâfirler”in yok edilmesi, iç savaşın temel güdüsüdür. Kâfir, sadece dinsel ihtilafı değil, siyasal ya da etnik temelli ihtilafları da ifade eder. Kâfir olarak damgalanan tarafın da toplu linç, kitlesel katliam girişimlerine silahlanarak yanıt vermesi, tek taraflı şiddeti iç savaşa dönüştürür. İç savaş, daha doğru bir ifadeyle toplum içi savaş, toplum veya ulus olamamışlığın biriktirdiği toplumsal cerahatin patlayıp akmaya başladığı andır.

‘Sivil savaş’ tehlikesi
Türkiye’de PKK’nin yürüttüğü, terör eylemlerini de içeren şiddet eylemleri esas olarak devletin güvenlik güçlerini hep hedef aldı. Çünkü bu bir silahlı isyan hareketi. Türkiye’de otuz yıldan beri inişli çıkışlı süren bu silahlı mücadele, sivil Türklerle sivil Kürtler arasında bir fiziki çatışmaya, bir iç savaşa dönüşmedi. Bunun ön işaretleri zaman zaman belirmekle birlikte, iki topluluğun üyelerinin büyük çoğunluğu için birlikte yaşama iradesi, yıpransa da halen üstün gelmeye devam ediyor.
Buna karşılık, Türkiye’de, önümüzde, sonuçları çok daha kanlı olabilecek başka bir “sivil savaş” tehlikesi var. Ankara katliamını yapanların ve onlara yardım edenlerin motivasyonları bu büyük tehlikeyi tüm çıplaklığıyla gösteriyor. Ankara’da ölenlerin anısına tutulan yası yuhalayanlar, HDP binalarını yakıp yıkanlar, solcu öldürmeyi cennete gitmek için en kestirme yol olarak kabul edenler ve bunları açıkça onaylamaya cüret edemeseler de sevecenlikle bakanlar... Bu zihniyet toplumun bir kesiminden tabandan yukarıya doğru yükseliyor. Ama aynı zamanda bugünkü iktidar gücü tarafından yukarıdan aşağıya doğru da salgılanıyor. Esas yakın tehlike bu.

Seçimlere inanç
Türkiye’de bu gidişatın önüne siyaset yoluyla geçme fırsatı halen ortadan kalkmadı. Her ne kadar en yukarısı bunun gerçekleşme koşullarını ardı ardına yok etmeye çabalasa da Türkiye’de serbest seçimlere dayalı siyaset demokrasisinin en güçlü çıpası olmaya devam ediyor. Üst üste gelen kanlı tertiplere, iktidar ve onun aygıtları tarafından bir siyasal çevre ve topluluğun düşman olarak damgalanmasına, polis devletinin tüm ağırlığıyla geri dönüşüne, derin devlet güçlerinin yeniden ortalıkta cirit atmaya başlamasına, devletin başının ülkedeki en büyük istikrarsızlık unsuru olmasına rağmen, Türkiye’de muhalefetin ezici çoğunluğu seçim sonucuyla bu gidişi değiştirme olasılığına inanmaya devam ediyor. Türkiye’de toplumsal barış ve demokrasinin asgari varlığı seçim pamuk ipliğine bağlı. Bir de 1 Kasım’da taraf olma işini yukarıdan aşağıya topluma dayatan iradenin hezimetine...
 

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018