Meğer sen tam bir medya canavarıymışsın Erman Toroğlu. Okumaz yazarmışsın. Dinlemez bülbülmüşsün. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunu sanan, sıradan biriymişsin... Şimdi birileri bana “Yeni mi uyandın Ahmet” diyecek ama inanın yeni uyandım. Konusu futbol olan programları, kös dinlediğim için pek farkına varamamışım, ama Kanaltürk’teki son programın konusu (Sporda Şiddetin Önlenmesi Yasası) ilgi alanıma giriyordu. Bu nedenle konuşulanları dikkatle izledim. Ve... İnanın bana, midem bulandı!

Dinle şimdi beni Erman Efendi! Şike konusundaki konuşmaların tek kelimeyle ‘cahilce’ydi. Birileri seni dinleyip de bu yanlış yasayı değiştirmezlerse, yazık olur bu ülkeye. Unutma: Bu yasa yalnıza can düşmanın Aziz Yıldırım için çıkartılmadı. Piyango bir gün sana da isabet edebilir! Yasanın tamamını dikkatle okusaydın, senin gibi sürekli ve düşünmeden konuşanları bekleyen tehlikenin büyüklüğünü görürdün. Ama sen takılmışsın ‘şike’ye, popülist bir yaklaşımla “Cezalar düşürülmesin, paraya çevrilmesin” deyip durdun. Üstelik utanmadan bir partiye ‘sazan’ dedin, aklın sıra iktidarla muhalefetin arasına nifak sokup yasa değişikliğini engellemeye çalıştın. Dilerim bir gün sen veya bir yakının, (eğer değişmezse) bu yasa çerçevesinde 5 yıl hapis istemiyle (tutuksuz olarak) yargılanırsınız (Ve dilerim aklanır, hapis yatmazsınız. Çünkü ben senin kadar gaddar bir insan değilim. Yargılanma sürecinde çekeceklerin(iz) bir sportif olay için şu anda hapiste yatanları anlamanıza yeter.)

Örnek mi istiyorsun? Al sana örnek: Bu yasaya göre bir arkadaşın sana telefonla bir maçın sonucu için görüşünü sorsa. Sen de ona ‘5-2 biter’ gibi ‘iddia’lı bir şey söylesen. O arada yanlışlıkla futbolculardan biri seni arayıp hal hatır sorarken sen ona “Bana bak, sizin maça 5-2 biter dedim. Yüzümü kara çıkartma” diye takılsan... Ne olur biliyor musun? Bilmezsin elbette, çünkü sen yasayı bile okumamışsındır ya da okumuş ama anlayamamışsındır, ama bunun için seni kınamıyorum. Bir yasayı okuyup anlamak için hukukçular yıllarca üniversiteye gidiyor. Sen ise tek bir maddesini okuyup racon kesiyorsun. ‘Şiddet’ diyorlar ‘şike’ye getiriyorsun sözü. Onlar “Üç ay, beş ay hapis cezası verilebilir”’ diyor, sen “Yok hayır, yirmi yıl yatsınlar; hatta mümkünse asalım hepsini” diyorsun.

Bence, hukuk fakültesinden sınıf arkadaşım Levent Bıçakçı’nın hazırladığı taslak ciddiye alınmalı. Onun eski Futbol Federasyonu Başkanı; olması bu konuda kendisini avantajlı kılar, dezavantajlı değil... Bunu da polemik konusu yaparak amacına ulaşmak istiyorsun ama yemezler. Bu konu seni aşar. İnsanlar yanlışlarından dönebilecekleri gibi; meclisler de hatalı sonuçlar verebilecek yasalarını değiştirebilir. Ve eminim değiştireceklerdir!

Kendini ne sanıyorsun bilmiyorum ama bu milletin bir vekiline “Benim bu yanlışlıklardan haberim yoktu, yasalaşma sırasında bana haber verseydiniz, ben çözerdim bu işi” diyebilecek kadar yükseklerde uçacağına, başka gazeteleri de okusaydın bilgi sahibi olurdun. Şimdi sana ders mahiyetinde iki yazı adresi yolluyorum : www.basketdergisi.com. Bunlar tuvalet duvarlarına değil, Cumhuriyet gazetesinde köşemde yazılmış yazılardır. Tarihlerine bak ve kendinden utan... (Not: Eğer internet sitelerinde yazı aramayı bilmiyorsan, Cumhuriyet Spor Servisi’ni ara ve benim 21 Nisan tarihli, yasanın yayımlanmasından bir hafta sonraki ‘Abartılı Ceza’ ve 9 Eylül 2011 tarihli ‘Tekerlek Kırılıldı Ama..’ başlıklı yazılarımı iste. Sana fakslasınlar.)

(Genel istek üzerine, pazartesi günü www.cumhuriyetspor.com.tr ’de yayımlanan yazımı köşeme aldım. Daha önce siteden okuyanlardan ve basketbol yazısı bekleyen dostlarımdan “Özellikle de Turgay Demirel’den” özür diliyorum.)

\n\n