Ali İsmet Ural

TebriklerŞampiyon (13.05.2012)

13 Mayıs 2012 Pazar
\n

Doğum Günü\n

\n

3 Temmuz

\n\n\n

\n\n\n

Koskoca bir sezon, doksan dakikaya sıkışıp kalmıştı. Galatasaray belki de sezonun en kötü oyunlarından birini ortaya koyduğu Saracoğlu Stadındaki maçtan şampiyon çıktı. Hem şampiyonu hem de bu heyecanı son dakikaya kadar taşıyan Fenerbahçeyi kutluyoruz.\n

\n

Galatasaray bu sezonu mutlu sonla kapattıysa, bunu başta hocası Fatih Terime borçludur. Geçen sezon tel tel dökülen Galatasaray bir sene sonra Ligin en iyi oynayan takımı olduysa, bunun baş aktörü Fatih Terimdir. Bizim bu yazıda Fatih Terime ayrı bir paragraf açmamızın nedeni de budur.\n

\n

Geçelim maça. Ev sahibi Fenerbahçe beklenen bir kadroyla çıktı sahaya. Aykut Kocamanın hesabı, Dia ve Stoch gibi süratli oyuncuları Galatasaray savunmasının arkasına kaçırmaktı. Buna karşın Fatih Terim tek bir değişiklik yapmış, Emre Çolakın yerine Rieraya şans vermişti. Bunun sebebi de, topun kendi ayaklarında daha fazla kalmasıydı. Ama gerginlikten olsa gerek, iki takım futbolcuları da maç boyunca hata üstüne hata yaptı. Hiçbir pas yerini bulmadı. Baroni, Selçuk Şahin, Melo ve Necati gibi oyuncular, bekleneni vermekten çok uzaktı. Galatasaray ilkyarıda rakip kale önünde tek pozisyon bile bulamadı. Fenerbahçenin buldukları da öyle ahım şahım fırsatlar değildi.\n

\n

İkinci kırkbeş dakikada Galatasaray oyunu iyice rölantiye aldı. Artık bütün hesaplar bir puan üzerineydi. Hele hele Dianın acemice gördüğü ikinci sarı kartla oyun dışı kalması, konuk takımın işini daha da kolaylaştırdı. Ama ne var ki, bu yarıda da fırsatı kaçıran Fenerbahçeydi. Yobonun doldurduğu topa Semihin vuruşunu Muslera çeldi. Belki de bu pozisyon maçın dönüm noktasıydı. Sonrasında Ujfalusinin abartılı bir şekilde oyundan atılması, sarı kartlar, ufak tefek sürtüşmeler.. Maç maç olmaktan çıkmıştı artık. Bu da Galatasarayın işine yaradı ve mutlu sona ulaştı.\n

\n

Koskoca bir sezonu geride bıraktık. Sezonu sahada mı geçirdik, mahkeme koridorlarında mı belli değil! Etik Kurulu, CAS, PFDK, 58. madde, şike, teşvik gibi terimler, korneri, ofsaytı, golü gölgede bıraktı. Bir daha böyle bir sezon asla ama asla yaşamak istemiyoruz. Biz de hak eden sezonu şampiyon kapadı deyip, yazıyı noktalayalım.

\n\n\n

Bu yazıda okuyacaklarınız sadece ve sadece futbolcu ve teknik ekibe yazılmıştır. Onlar dışında kimse sahiplenmesin ayıp olur. İthamlar, kışkırtıcı yorum ya da haberler, ailelerine kadar uzayan sinkaflar arasında yeşil zeminde büyük bir onur mücadelesi verenlere bu yazı. Onlar, başladıkları her yeni güne tepkiler ve hakaretler ile uyandı. Facebook, Twitter ve medya üzerinden saldırıya uğradılar. Çarşı pazar restorant ya da hemen her deplasmanda tu kaka oldular. Ama evleri dışında sığınabilecekleri iki yerleri daha olduğunu bilerek motive olmaya çalıştılar. Sancaktepe Tesislerine girdikleri an huzura geldiklerini bildiler. Ya da 15 günde bir de olsa Şükrü Saracoğlu idi onlara keyif yaşatan. Bir ara pes eder gibi olup sonra 3 Temmuzu hatırlayarak futbola yeniden tutundular. Aslında tüm bu sıkıntılı günler yaşanırken diğer takım oyuncularından veya teknik adamlardan destek de aldılar. Fatih Terimin Aykut Hocaya verdiği gibi... Bu hengame arasında başkanlarını da unutmadılar. Daha yazacak çok şey var ama işin özü bu onurlu savaşın sonuna kadar kulbun ucunu bırakmadılar. Hepsine tek tek helal olsun.\n

\n

Geceye gelince. G.Saray oyunu soğutmak orta sahada kalabalık yapıp rakibini bozmak ve gol atmasam da olur havası ile çıkmıştı maça. F.Bahçede bu duruma karşın, topa daha fazla sahip olarak ve Dia ile kaleye inmek üzere kurgu üretmişti. Nitekim Dia bu görevi iyi yaptı ilkyarı ama arkadaşları doğru yerlerde olamadılar. Semih kalabalık G.Saray savunması arasında yukarı çıkıp top almaya başladı ama 4 - 5 depar sonrası temposu düştü. Stoch, Eboue karşısında varlık gösteremezken neden o kanada ısrar ettiler ki? Dia sağ tarafta Orhan ve Selçuk ile güzel işler yapıyorken neden süreklilik olmaz ki diye sormak lazım. Ancak ikinci yarıda gol geciktikçe sinirlerine hakim olamamak yine G.Sarayın başarısıydı. F.Bahçeyi başarıyla bu tuzağa düşürdü. Aykut Hocaya inanamadım. Sahada kaybolan Stoch dururken takımın akıl ayağı Cristianı çıkarması inanılır gibi değildi. Sarı kartlı Selçuk yerine de Mehmet Topuz girmeliydi. Neyse, oydu buydu... Son maça kadar kulbun bir ucundan tutmayı başaran bu takımı alkışlamak gerekir. Aynı şekilde şampiyonu da...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Fernandao çıkar mı? 28 Ağustos 2015
Volkan Demirel (24.08.2015) 24 Ağustos 2015
Sorumsuz Caner 21 Ağustos 2015

Günün Köşe Yazıları