CHP yeniden yapılanmalıdır

03 Temmuz 2020 Cuma

Koronavirüs yaz kış dinlemiyor, hız kesmeden can almaya devam ediyor, yetmiyormuş gibi, ekonomik krizin üstüne tuz biber ekiyor. Kriz daha da keskinleşecek ve bu yaz eyyam-ı bahur sıcaklarından fazla yakacak görünüyor. Virüsün yanı sıra işsizlik beyaz ölüm olmuş, özellikle gençleri vurarak aramızda dolanıyor; avukatlar savunmanın hakları, barolar ve adalet için meydanları, işçiler güvenceleri olan kıdem tazminatı için sokakları dolduruyor, Suriye’de kimin eli kimin cebinde kimse anlayamıyor, Türkiye hâlâ orada ne yapmak istediğini bilmiyor. İç politikada, dış politikada, sosyal sorunlarda, kendi yol açtığı ekonomik kriz karşısında ne yapacağını bilemeyen iktidar, baskıyı artırdıkça artırıyor. Yaz çok sert geçecek görünüyor. Son yerel seçimlerde kurduğu ittifaklarla, gösterdiği adaylarla, kampanya sırasındaki tutumuyla, seçim sırasında ve sonrasında sandığa sahip çıkışıyla başarılı bir çizgi yakalamış olan CHP’nin metropol belediye başkanları halkın çoğunluğunun desteğini almış, kendilerini engellemek için elinden geleni ardına koymayan iktidara karşın pupa yelken gidiyor.

Bu durumda, kıpırdamayan bir tek CHP’nin oy oranı oluyor. Parti ümit haline geldiği elverişli bir dönemde bile yüzde yirmiler bandından yüzde otuzlara bir türlü çıkamıyor.

Salı günü bu tabloyu vermiş ve CHP’nin durumunun yönetimindeki bozukluktan çok yapısal çarpıklığından kaynaklandığını, bu konuda partinin yıllanmış ağır toplarından, avukat - yazar eski CHP milletvekili ve grup başkanvekili Kemal Anadol’un CHPnin yeniden yapılanması konusunda bir çalışma hazırladığını ve bunu genel başkan ile parti yöneticilerine ilettiğini bildirmiştim.

Kemal Anadol’un önerilerinin başında ilçe başkanlarından genel başkana kadar bütün yöneticilerin partinin üyeleri tarafından seçilmesi geliyor.

CHP’de insanı şaşkınlıktan donduracak kadar akıl almaz delege dolaplarını anımsayanlar, Kemal Anadol’un delege döneminin çağdışı kaldığı yönündeki görüşlerinin gerekçelerini anlamakta zorlanmayacaklardır.

Bu sütunda da çok kez belirtildiği gibi CHP’li delege ile CHP’nin potansiyel seçmeninin tercihlerinin çoğu kez birbirleriyle uyuşmadığı yadsınamaz bir gerçektir.

Delege sisteminin geçmişte kaldığını saptayan Anadol, İnönü’nün partinin parlamentosu olarak gördüğü parti meclisinin üyeler tarafından genel başkandan önce seçilmesi ve her görüşü yansıtacak bir yapıya sahip olması gerektiğini söylerken, bu sonucu sağlamak üzere oy verenlerin özgür iradelerini en iyi yansıtan ve çok renkliliği sağlayan çarşaf listeyi öneriyor.

***

Partide son tahlilde genel başkanın iradesiyle seçilen genel merkez ve genel başkan sultasının son bulması ve halk ile kucaklaşmanın daha büyük ölçüde gerçekleşmesi için partinin bütün üyelerini gerek yönetim organlarının gerek milletvekili adaylarının seçiminde aktif hale getirmenin bir anlam taşıması için önşart yine CHP’nin büyük dertlerinden olan üye kayıt sistemindeki aksaklıkların giderilmesi ve yeni teknolojilerin sağladığı olanaklarla, daha sağlıklı şeffaf bir üye kayıt sisteminin yeniden yapılanmasının düzenlenmesidir.

Yeniden yapılanmanın bir ayağı da, parti içi eğitimin etkinleştirilmesi. Partide göreve talip olanların parti içi eğitimlere aktif olarak yer almaları partinin daha katılımcı ve daha liyakat ölçütlerine cevap veren üye yapısına ulaşması ve daha geniş kitlelerle kucaklaşması açısından zorunlu. Hatta bu alanda parti okulunun geliştirilmesi bile etraflıca incelenebilir.

CHP’nin bu hususları tartışmasının zamanı gelmiş görünüyor.

Ama 37. olanağan kurultayın gündeminde bunlar yok.

Şimdilik en büyük tartışma konusu bugünün koşulları altında kurultayın 25-26 Temmuz günlerinde yapılmasının doğru olup olmadığı, Şahin Mengü bu konuyu yargıya taşıdı bile.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları