İç ve dış dinamikler

İç ve dış dinamikler

19.10.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Eşsiz Çehov, “Bir oyunda ortada bir  tüfek varsa perde inmeden o mutlaka patlar” der.

Ünlü oyunu “Martı”da öyle de olur. Perde açıldığında duvarda asılı olan tüfek, oyun bitmeden trajik bir şekilde patlar. Benzetme, AKP’nin iktidarı ve payandalarını hızla silahlandırma girişimlerini yoğunlaştırdığı dönemde yapılmıştı. AKP, birden çok silahlanma hamlesini yürürlüğe koyduğuna göre bu güçleri duvarda mostralık olarak dursun diye oluşturmamıştır ve eninde sonunda bunlar kullanılacaktır, görüşünde olanlar Çehov’un sözlerine göndermede bulunuyorlardı. AKP, iktidarın üç öğesini de uhdesinde toplayıp kuvvetler ayrılığını ayaklar altına aldıktan sonra, bütün iç denge ve denetleme araçlarını işlemez hale sokunca keyfi iktidarın önünde hiçbir engel kalmıyordu. Bu olgunun oluşturulması kadar, kafalara çakılması da önemliydi. Çünkü bu suretle geniş toplulukların demokrasi taleplerinde, nasıl olsa kendilerini başarıya ulaştıracak iç güçlerden yoksun olduklarını bilmeleri, caydırıcı bir güç oluşturmaktaydı.

***

O yüzdendir ki “Ne kadar bilinirse o kadar caydırıcı olur” diyerek AKP, “Ortada görünen tüfek, mutlaka patlar” düşüncesinin yaygınlaşmasına ön ayak bile olmaktaydı. Baskılardan, demokrasi yokluğundan, siyasi cinayetlerin başlaması olasılığından yakınanlara “Dur bakalım, bunlar bir şey değil, daha neler göreceksiniz neler!..” yollu gözdağları veriyorlardı.

Hitler örneğine bakılırsa pek de haksız görünmüyorlardı. Gerçi Hitler’in bin yıl süreceğini iddia ettiği iktidarı, 25 yıl bile dayanmayıp çökmüştü ama çökmesine neden olan dış dinamikler, devreye girmeseydi, Nazileri devirecek hiçbir iç güç de görünmüyordu ortada. Bu durumda şu gerçek çıkıyor ortaya: 

Hitler gibi, iktidarını zorlayabilecek iç araçları ve kurumları ortadan kaldıran iktidarlar, iç dinamiklerle yıkılmazlar.

O zaman da kalıyor geriye dış dinamikler.

Genelde iç dinamiklerin dış dinamiklere oranla daha belirleyici olduğunu, bu sonunculara bel bağlamanın pek gerçekçi olmadığını düşünmekle birlikte, modern çağlarda, dünyanın dört bir yanına egemen dört imparatorluğun dördünün de aynı zaman dilimi içerisinde kâğıttan şatolar gibi hep birlikte çökmeleri örneğini de göz önünde bulundurunca, kimi zaman dış dinamiklerin iç dinamiklere üstün geldiğini de görmek zorunda olduğumuzu yadsıyamayız derim.

Kendinden beklenen hasılayı sağlayamadığı için birbiri ardından çökmekte olan Müslüman Kardeşler etiketli siyasal İslam uygulamaları yaşamakta olduğumuz dönemde, gözden uzak tutulmaması gereken bir başka nokta da ürettiğinden çok üreyen ve tüketen yağma - talan toplumlarında, dış dinamiklerin iç dinamiklere üstün gelmeleri olasılığının daha da güçlü olduğudur.

***

Toplumları dış dinamiklere karşı daha bağımsız kılmak, ancak ekonomik olarak, onlara oranla elden geldiğince daha az bağımlı tutmakla mümkündür.

1940’lı yıllarda Türkiye’yi dünya savaşı dışında tutmayı beceren bağımsız dış politika, ancak ekonomi alanında büyük özverilerle mümkün olabilmiştir.

İnönü, Türkiye’yi büyük dünya savaşı ateşinin dışında tutabilmek için denk bütçenin ne kadar önemli olduğunu, bunu sağlamak uğruna ne büyük çilelere katlandıklarını çok anlatmıştır.

AKP’nin talan ve yağma ekonomisine dayalı politikası dış dinamikler karşısında kırılgandır.

Bu kırılganlıkla, dış dinamiklere karşı dirençli bir politika izleyebilmesi veya keyfi rejimini sürdürebilmek için geniş çapta dış destek bulması, bulamadığı takdirde de kendi başına istediği gibi yol alması mümkün değildir.

Türkiye için, dış dinamiklerin etkisinin arttığı bir döneme giriyoruz. AKP’nin diktasını yoğun dış destek olmadan salt iç dinamiklerle ayakta tutması, bu koşullar altında imkânsızdır.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023