Mafya-lafya Devlet-mevlet

Mafya-lafya Devlet-mevlet

25.06.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sonunda açıklandı, 1 Temmuz itibarıyla alınan Covid-19 ile ilgili önlemler kaldırılıyor ve normale dönüyoruz. Türkiye’de normalleşme denince akla hemen şu soru geliyor:

Normlar normatif niteliklerini yitirip norm olmaktan çıktıktan sonra “normal” nereye konumlanır ki bulasın?

Ayrıca yukarıdaki “korona ile ilgili önlemler” deyişi doğru değil. Türkiye’de yasakçı iktidarlar, bir konuda sebep-sonuç ilişkisini göz önünde bulundurarak önlem almaz, bununla uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir yol tutar, düpedüz yasak koyar. AKP de en hasından bir yasakçı iktidar olduğundan yasak koyar. Nitekim pandemi başladığından bu yana fırsatı ganimet bilmiş; sürekli özel yaşama müdahale ederek kendi dünya görüşü ve yaşam biçimini dayatmaya çalışmıştır.

Bu defa da öyle olmuş, açıklamaların sonuna müzik yasağı yerleştirilmiştir.

***

Açıklamalarından anlaşıldığına göre aslında, yasak kamuoyuna gürültüyü önlemek bahanesiyle sokuşturulmak istenmektedir.

Hemen belirteyim: Türkiye ses kirliliğinin anlatılması güç bir ülke olarak, son yıllarda bu konuyu çok tartışmış, uzun uğraşlardan sonra, sorununun çözümü için ayrıntılı önlemler içeren düzenlemeler yapılmıştır. Eksik olan yasal önlemler değil, devlet erkinin düzenlemelere uyulmasını sağlama konusundaki yaptırım gücüdür.

Türkiye’nin yasakçı düzeni ceberuttur. Ne zaman bir sorunla karşılaşsa, hemen yasak getirme yöntemine başvurur.

Yasaklama o kadar yaygındır ki aslolanın serbestlik, istisna olan yasak olması kuralı tersine dönmüş aslolan yasaklama haline gelmiştir.

Yasaklama sorunun nedeni ile sonucu arasındaki ilişkiyi gözetmeyip, yasağın sınırlarını gerekçesinin çizmesi kuralına uymadığından, sorunlara çözüm getiremez, anlamsız durumların ortaya çıkmasına ve anakronik bir düzenin egemen olmasına yol açar. Bu düzende, çağdaş demokrasilerde serbest olanın her şey yasak, yasak olan her şey de serbest olur.

Bir anlamda normal ile anormalin yer değiştirmesi, normalin anormal, anormalin normal olmasına dönüşen düzende de garip durumlar doğar. Örneğin ülkenin Merkez Bankası rezervi, 128 milyar doların hesabı verilemeyecek şekilde buharlaşmasından kimlerin sorumlu olduğunu, bunların şimdi nerede olduğunu sormak suç olur da kamunun bu birikimini yok edenlerin bu eylemleri suç olmaz.

Ekonominin üretime değil, talan ve yağmaya dayandığı düzende, egemenler, doğayı yağmalayan, emekçinin kaynaklarını talan edenlere yakın durur, onlarla karmaşık ilişkiler içinde bulunur, emeğin, alın terinin üretiminin karşısında konumlanır.

***

Bu tür düzenlerde, her şey birbirine karışır. Ne nereden başlar, nerede biter kestirmek olanaksızdır.

Cennetin, talancıların, yağmacıların, haramilerin ayakları altında olduğu bu toplumlarda, haram ile helal birbirine karışır, emekçi için haram olan yağmacı içih helal olur, emekçiye haram olan ise talancı için helali hoştur.

Bu durumda kimin elinin kimin cebinden olduğu belli olmadığı ilişkiler gelişir, rejimin kamu düzenini çağrıştıran ve devletin erkini elinde tutanlarla bu mafyanın ilişkileri, mafya-lafya tekerlemesine uygun olarak giriftleşir. Devlet nerede başlar, nerede biter; mafya ile devleti ayrıştıran, birleştiren nedir, belli olmaz.

Özgür dünyada serbest olan her şeyi yasaklayan, yasak olan her şeyi serbest bırakan bu düzende “şimdi gece 00.00’dan sonra müziğin de yasak olması” normaldir. Her türlü gürültü kirliliğinin serbest olduğu bu kakafoni ortamında zaten müziğe yer yoktu.

Evet, kusura bakmasınlar ama artık müzik de yasak.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023