Arif Kızılyalın

Pikniğe Değil...

17 Ekim 2011 Pazartesi
\n\n\n

Ve koşmak bir yağmur altında, hırçın bir dalga ıslaklığında, bir sonbahar fırtınasında demiş şair Rauf Pare yıllarca önce. Dünü görmeden, 16 Ekim 2011 sabahını yaşamadan, tamamen duygularıyla kaleme almış bu şiiri. Evet, İstanbul en soğuk ekim günlerinden birini yaşadı dün; yağmur vardı, bardaktan boşalırcasına. Rüzgâr uçuruyordu insanı, soğuk iliklerinize kadar işliyordu ama on binlerce spor tutkunu, Avrasya için İstanbulun Asyası’nda buluşmuştu; hedef Avrupaya adım adım geçmekti. Galiba asıl amaç yılda bir gün de olsa sporcu heyecanını yaşamak, o duyguyu tadarken de şehri İstanbulun yedi tepesini Boğazın tam ortasından izlemekti, bedeli ıslanmak da olsa..

\n

Maratoncular, atletler derken sessiz çoğunluk start aldı köprü yolunun çeşitli noktalarından. Hedefi olan profesyoneller, saate karşı yarışırken genci yaşlısı, hatta elinde bastonu ile 70lik amcası bir bütünün parçalarını oluşturuyorlardı. Ve yıllar sonra ilk kez, Boğaziçi pikniğine izin verilmedi. Sanki daha bir sportifti yılların Avrasyası. Sadece fotoğraf çekip, buradaydımdemek isteyenler, beklemeyapıyordu köprünün bariyerlerle belirlenen yürüyüş parkurunda. Ve köprü korkuluklarının kenarında bırakılan boşluklar sayesinde ağırlık merkeze kaydığı için geçen yılki gibi tehlike sınırını aşan sallantı da yaşanmadı. Sözün özü; çoğunluk ya koşaradım geçti Asyadan Avrupaya ya tempolu bir yürüyüşle. İşi biraz deforme edip, termoslarından çaylarını kâğıt bardaklara dökmek isteyenlere de başta İstanbul Spor AŞ Genel Müdürü Alpaslan Baki Ertekin olmak üzere güler yüzlü görevliler, haydi koşalım, koşarsak daha az ıslanırız uyarıları ile engel oluyordu. Elbette yanlarında eşformanları ile yürüyen Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkını görenlerin koşalım baridemekten kendilerini alamadığını da gördük.

\n

Galiba Avrasya, yıllar sonra sporcu kimliğini anımsamıştı. Her ne kadar göğüs numaraları 80-90 binlerle sınırlandırılsa da kayıt olmayan sporseverlere de dur diyen olmadı dün. Kimi başlangıç noktası Altunizadeden yürümeye başladı, kimi işi biraz daha abartıp Acıbadem Köprüsü ile Söğütlüçeşmeden başladıhalk yürüyüşüne. Elbette kestirmeden gelip, metrobüs hattından parkura sızanlarda yok değildi; onlara da hoşgörü ile bakıldı. Ne de olsa bu yağmurda sıcak yataklarından kalkıp gelmişlerdi.

\n

Bu yıl siyasi içerikli pankartlara, organize protestolara izin verilmemesi de dikkat çekti. Masum ve insani içerikli mesajlara ise sesini çıkaran olmadı. Yayıncı kuruluş TRTye teşekkür edenler, Evlen benimle Sevil dövizi ile gönlünü kaptırdığı kızın babasından dayak yemeyi göze alan genç tebessümle karşılandı. Kanserle Savaş Dairesinin meme kanserine karşı beraber yürüyoruz hareketi de İBBnin omurilik felçlilerine sağladığı destek kadar önemliydi. Belki koşanların bir bölümü 50yi aşkın pembe tişörtlü grubu görünce bir anlam veremiyor ama ellerindeki pankartı okuyunca duraksayıp yutkunuyordu. Parkurda aksaklığı en aza indirmek için alınan önlemler de dikkat çekiciydi. Seyyar tuvaletler parkurda su ikramını fazla kaçıranların imdadına yetişiyor, ambulans, fena oldum doktor bey diyenlerin yardımına koşuyordu. Eh, kapanan yollar nedeniyle trafik biraz aksadı galiba dün ama bir kent topluca bir kıtadan ötekine geçiyorsa ama koşarak, ama yürüyerek; eskilerin ifadesiyle bu kadar kusur kadı kızında da olur’...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hesap tutmadı 12 Aralık 2024
Al sana gençlik! 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları