Yeni normale döndük; hızlı bir girişle hem de. 1 Haziran’da birden bire açan kır çiçekleri gibiydik.Sonsuza dek evlere kapanılamayacağına göre, insanın toplumsal hayattaki yerini alması kaçınılmaz. Ancak, zamanlama sorunu olduğu da aşikar!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın düzenli olarak verdiği koronavirüs raporuna bakarsak, zirveden ovaya indik. Ne var ki Dünya Sağlık Örgütü bizler gibi düşünmüyor. Onlara göre kümülatif vaka sayısında en fazla artış kaydedilen 5 Avrupa ülkesinden biri de Türkiye. Tablo böylesine netken, futbolun 12 Haziran’daki başlama ısrarı çok tehlikeli! Ama yapacak bir şey yok. Futbol üst yönetiminin  dediği gibi “tamamen ekonomik” kaygılarla topu santraya koyuyoruz. Şimdi 12 Hazirancılar diyebilir ki, “Avrupa’nın büyük bölümü o tarihte başlıyor...” Ancak unutmasınlar ki, Türkiye hastalıkla tanışma sürecinde de İtalya, İngiltere ve İspanya’nın 3 hafta gerisindeydi! Üstelik kurallara uyma ve uygulama konusunda onca sabıkamız var!

Örneğin, Avusturya geçen hafta tarihi bir karar aldı ve şampiyonluğu etkileyecek bir ceza verdi. Suçu işleyen lider Lask Linz’ti Federasyonun duyurduğu salgında futbol yönetmeliğindeki ‘sadece küçük gruplar halinde çalışılabilir’ kuralına antrenmanda uymamışlar, tam kadro taktik antrenmanı yapmışlardı. Ve federasyon, Linz’in normal ligde 12, play-off’ta 6 puanını sildi, çok gerilerdeki Salzburg lider oldu, büyük ihtimalle de şampiyonluk güme gitti! Şimdi Nihat Özdemir ve ekibine soruyorum, TFF’nin sağlık protokolüne uymayan takımlara ne yaptırım uygulayacaksınız? Ya da protokoldeki ihlalleri görmezden gelip insan sağlığını hiçe mi sayacaksınız? Çünkü son dönemde devletin AA, DHA ve İHA’daki fotoğraflara bakılırsa maşallah bizim takımlar sadece karpuz kesmiyor antrenmanlarda! Diyelim ki, 37.5 üzeri ateşi olan futbolcu stada alınmayacak maddesini işletmeye kalktınız ve Falcao’yu ya da Demba Ba’yı, Sörloth’u maça çıkarmadınız, çıkacak yaygarayı karşılayacak denli muktedir misiniz? 12 Haziran bazı şeyler gibi çok erken; tıpkı 31 Mayıs’ta sokağa çıkma yasağı uygulayıp 8 saat sonrasında fitnes salonundan kahveye, mağazalardan AVM’lere kadar her yeri açmak gibi!

Gelelim, Spor Bakanlığı’na; Ankara kulislerinde kabine revizyonundan söz ediliyor. Pandemi döneminde futbol dışındaki branşlarda başarılı kriz yönetimi gösteren Dr. Muharrem Kasapoğlu’nun ihalelerdeki titizliği ve GSB’ye kazandırdığı kurumsal yapı nedeniyle daha aktif bir bakanlığa geçeceği, onun yerine de 2010’lu yıllarda Spor A.Ş.’nin genel müdürlüğünü yapıp İstanbul’u tesis zengini kent haline getiren, Dr. Alpaslan Baki Ertekin’in atanacağı konuşuluyor. Sayın Cumhurbaşkanı ne karar verir bilinmez, ama kabine değişimine kadar Kasapoğlu’nun, sonrasında ise ataması yapılırsa Ertekin, ya da bir başkasının şu spor yasasını nihayete erdirmesi şart! Çünkü onca tesis varken, sırf köhne yasa nedeniyle Türk sporu öz kaynağını istediği gibi işletemiyor!