Barış Doster

19 Mayıs ve savaş demokrasisi

19 Mayıs 2021 Çarşamba

Bugün 19 Mayıs. Ulusal bir yürüyüşün, kutsal bir isyanın, destansı bir mücadelenin başladığı tarih. Yerelden ulusala kongrelerle; tabandan tavana örgütlenmeyle; bunların sonucunda Meclis’in açılmasıyla düşmanın yenildiği, vatanın kurtarıldığı, devletin kurulduğu, milletin egemen kılındığı sürecin başladığı gün. Hepimize kutlu olsun… 

 Bir an için, 1919’a gidelim. 15 Mayıs’ta Yunan ordusu İzmir’i işgal etti. Büyük kahraman Hasan Tahsin, direndi. Kurşun sıktı. Şehit düştü. Ertesi gün, 16 Mayıs’ta, Mustafa Kemal Paşa, beraberindeki heyetle birlikte, Bandırma vapuruyla İstanbul’dan yola çıktı. 19 Mayıs’ta Samsun’a vardı.   

Gazi Mustafa Kemal Atatürk; savaş konusunda çok deneyimli, başarılı bir komutandı. Trablusgarp Harbi’ne (1911- 1912) katılmıştı. Dünyada gayri nizami harbin ilk örneklerinden olan direnişi örgütleyen subaylar arasındaydı. Balkan Harbi’nde (1912 - 1913) Bolayır Kolordusu’nda kurmay başkanlığı yapmıştı. Cihan Harbi’nde (1914 - 1918) cepheden cepheye koşmuş; Çanakkale Cephesi’nde, Kafkas Cephesi’nde, Suriye - Filistin Cephesi’nde çok önemli görevler üstlenmişti. Yani, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a 9. Ordu Müfettişi olarak çıkan Mustafa Kemal Paşa, çok parlak bir askeri kariyere sahipti.  

Fakat bu kariyere yaslanmadı Atatürk. Kurtuluşu, sadece silah arkadaşlarıyla aramadı. Anadolu’ya gitti. Kongreler topladı. Milletle bütünleşti. Savaşı, meclis iradesi ve meşruiyetiyle yönetti. Devletleşmeye, milletleşmeye öncülük etti. Devrim yaptı.  

ATATÜRK’ÜN VERDİĞİ DERS 

Mustafa Kemal Paşa, tarihten ders çıkarmanın önemini de milletle buluşmanın değerini de biliyordu. Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) imzalandıktan sonra Anadolu’da yerel ölçekte toplanan irili ufaklı kongrelerin yarattığı birikimin farkındaydı. Bu kapsamda 5 Kasım 1918’de kurulan Kars İslam Şûrası ve onu izleyen millici, işgal karşıtı, yurtsever hareketler ve kongreler, halktaki tepkiyi gösteriyordu. Mustafa Kemal, tüm bunları tek bir merkezde topladı, örgütledi. Yerel olmaktan çıkarıp, milli bir hedef aşıladı. Atatürk’le birlikte tepki, öfke, eylem, örgüt ve mücadele; bölgesel olmaktan çıktı. Ulusala evrildi. Millileşti.   

Milli Mücadele’yle işgale direnen, bağımsızlık kavgası veren bu hareketlerin hepsi katılımcıydı. Tabandan tavana yükselen bir irade öne çıkıyordu. Bülent Tanör’ün tanımıyla, haklı ve halklı Kurtuluş Savaşı, “savaş demokrasisi” olarak dikkat çekiyordu. Bu mücadele çizgisi ve yöntemi, Erzurum ve Sivas kongreleriyle olgunlaştı. TBMM’yle taçlandı, zirveye ulaştı. 

Atatürk öncülüğündeki demokratik ve devrimci mücadelenin, emperyalizm karşıtı savaşın sonucunda Cumhuriyet kuruldu. İlkeleri; tam bağımsızlık, ulusal egemenlik, çağdaş ve evrensel değerler, laiklik, halkçılık, eşitlik, akıl, bilim ve aydınlanmaydı. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet; mazlum milletlere örnek oldu, ilham verdi.  

O yüzden 19 Mayıs 1919 ve simgelediği değerler, o günden beri emperyalizmin ve işbirlikçilerinin hedefindedir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları