Barış Doster

Siyahın da siyahı var

28 Ağustos 2021 Cumartesi

Yazının başlığı büyük ustamız, aydınlanma bilgesi İlhan Selçuk’a ait. Radikal terör örgütlerini nitelerken kullanırdı bu ifadeyi. Tam da Afganistan’da yaşananları özetliyor. Çünkü Taliban’ı yeterince köktenci bulmayan IŞİD terör örgütünün, Kâbil Hamid Karzai Havalimanı yakınında düzenlediği terörist saldırıda ölenlerin sayısı 110’u geçti. Aralarında 13 ABD askeri, 28 Taliban üyesi var. Bu tablo, hem Afganistan’ı nelerin beklediğini gösteriyor hem de ABD emperyalizminin kimlerle, nasıl işbirliği yaptığını.  

Anımsayalım, ABD’nin önceki dışişleri bakanlarından Hillary Clinton, IŞİD terör örgütüne verdikleri desteği itiraf etmiş, ABD’nin önceki başkanı Donald Trump da IŞİD’in, Barack Obama tarafından kurulduğunu belirtmişti. Seçim kampanyasındaki bu sözleri abartı değildi, gaf veya dil sürçmesi de değildi. Doğruydu. 

Israrla belirttiğimiz üzere, ABD bu tür terör örgütlerinden çok yönlü olarak faydalanır. Birincisi, onları bölgedeki devletlere karşı kullanır. İkincisi, onları yine ABD destekli olan diğer terör örgütlerine karşı kullanır. Üçüncüsü, onları ABD’nin saldırı ve işgalleri için gerekçe, sebep olarak göstermek suretiyle kullanır. Aynen PKK - PYD - YPG terör örgütünü Türkiye’ye, Suriye’ye karşı kullandığı gibi. Aynen IŞİD terör örgütüne karşı, PKK terör örgütünü desteklediği gibi. Aynen Taliban’ı gerekçe gösterip Afganistan’ı işgal ettiği, IŞİD’i gerekçe gösterip Irak ve Suriye’ye saldırdığı gibi. Örnekleri çok... 

AFGANİSTAN NELERİ GÖSTERDİ?  

 Afganistan’da yaşananlar, ülkeyi 20 yıl işgal eden, 2.5 trilyon dolar para harcayan ABD’nin yenildiğini gösteriyor. ABD ne kendisiyle işbirliği yapan Afganların ne ABD askerlerinin can güvenliğini sağlayabiliyor. Havalimanındaki tahliye görüntüleri, ABD Başkanı Joe Biden’ın basın toplantısındaki hali bunun kanıtı. 

Kerameti kendinden menkul kimi uzmanlar, “ABD yenilmedi. Kazandı. Taliban’la anlaştı, çekildi. Hedefi Rusya ve Çin’i Afganistan’a çekip batağa saplanmalarını sağlamak” deseler, bu yaklaşımı “büyük strateji” olarak sunsalar da gerçek öyle değil. Fakat yaşananlar ABD’nin pes ettiği, havlu attığı, Avrasya’ya ilişkin politikalarından vazgeçtiği anlamına da gelmiyor. Hegemonya kabiliyeti gerilese, devlet kapasitesi zayıflasa da ABD büyük, emperyalist bir güç.  

Laikliğin, aydınlanmanın, kadın erkek eşitliğinin, aklın, bilimin, çağdaş eğitimin, Cumhuriyet Devrimi’nin önemini her an daha çok anlamak açısından önemli Afganistan’da yaşananlar.  

Afganistan deneyimi; emperyalizmin peşine takılmanın, ABD adına başka ülkelere asker yollamanın, ABD için güvenlik üretmeye kalkmanın ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha gösteriyor. 

Taliban’a karşı çıkarken ABD ve Avrupa’dan demokrasi, özgürlük, insan hakları bekleyenlerin ne kadar yanlış tavır aldıklarını kanıtlıyor Afganistan.  

En önemlisi Afganistan; bir ülkenin gelişmesi, kalkınması, ilerlemesi için gerekli olan başat gücün iç dinamikler olduğunu, dış dinamiklere bel bağlanamayacağını öğretiyor. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları