Bedri Baykam
Bedri Baykam bedri.baykam@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Halit Çelenk Abidesi...

10 Mayıs 2011 Salı
\n\n\n

Deniz Gezmişin tüm ailesini çok iyi tanırım. Rahmetli babası Cemil Gezmişi, değerli annesi Mukaddes Hanımı, abisi Borayı, kardeşi Hamdiyi Her biri ayrı ayrı güzel ve derin insanlarolarak belleğimde yer etmiştir. Yıllardır tanıdığım, sofralarını, dostluklarını paylaştığım Gezmiş ailesinin hiçbir ferdi şu görüşe itiraz etmezler: Denizin bir de Ankarada, ikinci ailesi vardı: Şekibe ve Halit Çelenk çifti. Bu insanlık abidesi mükemmel insanlar, tüm tanışıklıkları ve dava sürecinde, Deniz, Yusuf ve Hüseyine ikinci bir aile kucağı açmanın ötesinde, 6 Mayıs 1972de, tamamen faşist baskı hukuku ile mantık ve insanlık dışı gerçekleştirilen infazlardan sonra dasonsuzluğa dekonların ailesi kalmaya devam ettiler.

\n

Deniz Gezmiş olayını çok derin şekilde ele aldığım 68 Kuşağı: Eylemcilerkitabımı okuyanlar, unutulmaz devrimci genç önderin yaşamı ve mücadelesi hakkında çok farklı bilgilere ulaştılar. Hatta, aynı dizinin 2. cildi68 Kuşağı, Tanıklarkitabının birçok kısmı da tabii ki Denizlerin yarattığı efsanevi dinmez dalganın izleri ile kaplıydı. Halit Çelenkle daha önce de karşılaşmalarımız olmuştu, ama ilk uzun görüşmemiz, daha sonra aktardığım başlıklarla gerçekleşen “68’li Yıllarsergimin tarih yüklü gazetesi için yaptığım 1997 söyleşisiyle oldu.

\n

Birbirinden duygusal anılar arasında Çelenk, mesela Deniz ile arkadaşları cezaevindeki baskı ve işkenceleri protesto etmek için ölüm orucuna başlayalı 13 gün olmuşken onları bu eylemi bırakmaya nasıl ikna etmeyi başardığını anlatıyor:Bak sen 13 gündür yemek almıyorsun ve şimdi ayakta duramıyorsun, yüzün sarı-yeşil olmuş. Eğer ölüm orucunu bırakmazsanız yarın sizi zorla, bu durumda sürükleyerek sehpanın altına götürürler, sürüklenirken fotoğraflarınızı çeker ve bunu dağıtırlar. İşte bakın, sizin kahraman yürekli, cesur olarak gördüğünüz insan, işte bu kadar korkak, ölümden korkan birifalan derler. Bu propagandayı yaparlar. Oysa siz kesinlikle onların bu düşüncelerine uygun insanlar değilsiniz. Ve böyle bir şeye, sizin imkân vermeniz son derece yanlıştır. Bu dava, sizin olmaktan çıkmıştır. Artık Türkiyede devrimci harekete mal olmuş bir olaydır. Halit Abisinin bu net tavrından sonra Deniz 10 dakika arkadaşlarıyla görüşme izni istiyor ve ardından geri dönüp Haklısınız diyor ve ölüm orucunu bırakıyorlar.Türkiye solunun Hukuk Abidesi Çelenk, tüm tecrübesiyle yaşanabilecek anti-propagandalar konusunda o kadar haklıydı ki! O affedilmez 6 Mayıs sabahı infazından sonra ortalıkta dolaşan ilk dedikodularda, malum ağızlardan halka yayılmaya çalışılan palavralar arasında korkarak, ağlayıp bağırıp çağırarak sehpaya gittilergibisinden adi sözler vardı. En başta Halit Çelenkten, yani o gece orada bulunan en sağlam şahitten gelen gerçeklerle, bu alçak kampanya yok oldu gitti. O gecenin en duygusal anını da Çelenk röportajımızda şöyle aktarıyor: Şimdi sehpayla bizim aramızda 3-4 metre kadar mesafe var. Yani üç-beş dakika sonra her şey bitiyor. Durdu.Ağabeydedi,Şekibe Ablay’a çok selam söyle. Bizlere çok emeği geçti, teşekkür ederiz kendisine’. O anda Şekibeyi düşünüyor!

\n

Bunun ardından da defalarca görüştük Ankaradaki mütevazı ve tarih kokan evlerinde, Halit Bey ve Şekibe Hanımla. Özellikle 2008de, bu kez küratörlüğünü yaptığım “68’in 40. Yılı: Bir Rüzgârın Arkeolojik Kazısısergisini oluştururken Bu süreçte hayatımın tartışmasız en büyük onurunu yaşadım. Deniz yakalandığında üstünde olan o meşhur parka, 1972den beri Halit Beydeydi. Ne değişik projeler için kimler istememişti ki o parkayı onlardan. Çekilen onca film, belgesel, TV programı ve daha neler neler Halit Bey, kendisine kurguyu birkaç görüşmede en ince detaylarıyla aktarıp, parkayı sergide nasıl kullanacağımı anlatınca, Şekibe Hanımla beraber hayatında ilk ve son defa bana emanet etmeye razı oldu. Gözüm ve namusum gibi baktığım Denizin parkasını, Ankarada evlerinden alıp, İstanbula cam fanus altında sergileneceği Piramide getirdim. 3-4 ay süren bu sergiden sonra ellerimle ve arabamla geri götürdüğüm parkayı, son defa serginin Ankara tekrarı için geri aldım. Bittiğinde yine yuvasına götürüp teslim ettim. Bundan sonra da hayatta alacağım hiçbir diğer onurla Çelenk ailesinin bana duyduğu bu güvenin gururunu kıyaslayamam. Nur içinde yat, Halit Ağabey!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kâbus gibi bir kasım... 28 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları