Hatay’dan İstanbul’a, arkeolojiden günümüzün çağdaş çizgisine

Hatay’dan İstanbul’a, arkeolojiden günümüzün çağdaş çizgisine

07.10.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bugün güzel şeylerden bahsedeceğim. Emin olun, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın “Anayasanın ilk 4 maddesi değiştirilebilmeli” provokasyonundan veya Erdoğan’ın “Marketlerde fiyatlar gayet uygun” sözlerinin yarattığı polemikten dem vurarak vaktinizi çalmak istemiyorum. Çünkü biz çağdaş, özgür, Atatürkçü Türkiye’ye ulaşmak isterken zengin bir kültür dünyasını da korumak ve geliştirmek istiyoruz. Bu hedef de tarihsel arkeolojik değerlerimizden yarının ve önümüzdeki yüzyılın sanatını ve nabzını yansıtan en çağdaş işlere kadar geniş bir yelpazeyi toplumla buluşturmak anlamına geliyor.

HATAY’DA DÜNYANIN EN ÇARPICI MÜZE-OTELİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?

İki hafta önce ailece bir güney turu yaptık. Fazla uzun değil, dört gün… İlk gün Mersin’de “Leonardo’ya Saygı” sergisi kapsamında konuşmam vardı, Yenişehir Belediyesi’nin Atatürk Kültür Merkezi’nde... Değerli Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’in de katılımıyla verimli bir etkinlik oldu. Mersin çok güzelleşmiş görmeyeli; insanları cıvıl cıvıl. Her yer ağaçlandırılmış. Sahil boyunca yürürken adeta Cannes’da La Croisette’de gezdiğinizi zannedebilirsiniz. Adana’da sevgili yeğenim Dr. Berkem ve Dr. Ece Ökten’in düğününe katılıp bu vesileyle ailemin bütün Adana kanadını gördükten sonra (ve güzel kebaplar yedikten sonra dememi bekliyorsunuz ama bunu ancak dönüş yolunda yapabildik. Yüreğir’deki gerçek mahalle kebapçısı Apranti’de...) sıra Hatay’a geldi. Fenerbahçe’nin Hatayspor’u centilmence bir maçın ardından 2-1 yenmesi bize keyif verdiyse de seyahatin zirve anı Antakya Müze Otel’de geçirdiğimiz gece oldu! Lafı uzatmıyorum: Antakya’daki bu muazzam Müze Otel’i gezmediyseniz, ilk fırsatta medeniyetlerin kesişme yeri olan güzel kentimizi ziyaret edin ve bu vesileyle “dünyanın en değerli oteli”ni büyük bir heyecanla keşfedin! Dünyanın dört bir yanını gezmiş bir dostunuz olarak konuşuyorum: Dünyada sayısız lüks otel vardır. 5 yıldız, 7 yıldız, yaldızlı yıldızlı, Las Vegas, Antalya, Rio de Janeiro veya Paris otelleri… Her biri daha gösterişli, pahalı olabilir. Ama hiçbiri Antakya Müze Otel kadar sizi apayrı bir his dünyasının içine çekemez, 2 bin 300 yıl geriye taşıyamaz, benliğinizi tarihin tam içine yerleştiremez! Otelin altı, Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi. Mimari proje uluslararası başarılarıyla gurur duyduğumuz Emre Arolat’a ait. Bakın Instagram’da başka neler yazmışım: “Dünyanın en değerli arkeolojik miraslarından birinin, üstelik bir otel yapısıyla hiçbir zarar görmeden, tersine değerlendirilerek öne çıkarılmasını başarmak çok büyük bir mühendislik ve mimari deha ürünü olduğu kadar, arkeoloji ve turizmi bir arada harmanlayan muhteşem bir proje.”

Bunları yazdıktan sonra, “acaba arkeologlar bu konuda ne diyorlar” diye bir soru takıldı aklıma. Sorunun yanıtını, 26 Eylül tarihli Milliyet gazetesinin Mimarlık ekinde buldum: Mimar Suha Özkan, Amerikan Mimarlar Enstitüsü’nün onur üyelerinden. “Geçen ay övgü ile söz ettiğimiz Bodrum Müze Hastane alanındaki koruma projesinin yanında, bir ‘mega’ proje olan Antakya Müze Oteli için ‘Eriştiği kapsamla, tarihe saygı konusunda belki de dünyanın en önemli çağdaş yapı ve arkeoloji mirası etkileşiminin örneğidir’ demiş, ‘Antakya’da bir otel gerçekleştirme çabasının önünü alan arkeolojik buluntunun kucaklanması, ileride gündeme almamız gereken bir başka olumlu katkıdır’ diyerek bitirmiştik.

Antakya’da gerçekleşen Müze Otel tam anlamıyla üçlü bir sevgi grubunun ortak anlayışının eseri olarak tamamlandı. Bu üçlü içinden hangisinin daha önemli olduğunu tartışmak söz konusu olamaz. Gerçek olan şu ki, her ilgi ve sorumluluk grubu kendi açısından kazandı. Çünkü ortaya çıkan eser, Roma döneminden kalan, tarihi mozaik zemininin ve temel duvarlarının korunması konusunda gönül birliği eden bir grubun etkileşiminin sonucu olarak, yatırımcı üstün nitelikli bir otel sahibi, EAA dünya çapında bir mimarlık yapıtı sunarak Anıtlar Kurulu da dokunulmadan korunan bir Roma eserini kültür dünyamıza vererek kazandı.” (Aynen alıntıdır)

İtiraf edeyim, bu satırları düşüncelerimin teyidi olarak dünyaca tanınmış bir mimarımızın kaleminden okumak beni fazlasıyla memnun etti. Suha Özkan’ın düşüncelerinin ve benim satırlarımın abartılı olmadığını, iç içe geçmiş oteli ve müzeyi gezdikten sonra fazlasıyla hissedeceksiniz. 

Lütfen ilk tatilinizde her dinin, her dilin ve tüm yerli-yabancı gezginlerin barış ve keyif içinde yaşadıkları, her anlamda “medeniyetler sofrası” oluşturulmuş bu güzel kentin güler yüzlü insanlarını, Müze Oteli ve muhteşem Hatay Arkeoloji Müzesi’ni keşfedin. O müzeyi de hak ettiği kelimelerle övmeye kalkarsam bunun sonu gelmez, çünkü büyük evrensel değere sahip bu olağanüstü müzenin tek açığı, barındırdığı tüm eserleri içeren bir kitaba henüz sahip olmaması. Bunun dışında her zerresiyle gurur duyulacak bir dünya müzesi. 

SONUÇ: İlk fırsatta işi gücü bırakıyorsunuz, Hatay’a gidip kendinizi mutlu bir kelebek ya da mutsuz bir sinek gibi, yani geçici canlı statünüzün tam içinde hissederek belki yüz binlerce yıl, belki milyonlarca yıl yaşayacak bu tarihi kalıntıları gezip yaşamınızı gözden geçiriyorsunuz… Dertlerimiz veya ideallerimiz veya hedeflerimiz bu eserlere kıyasla ne kadar kalıcı, ne kadar değerli ve ne kadar kocaman bir hiç… Bunlarla yüzleşiyorsunuz!

CONTEMPORARY ISTANBUL’U GEZDİNİZ Mİ? 

Daha dört gününüz var. Contemporary İstanbul Sanat Fuarı, bu hafta pazar akşamına kadar açık. 2006 yılından beri CI, inatla ve ısrarla Türkiye’nin çağdaş yüzü olarak yerli ve yabancı sanatseverleri buluşturuyor. Geçen haziran ayında 1.5 yıllık bir aradan sonra, çok daha az sayıda galeriyle Lütfi Kırdar’da düzenlenmiş, ancak yaz ve pandemi nedeniyle katılım nispeten az olmuştu. Bu kez ise tarihi dokusuyla baş döndüren Haliç Tersanesi’nin dört ayrı binasında, deniz kenarında 9 bin metrekareye yayılan bir alanda, 60 galerinin sanatçılarının yanı sıra birçok başka kurumsal etkinlikle sanatseverler sanata doyacak. 

Türkiye’de çağdaş sanatın ulaştığı düzeyin her türlü sanat mecrasında, multimedya yaratıcılıklar çerçevesinde nereye vardığını izlemek, keyif almak ve gurur duymak istiyorsanız, bu büyük buluşmayı sakın kaçırmayın. İlhan Koman’ın 100. doğum yılı ile ilgili sergi, CI’ın 16. buluşmasındaki en önemli etkinliklerden... Sonuçta, Paris’te FIAC, Basel’de Basel Fuarı, Londra’da ve Miami’de Frieze varsa, İstanbul’da dünya sanatseverlerinin de izlediği bir etkinlik olarak CI var. Devletin çağdaş sanatı yok saydığı bir ülkede, bu kalitede bir fuarın yapılıyor olması, Türkiye ve sanatseverler için bir gurur kaynağı. Aynen İKSV ve bienal etkinlikleri gibi... Ben bütün haftayı fuarda geçireceğim, çoğunlukla Piramid Sanat standında olacağım (Hall T8, A2-105) ve sanatseverlerle sohbet imkânı bulacağım. Gelin, çocuklarınızı getirin, hak ettikleri daha güzel bir dünyadan izdüşümleri görsünler! Görüşmek üzere…

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025