Bedri Baykam
Bedri Baykam bedri.baykam@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kırmızı Çizgiler Morarınca!

21 Ağustos 2012 Salı
\n\n\n

Bir itirafta bulunayım mı size? Çok pis bir dönemde yaşıyoruz. Mesela 20. yüzyılda doğup 2002 sonbaharına kadar ölüp giden vatandaşlarımızı kıskanabileceğimizi düşünüyorum. Şu içinden geçtiğimiz rezilliklerin hiçbirini yaşamadan çekip gittiler. Bizler ise Cumhuriyete yaşatılan bu Çin işkencesini bizzat çekmeye mecbur kalarak her gün yeniden ölüyoruz.\n

\n

Eskiden Türkiye Cumhuriyetinin kırmızı çizgileri vardı. Sonra özel televizyonlarla beraber demokratik maraton tartışmalar geldi. 15 yıla sığdırılan belki yüz bin saat beyin yıkamayla, o kırmızı çizgiler önce sarardı, ardından da morardı”. Sözde demokrasi adına yapılan bu saldırılar sonucunda kitlelerin, özellikle gençlerin gözünde ve Türkiye siyasi yapısında Atatürk tutkalı sulandırılarak çözülünce ülke yörüngesinden çıktı. Var mı aksini iddia edebilen?\n

\n

Bakın, hâlâ doymadılar sistematik tahrifata... Malum kontrol altındaki gazetelerden Radikalde, çıkacak bir kitabın yorumu üzerinden iştahla peydahlanan Atatürk Malatyalıymış saçmalığı, sanki ciddi bir çıkışmış gibi medyada yer bulurken, buna bir de Başbakanın göbekten saldırısı eklendi. Kadıköy-Kartal metrosunu açarken akıl almaz bir mantıkla Atatürkü hedef alan Erdoğan, şaka gibiNeyi ördün? Hiçbir şey örmüş filan değilsin. Şimdi demir ağlarla biz örüyoruzdiyerek anakronizmin dik âlâsı bir Atayla yarıştırmaya girmeye kalktı... Oradaki AKPliler bile buna One minute! demeyi akıllarına getirmiş olabilirler, bilemiyorum!\n

\n

Hükümet, BDP-PKK arasındaki medyaya taşan açık flörtten rahatsız olmuş. Yalnız onlar değil bu duyguyu hisseden tabii. İyi de bu acaip ilişkileri en net şekilde başlatan zaten siz değil miydiniz açılım politikanızla? Bir doktora danışın. Dokularda ağır dejeneresans başladıktan sonra olan biteni kontrol edemezsiniz! Siz değil miydiniz irticayı tehlike olmaktan çıkaran? Neye şaşırıyorsunuz? Biriniz irtica artık mubah derse, diğeri de bölücülük=demokrasi diyebilir! \n

\n

Y-CHPyi gerçekten takip edemiyorum. Onlar da bu morarmış çizgiler(!) konusunda, bir gün öyle, bir gün böyleler! Mesela, yaşanan PKK terörü ve sonuçlarını acilen tartışmak üzere parlamentoyu toplama çabaları tabii ki doğruydu. Ama bunu tersten dengeleyecek onca başka tartışmaya da şahit olduk. İşte AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelikin Birkaç Mehmet öldü diye parlamento toplanmaz sözleri böyle bir gündemde patladı. Eşzamanlı bir diğer provokasyon olan Benim biber gazım doğaldır, zararsızdır safsatasını, bu silaha çocuklarını kurban vermiş ailelerle alay edercesine ortaya koyan İçişleri Bakanı ile yarışırcasına! Bu ağır cümlenin şehit ailelerinde hangi yıkımlara neden olduğu ortaya dökülmeli. Ama en azından, bu gelişmelerden sonra şehit ve hatta asker ailelerinin artık vatan uğruna şehit olmak kavramından giderek uzaklaştıklarını söyleyebilirim! Çünkü artık Ne uğruna şehit oluyoruzsorusunun yanıtı çok absürd hisler uyandırıyordur askerde! MHP ise her zamanki gibi, kritik bir noktada kendi ideolojisiyle ters düşmesine rağmen yine AKPnin izinden gitti ve bu Meclis buluşmasını pas geçti. Onların da kafaları hemen karışıveriyor!\n

\n

PKK Aygünü kaçırdı haberi bu gündemin ortasına düştü. İlk reaksiyonum twitterda şu oldu: “Bence bırakırlar yakında. Sansasyon ve propaganda havası var. 48 saat sonra Aygün serbest kalınca haklı çıkmama şaşırmadan sevindim. Kaçırılan, PKKye doğrudan muhalif milliyetçi, ulusalcı bir siyasi veya gazeteci değildi. Doğal olarak çok duman yükseldi. Duyulan çeşitli şüpheler ve gösterilen tepkiler ne kadar haklıydı, bilemeyiz. Ama diyelim ki Y-CHP yeniden dizayn edilirken, bu vesile sonucu partide ve medyada Aygünün adının abartılı olarak öne çıkarılması, Bu kafatasçı ulusalcılarla bu parti bir yere varamaz söyleminin ortalıkta sorumsuzca dillendirilmesi, yurtdışında da CHP köklerini sarsanvekilin adının yankılanması, ABDyi mest etmiştir! Aygünün partinin kökleriyle başından beri uyumsuz, her tarafa çekilebilecek demeçlerinin verdiği zarar ise nasıl nötralize edilecek diye Genel Merkez günlerce dokuz doğurdu. \n

\n

Moraran kırmızı çizgilerden söz ediyorduk, değil mi? AB üyeliği diye mi girişmiştik ülkemizin kökünü sarsma işlemlerine? Geçen hafta yapılan son bir araştırmada gördük ki, halkın ABye inanan kısmıyüzde17ye inmiş! Bu oranlar 2000lerin ortasında zirve yaparken bu ilişkiye sıfır şans tanımış bir yazar olarak, içim burkuldu resmen. Sonu malum bir tezgâh uğruna değer miydi koca Cumhuriyeti yok edecek oyunlara göz yummak?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kâbus gibi bir kasım... 28 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları