Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu

Down sendromu dostları bu yıl da kromozom saymadı

22 Mart 2017 Çarşamba

Egoları, kompleksleri, hırsları, yargılamaları yok.

Merhamet ve şefkat duyguları çok.

Kaç yaşında olurlarsa olsunlar içlerinde hem olgun hem de saf ve duygulu bir çocuk saklı.

Onlar tıpkı bizim gibiler.

+1 kromozom farkla!

Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen “21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü” nü bir yıl daha geride bıraktık. Bu 21 Mart’ta da gerçek dostlar kromozom saymadı. Harika repliklerle dolu kısa filmler yayına girdi. Derin mesajlar içeren kamu spotları yayınlandı.Birçok üniversiteler, kurum ve kuruluşlar söyleşiler, paneller, etkinlikler, konserler düzenledi. Her yıldan farklı olarak, bu yıl vatandaşlar change.org.dan down sendromluların eğitimine destek kampanyaları başlattı. Fransa’nın en büyük kanallarından biri olan France 2 kanalında down sendromlu bir genç kız hava durumu sundu.

12 RESSAMIN ESERİNDEKİ YÜZLER DOWN SENDROMLU GENÇLERİN YÜZLERİYLE DEĞİŞTİRİLEREK DÜNYADA BİR İLKE İMZA ATILDI

Onların hayatın her alanında var olabileceğini ve bizlerle eşit yaşayabileceğini ifade eden öyle özel bir proje vardı ki bu yıl, bana göre bu yılki “Down Sendromu Farkındalığı” etkinliklerine damgasını vurdu. Bu proje İZEV İstanbul Zihinsel Engelliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı’na aitti.

Dünya resim sanatına damgasına vuran 12 ressamın 12 klasik eserindeki yüzler 12 down sendromlu gencin yüzleriyle değiştirilerek yeniden yorumlandı. Dünyada bir ilk olan böylesi uluslararası bir projede modellik yapan ve proje lansmanında kendi resminin ev sahipliğini yapan down sendromlu gençler bu projeyle, ötekileştirilmeden hayatın her alanında var olabileceklerinin en güzel örneğini verdi.

Dünya çapında ses getiren ve dünyada bir ilk olan bu projenin sergisi her kesimden insanın hayatına dokunabilmesi ve farkındalık yaratabilmesi adına uzun süredir çeşitli avmlerde devam ediyor.

ŞİŞLİ DOWN CAFE’NİN YAŞATTIKLARI

Ben de bu yıl “Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü”nde Şişli Down Cafe’nin misafiriydim. Günde yaklaşık 5 genç olmak üzre toplamda 20-25 down sendromlu gence çalışma imkanı sağlayan Down Cafe sadece bir kafe değil, bu gençlerin yaşam kalitesini geliştirecek becerileri edinmeleri için Onlara fırsatlar sunan bir okul aynı zamanda.

Bu okulun müdiresi Elif hanım ise Onların herşeyi. Koşulsuz sevgisi ve anne şefkatiyle gençlerin gidip gelip kucakladığı Elif hanım bu gençlere fayda sağlayabilecek her unsuru düzenliyor, planlıyor, uygulamaya koyuyor. Bir de haftanın 3 günü bu gençlerin psikolojik ve sosyal gelişimlerini bireysel olarak takip eden değerli genç bir psikologları Ebru hanım var. Ebru hanım onların her gelişimini incelikle takip ediyor, bilgilerini titizlikle dosyalıyor, çocuklarla ve aileleriyle birebir ve grup terapiler yaparak Onların her konuda kendilerini güvende hissetmesini sağlıyor.

Hafta içi kafe olarak hizmet veren Down Cafe Cumartesi günü servis vermiyor. Çalışan 20-25 çocuk o gün kafeye geliyor, ortadaki masaları kaldırıyor ve hocalarını bekliyorlar. Çünkü Cumartesi günleri bu kafe onların adeta okulu! Mesela önce bir ritm hocası geliyor. Hep birlikte 1 saat ders yapıyorlar. Sonra bir işaret dili hocası geliyor. Akabinde ise latin dansı dersleri var. Kocaman yürekli, esprili, hayat dolu down gençleriyle dost oldum orada. Birkaçını sizinle tanıştırmak istiyorum.

Gerçek bir dost canlısı Nil ile tanıştım mesela. İçlerinde en yenileri. Kendilerini ziyaret eden üniversite öğrencileriyle yaptıkları sanatsal çalışmaları gösterdi önce bana. Sonra kafedeki oyun setlerini inceledik birlikte. Puzzle ile nasıl dünya haritası, Türkiye haritası ve bölgeler haritası yaptıklarını anlattı bana Nil. Bana “yoruldunsa oturalım” dedi. Böyle zerafet ve düşüncede gençler. Boş bir masaya oturduk. Masaya, geçtiğimiz hafta Balmumu Heykel Müzesine yaptıkları gezinin fotoğraflarını getirdi. Sonra kafenin en renkli siması Şaziye ile tanıştırdı beni Nil.

Şaziye deli dolu neşeli muzip bir down genci. Önce bana çay ikram etti. Tavşan kanıymış. Öyle dedi! Ben çayımı içerken bana işaret diliyle “ben seni çok seviyorum” dedi. Belki de en güzel yaptıkları şey olan “sevmek sanatı” nı işaret dilinde bana sunması beni çok duygulandırdı. “Ah Şaziye, ben de seni çok sevdim.” Sonra işaret dilinde öğrendiği diğer şeyleri anlattı bana. Ayları, yılları, hayvanları bitirdiklerini söyledi. Üzerine ritm derslerinde bitirdikleri 2 parçadan mini bir konser verdi bana Şaziye. Çaldığı enstrümanla adeta bütünleşmişti. Gerçekten eşsizdi.

Mehmet ile de tanıştırmak istiyorum sizi. Mehmet aralarına yeni katılan bir down genci. Tertemiz bakışlar..Naif kibar bir tebessüm… Aynı zamanda fanatik bir Beşiktaşlı Mehmet. Kartal pençesi hareketi yaparak fotoğrafının çekilmesini istedi benden. Bana bir kısmı tavanda asılı olan, bir kısmı da kafenin kütüphanesinde duran, bağışçıların getirdiği kitapları gösterdi. Hangilerini okuduğunu sordum, okuduğu bazı kitapları anlattı bana.

En son tanıştığım down genci Burak idi. Önce bana özenli bir yemek servisi yaptı. Çok lezzetli bir mercimekli köfte yedim Burak’ın elinden! Şaziye de Ona yardım etti. Sonra bana üzerinde “sadece farklıyız” yazan siyah bir tshirt hediye ederek bana tarifi imkansız bir mutluluk verdi Burak. Sonrasında birbirimize kırmızı önlüklerimizi giydirip birlikte servis yaptık.

Biraz hüzünlü, biraz düşünceli, oldukça huzurlu ve bir daha görüşmek dilekleriyle ayrıldım Down Cafe’den. Dünyada her yıl 6bin bebek down sendromlu doğuyor. Sayıları şu an Türkiye’de 70bin, dünyada ise 6milyon civarında. Biliyorum ki eğitimsiz ve sevgisiz geçecek olan her gün Onları dipsiz bir karanlığa sürükleyecek. Lütfen Onların gerçekliklerini topluma anlatabilmek adına yapılan çalışmalarda imkanlar ve vakitler elverdiğince bizler de olmaya çalışalım… Onları aramıza, hayatımıza, kalbimize, dostluğumuza alalım…Ve Onların sosyallikten ve sevgiden uzak kalarak karanlığa sürüklenmesine izin vermeyelim.

Unutmayalım ki; Onlar tıpkı bizim gibiler. +1 kromozom farkla.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

23 Nisansız çocuklar 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları