Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu

Eğitim sektörünün çeyreğine hakim olmalarına neden şaşırdık?

27 Temmuz 2016 Çarşamba

Darbe girişimi sonrası kapatılan eğitim kurumlarının sayısı, bu yapının eğitim sistemimizin içerisindeki yapılanmasının boyutlarını gözler önüne serdi. Rakamlar karşısında liderlerden halka dek hayret sözcükleri bir idi. “İnanılmaz, içimize kadar girmişler!”

Bu ülkede yaşayan insanların bunu bugün farkedip bunca hayret etmesine hayret etmemek açıkçası elde değil. Zira bu yapının; onlarca yıldan bu yana eğitim sektörünün her kademesindeki varlığını sakince, sabırla ve gittikçe güçlenerek sürdürdüğünü farketmemek, ya da görmezden gelmek bu ülkede yaşayan biri için imkansız.

Kısaca hatırlayalım…


Söz konusu yapı onlarca yıl önce dershanecilik sektörüne giriş yaptığında kendi camiasından olmayan, hatta bu yapıya karşı olan velilerin bile “kulağımızı kapayıp eğitimimizi alırız, sınavımızı kazanır çıkarız” mantığıyla tercihi olmuştu. Kendi yayın kuruluyla piyasada az bulunur zorlukta sorular hazırlayan bu dershanelerde sezon kapanmadan kayıtlar doluyor, bu dershaneler hızla farklı isimlerle farlı şehirlerde şubeleşmeye gidiyordu. Yayıncılık sektörüne de hızlı bir giriş yapan ve iddialı çocukların tercihi olan bu yapı sınavlardaki sorulara nerdeyse birebir benzerlik gösteren sorularıyla kitabevlerinin de en çok satış yapan yayınları oldu.

Bununla eş zamanlı olarak okulculukta da farklı şehirlerde farklı isimlerle varlık göstermeye başlayan yapının logoları birkaç sene önce reklam yasağı gelene kadar derece alan öğrencilerin tshirtlerinin üzerinde ekranlardaki öğrenci ropörtajlarındaydı.

Kendilerinden mezun ettikleri öğrencileri yine kendi bünyelerinde iş ve meslek sahibi yaparak kendi yapılarının içinde tutan ve maksimum aidiyetlik duygusu aşılayarak çemberi büyüten mantık bu yapının eğitim sektöründeki varlığını gitgide daha da güçlendirdi.

İnanılmaz bir sakinlik, sükunet ve sabırla varlığını gittikçe güçlenerek sürdüren bu yapı okulculuktan dershaneciliğe, yayıncılıktan öğretmen eğitimine dek eğitim sektörünün neredeyse çeyreğine hâkim olmuştu.

Hal böyleyken anlamadığım… Eğitim sektöründeki bunca köklü yapılanmalarına yıllarca şahitlik eden kişi ve kurumların şimdi kapatılan eğitim kurumlarının sayısına bakarak sektörün hatırı sayılır bir payına hakim olmalarına bu denli şaşırması.

NERDEN BAKARSAK BAKALIM EĞİTİM YİNE ARAPSAÇI

Yıllardır zaten yapboza dönen ve hataların yama ile kapandığı eğitim sistemimizde mevcutta yığınla sorun bizi bekliyorken; 15 Temmuz gecesi milletçe kahrolarak tanıklık ettiğimiz darbe girişiminin faturalarından biri de eğitime çıktı.

1500’e yakın özel okulun kapatılıyor, 20bine yakın öğretmenin ve 15bine yakın personelin açığa alınıyor olması ve yaklaşık 140 bin öğrencinin açıkta kalacak olması; her ne kadar etkin çözümler geliştirilmiş gibi görünse de, nerden bakarsanız bakın yeni bir arap saçı.

ÖZEL OKULLAR BU OKULLARDAN GELEBİLECEK ÖĞRENCİLERE DAİR KAYIT POLİTİKALARI MI BELİRLİYOR?

Açıkta kalan öğrencilere kontenjana bakılmaksızın sadece taban puan doğrultusunda kolay nakil formülü ile devlete geçiş kolaylığı sağlanacak olsa da devlet okullarının kontenjanlarında yıllardır süregelen sıkıntı malum.

Ve açığa alınan binlerce öğretmenin yerini Eylül ayına dek KPSS puan sıralamasına göre mülakatla seçilecek sözleşmeli öğretmenlerin alacak olması da planlama kapsamında olsa da ülkemizde yıllardır süregelen mevcut öğretmen sıkıntısı da malum. Diğer yandan özel okulların yönetimlerinin de bu okullardan gelebilecek öğrencilerin kaydına dair izleyecekleri politikayı belirlemek üzere sık sık toplandığı da kulağımıza gelen söylentiler arasında.

Hal böyleyken; lise tercihlerinin yapıldığı ve özel okul kayıtlarının yüksek ölçüde belirlendiği bugünlerde bu çok bilinmeyenli denklemin; eğitimdeki dengeleri altüst etmeden minimum hatayla çözülmesi tek temennimiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

23 Nisansız çocuklar 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları