Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Cumhuriyetin 100. yıldönümü
Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşına ulaştı. Cumhuriyetin 100. yıldönümü halkımıza kutlu olsun.
Türk halkı, Cumhuriyeti koruyacak ve Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti emperyalist devletlere karşı verilen Bağımsızlık Savaşı sonunda kurulmuştur. Kökeninde mazlum milletlere örnek olan, ilk bağımsızlık savaşı ve Cumhuriyet Devrimi vardır.
Milli Mücadele, Mustafa Kemal’in önderliğinde üç ayrı cephede verilmiş, zorluklar ve ihanetlerle dolu bir savaştır.
Birinci cephe, vatan topraklarını işgal etmiş olan emperyalist-işgalci askeri güçlere karşı yapılan savaştır.
İkinci cephe işgalcilerle işbirliği yapan padişah ve onun hükümetlerine karşı verilen mücadeledir.
Üçüncü cephe iç savaştır. Padişah Vahdettin ve onun hükümetleri “Kuvayı İnzibatiye” adı verilen paralı askerlerle iç savaş çıkarıyordu. Kutsal din duygularını sömürerek büyüyen gerici isyanlar Ankara’nın ilçelerine kadar ulaşmıştı. Öte yandan Meclis’in çoğunluğu yapılan milli savaşı padişah ve halifenin kurtarılması mücadelesi olarak değerlendiriyordu.
Milli Mücadele başlarken Atatürk’ün kafasındaki stratejik plan, önce yabancı işgal ordularıyla savaşmak, sonra da Osmanlı’nın küllerinden çağdaş bir Türk devleti yaratmaktı. Atatürk Nutuk’ta o günkü koşulları anlatır ve şu yargıya varır:
“Bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da milli egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız bir Türk devleti kurmak.”
ATATÜRK CUMHURİYETÇİYDİ
Atatürk, daha Harp Okulu öğrencisiyken cumhuriyetçiydi. Harp Akademisi’ni bitiren genç bir yüzbaşı ve henüz 24 yaşında, “Önemli olan yıkılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden yeni bir devlet yaratmaktır” diyordu.
29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyetin kurucu babası Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Egemenlik padişahtan alınıyor ve padişahın saltanat tacı başından çıkarılıp halka veriliyordu. Cumhuriyet kuruluyordu. Cumhuriyetin ilanından sadece dört ay sonra 3 Mart 1924’te din devletini temsil eden halifelik tarihin derinliklerine gönderiliyordu. Atatürk’ün hedefi sadece vatanın yabancı işgal güçlerinden kurtarılması değildi; temel amacı Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine taşımaktı.
ATATÜRK VE ÇAĞDAŞLAŞMA
Yüzyıllarca şeriat ilkeleri ve din devleti kuralları içinde yaşamış ve yönetilmiş bir toplumda 100 yıl önce Cumhuriyetin ilanı başlı başına bir devrimdir.
Atatürk aklı öne çıkarıyor, “En gerçek yol gösterici bilimdir” diyordu. Hukuk, kültür, eğitim, genel yaşam gibi toplumun her alanında laik ilkelere dayalı büyük devrimlere öncülük yaptı. Atatürk Devrimleri tüm dünyayı, Asya ve Afrika’daki mazlum milletleri etkiledi. Bu nedenle doğumunun 100. yılında, UNESCO 1981 yılını bütün dünyada “Atatürk Yılı” olarak kabul etti.
CUMHURİYET ÖDÜN VERMEYECEK
14 Mayıs 1950 seçimleri demokratik bir dönüşümdür. Çok partili sisteme geçtiğimiz 1946 yılından bugüne 77 yılı geride bıraktık. Bu dönemin büyük çoğunluğunda Türkiye’de sağ partiler iktidar oldu. Bu partiler demokrasinin getirdiği haklardan yararlanarak dinsel duyguları oy toplamak amacıyla kullandı ve kullanıyor. Cumhuriyete, Atatürk’e ve Aydınlanma Devrimlerine karşı çıktı ve çıkıyor... Laiklik ilkesinin törpülenmesi, Cumhuriyetin temellerinin yıkılması, din devletinin tekrar kurulması için Aydınlanma Devrimlerinin temellerini sarsmak, laiklik ilkesini yok etmek yönünde çalışmalarını sürdürüyor.
Ancak Cumhuriyetin 100. yılında bugün Türkiye’nin nüfusu 80 milyonu aşmış bulunuyor. Cumhuriyet ideallerine bağlı, genç bir nesil yetişti. Bilime, akla, çağdaş yaşama inanan büyük bir kitle oluştu.
Türk toplumunu ortaçağın karanlığına, geriye döndürmek isteyen düşünce yapısı asla başarılı olamayacaktır.
Atatürk’ün akla ve bilime dayanan yol göstericiliği sürecektir. Çağdaş toplum gelişecek, evrensel Cumhuriyet değerleri yaşayacaktır. Önümüzdeki mayıs ayında 100. yaşına ulaşacak olan Cumhuriyet gazetesi, bu mücadelede laiklik ve çağdaşlaşma için görevini en önde yapmayı sürdürecektir. 100 yıldır ödün vermedi ve asla ödün vermeyecektir. Yolundan dönmeyecektir.
KUVAYI MİLLİYECİLER BİTİRİLEMEZ
Son yıllarda toplumda yer yer bir umutsuzluk dalgası esiyor.
Hayır, Atatürkçüler umutsuz olamaz.
Toplumsal gerçek, gelişme ve ilerleme tersyüz edilemez. Toplumsal gelişmenin temel kuralına karşı çıkılamaz. Her ne yapılırsa yapılsın Türk milletini ortaçağ karanlığına döndüremeyeceklerdir. Atatürkçüleri yok edemeyecekler. Kuvayı Milliyecileri bitiremeyeceklerdir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani’nin arabası
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu