Ustasından aldığı dersler ve günübirlik yönergelerle söylediklerinin nereye gittiğini veya ne kadar gerçek olduğunu hiç düşünmeden (Beştepe’deki asıl Başbakan gibi davrandığına göre) Başbakanvekili AD, partisinin Afyonkarahisar kongresinde...
... O ildeki kötü kokan Kokarçayı, ıslah ederek Akarçay yaptıkları gibi bir olaydan müthiş bir zekâ örneği çıkardı.
“Biz Kokarçay gibi kokan demokrasimizi ıslah ettik” dedi.
AKP Genel Başkanı’nın, 12 yıllık o dönemlerin başbakanının iktidarında demokrasinin bu denli yozlaşmasını ancak bu kadar basit bir kıyaslama ile savunabiliyor.
Boynundaki davulun tokmağı başkasının elinde bir Başbakan’a yakışmayan bu savunular, ortaya koyuyor ki, bunların sanatı geçmişi inkâr...
Öyleyse, demokrasiyi de Kokarçay’a çevirdiklerini kanıtlayan kimi örnekleri anımsatalım...

***

Adeta Tanrısal bir güç gibi her dediğine evet dedikleri Bay RTE; bugün oturduğu Kaçak Saray’a mevcut anayasa ve öngördüğü kuralları kullanarak gelmedi mi?
Geldikten sonra, bugün eski diye karaladığı Cumhuriyetin laiklik başta, hukuk ve sosyal kurallarını savunacağına, koruyacağına Millet Meclisi’nde namusu üzerine ant içmedi mi?
Ama bugün dünyada eşi görülmemiş, ender bir ikiyüzlü siyaset adamı örneği sergiliyor Bay RTE...
Namusu, şerefi üzerine millet önünde yemin ettiği anayasaya, yasalara ve de demokratik geleneklere aykırı da değil, tam tersini benimseyen konuşmalar yapıyor.

***

“Seni muhatabımız görmüyoruz” diyen TÜSİAD’ın müstafi başkanına, “Sen kimsin be! Benim muhatabım millet” diyerek bir kişinin görüşünü açıklaması özgürlüğüne bile dayanamayan RTE’ye, bugün ya altındaki oylar çekilse sen kimsin yahu diye soran yok!..

***

Kaçak Saray sözcüsü, anayasa gereği partisiz olması gereken Bay RTE’nin bu zorunlu sıfatı umursamayarak seçimde kendisine oy verdikleri için 30 ile teşekkür etmeye gideceğini açıkladı.
Bay RTE, son hafta iki ile gitti. Toparlanmış parti bayraklı kalabalığa bir cumhurbaşkanı gibi değil, AKP’nin asıl genel başkanı gibi tamamen 7 Haziran seçimini hedef alan konuşmalar yaptı.
Seçildikten sonraki yeminini bir yana bırakalım; adam kendini hem başbakan hem cumhurun başkanı, adeta milletin ve ülkenin sahibiymiş görüyor ve konuşuyor.

***

Ne teşekkür konuşması... Bu gerekçe tam bir yutturmaca.
Saraylı, bal gibi haddini ve uymak zorunda olduğu mevcut anayasa kurallarını aşarak, seçim propagandası yapıyor.
Son konuşmaları, hem geçmiş dediği Cumhuriyet rejimine hem de bugünün demokratik etik kurallarına aykırı...
Tek başına şu manşet bile RTE’nin Kaçak Saray’da oturup siyasal amaç ve kendi ikbali için demokratik her kuralı, anayasayı hiçe saydığının yadsınamaz kanıtı: RTE, “Yeni anayasa için gücünüzü koyun” diye seçim propagandası yapıyor.
İki yerdeki konuşmasına damga vuran şu ifadeye herhangi bir demokratik ülkede asla rastlayamazsınız.
Yatıp kalkıp, kafasına mıh gibi işlediği, gece gündüz aklından çıkaramadığı başkanlık rejimi değil, aslında.
Kendi siyasal ve kişisel ikbal amacını, Afrika’nın göbeğindeki bir ülkede savunması bile hangi haleti ruhiye içinde olduğunu gösteriyor.

***

Başkanlık sisteminin, devleti daha hızlı ve verimli çalışır duruma getireceğini söylüyor.
Üstelik “ben getireceğim” dediği başkanlık sistemini överken...
... “Biz yapıyoruz yargı tekrar alıyor. Böyle devlet idaresi olmaz” diyor.
Bu ifadeyle getireceği başkanlık sisteminde icraatın yargı tarafından denetlenmeyeceğini ve...
... Ülkeyi hukuk devleti olmaktan çıkaracağını açıklıyor...
Bu tür rejimlerin, Hitler’in Nazi yönetimin de ve ben devletim diyen Mussolini’nin ülkesinde geçerli olduğu ise hiç umurunda değil.
Yalvar yakar olduğu oyları alıp Meclis’te emrine amade AKP grubunun 330 vekilden oluşmasını sağlarsa...
... Hukuk devletini hiçe sayan başkanlık rejimi de değil amacı...

***

Son açıklamalarında itiraf ediyor:
RTE, yine şişirme vaatlerle başkanlık rejimini överken aslında diktatörlüğünü ilan edeceğini bugünden açığa vuruyor.
Bu açıklamaya demokrasiyi savunanların gıkı çıkmıyor.
Böyle giderse RTE başkanlık rejimi içeren yeni bir anayasa yapma olanağını bu seçimde yakalarsa...
... Hoş geldin cumhurbaşkanı diktatör başkanımız manşetlerini de göreceğiz ve...
... Kuşkusuz o gün, bugünleri bile arayacağız ama... İş işten çoktan geçmiş olacak!