Birkaç gündür medyanın çeşitli dallarında yine söylediği bir iki cümle yeni tartışmalara neden oldu.
Affedersiniz hani bir söz vardır, şu andaki koşullar nedeniyle Meclis dışı diyeceğim bir söz…
Bir deli bir kuyuya bir taş atmış. Kırk akıllı çıkaramamış derler ya...
Bu hesap, cumhurbaşkanı adayı RTE, yalaka sınıfından acaba hiddetini çeker miyim diye karşısında kıvranarak, çekine çekine sorular soran gazeteciye nereden esti ise, bir TV yayınında:
“… Benim için Gürcüdür diyenler oldu. Çıktı bir tanesi affedersiniz çok daha çirkin şeylerle, Ermeni diyen oldu” dedi.

***

Cumhurbaşkanlığı tartışması Başbakan sayesinde mahalle kavgasına, basit ağız dalaşına döndü diyorduk.
Bu davranışını yeni bir örnekle yine doğruladı. Zaten öteden beri Çerkes midir, Gürcü müdür, Arap mıdır ya da Kürt müdür; nedir, neyin nesidir diye akıllara takılan sorulara açıklık getireyim derken; bir çuval inciri yine berbat etti!
Ola ki şimdi -tabii iktidarda kalacağı sürece- yoluna baş koyan yalaka yazarlar, konuşmacılar, canım Başbakan ya gündem değiştirmek ya da akılları zaten karışık olanlara bir ders vermek için böyle konuştu diye yazıp söyleyebilirler ama…
… Doğrusu bu da pek çokları gibi, sahibi hesabına klinik bir vaka.
Tam 12 yıl Türk olduğunu, üstelik Cumhuriyete adını veren Türklüğü tek bir kez ağzına almayan, eşinin Arap kendisinin de Batum’dan kopup gelerek Rize’ye göç eden Gürcü bir aileden olduğunu iftiharla meydan nutuklarında göğsünü gererek ilan eden sanki bu RTE değil…
… Şimdi çıkmış TV’ye “Ben Gürcü değilim” diyor.
Pekâlâ ama ya şu sözü neden söylüyor?..
Üstelik cümlenin tam ortasına hiç gereği yokken eklediği bir de affedersiniz sözcüğü ile… “Bana Ermeni diyen oldu” diyerek aramızdaki bir avuç Ermeni vatandaşımızı aşağılıyor.
Yıllardır meydanlarda, Meclis’te, TV’lerde; “Türk, Kürt, Çerkes vs. yok. Hepimiz bir milletiz” diye durmadan nutuklar atanla, bugün kendisine Ermeni denilmesini hakaret kabul eder bir tavır takınan, aynı adam, aynı Başbakan!

***

Yalanlarını, konuşmalarındaki zikzaklarını, vaatlerinden, söylediklerinden durmadan çark edişini, o da bir avuç kadar yazarla, iki muhalefet partisi, yıllardır bendeniz, söylemekten ve yazmaktan usandık!
Ama bu Başbakan, ne yalan söylemekten ne de söylemlerinden çark etmekten vazgeçti!
Ha şimdi soru şu: Pek çok çevre her söylediğinde bir hikmet olduğuna inanır ya; Başbakan’ın Gürcü, Ermeni, Alevi, Sünni, Rum, Kürt, Zaza ayrımını acaba neden birden gündeme getirdiğini soruyor.
Bunda garipsenecek ne var?
RTE’yi biraz olsun tanıyabilenler soruyu zaten yanıtlıyor.
12 yıldır neredeyse Türk olduğunu tek bir kez söylemeyen Başbakan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türk olmakla iftihar eden nüfusun yarıdan fazlasının oylarını, bu basit manevra ile kendine çevirmenin peşinde.

***

RTE’nin her seçimde istismar ettiği din konusunu bu kez de kullanma isteğini -nasıl oldu ise- Yüksek Seçim Kurulu bir reklam filmini geri çevirerek kanıtladı.
Hürriyet dışında tabii tek bir gazetede veya TV haberlerinde göremediğiniz haber şöyle: “YSK, Başbakan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimleri için hazırlanan reklam filminin yayınını ‘dini değer ve sembolleri kullandığı’ gerekçesiyle oyçokluğuyla durdurdu”.
İşte RTE budur.

***

Yıllardır Türk olduğunu söyleyemeyen RTE, -güya dedesinden babasından öğrenmişmiş- o inandırıcı olmaktan fersah fersah uzak ifadelerini; “Ben Türk’üm” diye tamamlamış!
Diyelim ki söyledi. İnandırıcı olabilir mi?
Hadi canım sende!