Cüneyt Arcayürek

Partin Ak mı Kara mı Kanıtla!..

26 Aralık 2013 Perşembe

Kırk yıl geriye uzandı belleğimdeki anılar.
Pembe Köşk’e girdiğimde İsmet İnönü, bizlerin İsmet Paşası, yukarı kattaki yatak odasındaki mütevazı karyolada yatıyordu...
Köşk’te ağır bir hava vardı. Damadı Metin Toker’le kısaca söyleştik.
Belleğimde Paşa’nın o boğuk sesiyle CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etmesinden önce kendisine yönelik parti içi eleştirilere değinen cümlesi canlanıyor: “Bir gün bakacaksınız İsmet Paşa ölmüş ne paşa kalmış ne de ona yönelik eleştiriler, tartışmalar”.
Paşa öldü ama gerisinde unutulmaz bir tarih ve anılar bırakarak göçtü bu dünyadan ve bir gün...
... Cumhuriyet tarihini baştan sona inkâr edecek bir Başbakan geleceğini; örneğin RTE gibi orantısız ve de baştan sona haksız saldırılarına muhatap olacağını hiç ama hiç aklına getirmemişti kuşkusuz.

***

27 Mayıs 1950’de iktidarı demokratik bir seçimle Demokrat Parti’ye teslim ettikten sonra ailesine, oğullarına, 27 yıllık CHP’ye ve Cumhuriyet dönemine insafsız, mesnetsiz saldırılara göğüs gerdi ve...
... DP iktidarının, 27 yıl devam eden tek parti iktidarına yönelik suçlamalarına tek bir cümleyle yanıt verdi: “
... 27 yılın hesabını vermeye hazırım!..
Paşa yaşasaydı, RTE’nin siyasal oyunlarını mazur göstermek için, Cumhuriyetin 27 yılına kinle yoğurduğu saldırılarına aynı veya benzeri bir cümleyle yanıt verir; yargı önünde kendisi hakkındaki haksız suçlamalara ve RTE iktidarıyla hesaplaşmaya hazır olduğunu söylerdi.
İsmet İnönü’ye her vesileyle saldıran Başbakan RTE; acaba bugün Paşa’nın DP’nin saldırılarına verdiği tek bir cümlelik yanıttan ders çıkarabildi mi, çıkarabilir mi?
RTE, çıkıp orta yere, göğsünü gere gere, 11 yıllık iktidarındaki açıklanan veya açıklanamayan bütün yolsuzlukların, hatta rüşvet olaylarının sorumluluğunu üstleniyorum ve hesabını vermeye hazırım diyebilir mi?
Bu beklentinin küçücük bir olasılığı bile söz konusu değil.

***

Hükümetindeki dört bakanın oğulları ya da yakınlarının, yolsuzluk ya da rüşvet olaylarına karıştığı iddialarının derinlemesine araştırılmasına bile tahammül edemiyor...
Mademki tek başına iktidarsın, mademki 11 yıllık iktidarın tertemiz, partinin adı gibi ak olduğuna inanıyor ve savunuyorsun... ...
Öyleyse iktidarının ak mı kara mı olduğunu kanıtlama görevi sana düşüyor...

***

Paşa’nın torunu, CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, RTE’ye beğenmeyeceği ama günümüze ışık tutan şu sözünü anımsattı:
“Son yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine birçok kişinin, onun, ‘Bir memlekette namuslular da namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yolu yoktur’ sözünü hatırlatıyor olması bir tesadüf değildir”.

***

Lakin RTE, akla zarar bir mantıkla operasyonlara 30 Mart’taki yerel seçimlerde sandığın yanıt vererek yolsuzlukları, rüşveti aklayacağını söylüyor.
Savcının, polisin saptamaları, mahkemelerin tutuklama kararının gerekçesi, yolsuzluk ve rüşvet sanıklarına mahkemenin vereceği olası karar...
... Hayır, hayır! Hiçbiri Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet skandalının özü ve özeti değil...
Neredeyse sandık, yargının, polisin ve savcılığın yerini alıyor.
Diyelim ki AKP yerel seçimlerde yeterli oyla pek çok ilde belediyeleri kazandı.
Yarabbi nasıl bir anlayıştır ki, bu sonuç; yolsuzluk ve rüşveti aklamış mı olacak?
Bu anlayışta olduğunu dışarıdan döner dönmez Esenboğa’da toplama kalabalığa söyledikleriyle kanıtlıyor:
“17 Aralık’ta yapılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonları millete ve milli iradeye yöneliktir.”
Her şeye kadirsin sandık, örneğin çaresiz kansere de, derse şaşırmam!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları