Müzisyenlerin sahnedeki kıyafetlerinden ve danslarından dolayı gözaltına alındığı, tutuklandığı, hapis cezası aldığı ve müzik festivallerinin, konserlerin iptal edildiği, yasaklandığı ve insanların yaşam tarzlarına doğrudan baskıların uygulandığı bir ülkede, “uyuşturucuya karşı mücadele” adı altında yürütülen operasyonların gerçekten uyuşturucuya karşı mücadele amacıyla yürütülüp yürütülmediği tartışma konusudur.
Aralarında oyuncu Demet Evgâr’ın ve müzisyen Hadise Açıkgöz’ün de bulunduğu sanatçılar, yaklaşık iki ay önce uyuşturucu kullandıkları gerekçesiyle ve iddiasıyla medya önünde gözaltına alınmışlardı.
O dönemde, operasyonun uyuşturucuya karşı mücadele amacıyla değil, hükümete muhalif olan ve/veya yaşam tarzları AKP’nin dayattığı yaşam tarzından farklı olan kişilere yönelik bir itibar suikastı uygulaması olduğu, CHP tarafından dile getirilmişti.
Gerçekten de durum böyleydi. Gözaltı sürecinin hükümet tarafından önceden medyaya duyurulması ve söz konusu kişilerin görüntüleriyle, adlarıyla ve soyadlarıyla kamuoyuna ilan edilmesi bunun kanıtıydı.
Çünkü amaç gerçekten uyuşturucu kullandığı iddia edilen kişilerin üzerinden uyuşturucuyu satan, dağıtan ve üreten kişilere ulaşmak olsaydı, uyuşturucuyu kullandığı iddia edilen kişilerin kimlikleri ve görüntüleri kamuoyuna açıklanmaz, soruşturma gizli yürütülürdü.
Uyuşturucuyu satan kişiler, uyuşturucuyu kime sattıklarını bildiklerine göre, uyuşturucuyu sattıkları kişilerin gözaltına alındığını medyadan öğrendiklerinde kaçmak, saklanmak ve kanıtları ortadan kaldırmak için zaman kazanırlar.
Uyuşturucu kullandığı iddia edilen kişiler kamuoyuna aynı gün açıklanıyorsa bunun uyuşturucuya karşı bir mücadele operasyonu olduğuna inanmak olanaklı değildir.
Benzer bir durum geçtiğimiz hafta Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un ve program sunucusu Ela Rümeysa Cebeci’nin uyuşturucu kullandıkları iddiasıyla tutuklanmaları ve kamuoyu önünde ifşa edilmeleri sürecinde de yaşandı.
Söz konusu kişilerin, uyuşturucuya karşı mücadeleden ziyade, muhafazakâr kökenlerine rağmen farklı bir yaşam tarzına yönelmiş olmalarından ve/veya AKP’nin içindeki iç rekabete ve iç hesaplaşmalara bağlı olarak tutuklanmış olmaları daha yüksek bir olasılıktır.
***
Uyuşturucuya karşı mücadele, uyuşturucu kullandığı iddia edilen kişilerin kamuoyuna ifşa edilmesiyle sağlanamayacağı gibi, uyuşturucu kullanan kişilerin tek tek tutuklanmasıyla da sağlanamaz.
Uyuşturucuya karşı gerçek ve etkin bir mücadelenin verilebilmesi için uyuşturucu mafyasının, uyuşturucu çetelerinin kökten bertaraf edilmeleri ve onların üyelerinin, liderlerinin ve kamu kurumlarının içindeki uzantılarının tutuklanmaları gerekir.
Bunun için de devletin ilgili istihbarat birimlerinin yabancı devletlerin istihbarat birimleriyle işbirliği içinde etkili bir çalışma yürütmeleri; Emniyet güçlerinin söz konusu istihbarata göre etkin operasyonlar düzenlemeleri; sınırların, sınır ve gümrük kapılarının, hava ve deniz limanlarının, kıyıların, karayollarının etkili bir biçimde denetlenmeleri ve kontrol altına alınmaları gerekmektedir.
Türkiye’deki uyuşturucu tüketiminin AKP iktidarı döneminde radikal bir biçimde arttığı ve toplumun her kesiminde ve ekonomik sınıfında yaygınlaştığı dikkate alınacak olursa, uyuşturucuya karşı mücadele için zorunlu olan bu çalışmaların yeterince gerçekleştirilmediği açıktır. Var olmayan bir şey tüketilemeyeceğine göre, tüketimin artması, uyuşturucu maddenin ülkeye girişinin yeterince engellenemediğinin göstergesidir.
***
Uyuşturucuya karşı etkili ve gerçek bir mücadele vermek için buna ek olarak, insanları uyuşturucu kullanmaya yönelten nedenleri de ortadan kaldırmak gerekir.
İnsanların yaşama olumlu bir anlam ve amaç yükleyemedikleri, ekonomik ve sosyal adaletsizlikten dolayı ruhsal bir bunalım içine düştükleri, yaşama ve geleceğe yönelik bir umutsuzluk duygusuna kapıldıkları bir ortamda, uyuşturucu tüketiminin artması şaşırtıcı değildir.
İnsanların yıllardır dincilikle uyuşturuldukları yetmiyormuş gibi, bir de uyuşturucu maddeyle uyuşturulmaları önlenemezse genç kuşaklar için aydınlık bir gelecek kurmak olanaksız hale gelir.