Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Geleceği Geçmişten Kurtarmak
Kolay ayrışan, kutuplaşan bir toplumda, özellikle de insanların çok duyarlı olduğu konularda kutuplardan birinde yer almış görünmek olasılığını göze almadan düşündüğünü söylemek kolay değil.
Sözü dolandırmadan söyleyeyim, Abdullah Öcalan’ın Nevruz çağrısı içimde barışa ilişkin umutlar yeşertti. Fakat aynı zamanda çağrıda yer alan “bin yıllık İslam milleti” vurgusunu anlamakta zorluk çektiğimi de dile getirmeliyim. Bölgenin “kadim halkları” arasında Ermenilerin, Süryanilerin, Keldanilerin, Nasturilerin, Ezidilerin yok sayılmasının ardındaki anlamın açıklanmasını Kürt dostlarıma bırakıyorum. Şayet bu “yok sayma” durumu bu toplulukların yaşadıkları tehcir, baskı, göçe zorlama gibi uygulamaların sonucuyla ilişkilendiriliyorsa bunun “kardeşlik” kavramıyla bir ilgisi olamayacağının altını çizmek istiyorum.
Yazımın başlığına gelince… Türk kamuoyunun çok büyük bölümü ülkemizde “Kürt sorunu” diye bir sorunun varlığını, bunun da ötesinde bu topraklarda Kürt diye farklı bir etnik nüfusun yaşadığını otuz yıldır süren düşük yoğunluklu bir savaş sürecinde öğrendiler. Bu süreç aynı zamanda geniş Kürt kitlelerinin kendi gerçeklerinin farkına varmalarına, ortak bir etnik bilincin oluşmasına kaynaklık etti.
Süreçte yaşananlar her iki toplumda da belli ölçülerde milliyetçilik duygularını uyandırıp besledi.
Kan, ölüm, acı, sürgün, yurtsuzluk gibi insanın başına gelebilecek her türlü felaket Türk toplumunda da, Kürt toplumunda da kapanması zor derin yaralar açtı. Her dile getirildiğinde sızlamaya başlayan yaralar sorunun nesnel olarak ele alınıp tartışılmasının önünde bir engel oluşturdu.
Barışa giden yolda ilk kilometre taşı olan “çatışmasızlık” kararının alınması hiç kuşkusuz devlet ile Öcalan arasında varılan bir uzlaşmanın sonucudur. Bu uzlaşmanın içeriğini bilmiyoruz. Bu içerik bir tarafa kazanımlar getiren, öbür tarafa ise ödünler yükleyen verilmiş sözler olabilir. Bu tür uzlaşmalara başka ülkelerde yaşanmış benzer iç çatışmalarda da varılmıştır; hoşnut kalanlar olduğu kadar kalmayanların, kalmayacakların olması da doğaldır.
Bu satırların yazarı için barışa giden bir yolun açılmış olması önemlidir. Fakat çok daha önemli olan, “geleceği geçmişten kurtarmak” doğrultusunda atılacak adımlardır.
Yukarıda da dile getirildiği gibi toplumun yaraları tazedir, insanlar birbirlerinin yaralarını kaşımaktan, kanatmaktan kaçınmalıdır. Tabii bu ülkeye barış ve huzur gelmesi gerçekten isteniyorsa…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu