Elçin Poyrazlar

Kırmızı Alarm

11 Ağustos 2021 Çarşamba


Bir an için ülkedeki yolsuzluk, adaletsizlik, hukuksuzluk, tecavüz, cinayet ve cezasızlık girdabından başınızı kaldırarak yukarı bakın.

Hatta çok uzağa değil, Akdeniz ve Ege kıyılarında küle dönen ormanları, sıcak hava dalgalarını, Karadeniz bölgesindeki sel felaketlerini düşünün. 

Çocukluğunuzdan bu yana mevsimlerin ne büyük bir hızla değiştiğini, daha önce pek de tanık olmadığınız aşırı hava koşullarının sıklaştığını, yaza girerken dondurucu havaları, kışın ortasında bunaltıcı sıcakları hatırlayın.

Mevsimlerin birbirine karıştığını, tek bir günde dört mevsimi yaşadığınızı ve  dengesiz havaların hayatınızın neredeyse normali olduğunu görün. 

İklim değişikliği çağına hoşgeldiniz!

Kimi çıkarcı ahmakların iddia ettiği gibi bunun bir komplo olmadığını anlamak için kendi hayatınıza, kendi çevrenize ve ülkenize bakmanız yeterli. 

Bilim insanlarının, çevreci grupların yıllardır bilimsel kanıtlarla, aciliyetle, ısrarla tüm dünyaya anlatmaya çalıştığı dönemdeyiz artık. 

Kırmızı alarmdayız. 

Birleşmiş Milletler Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) altıncı değerlendirme raporu artık hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde uçurumun kenarında olduğumuzu gösteriyor. 

Bu hafta açıklanan rapora göre dünyada insanlığın sürebilmesi için acil, somut ve güçlü eylemlere ihtiyaç var. 

Dünya yüzeyinin sıcaklığı arttıkça afetler, yoksulluk, açlık ve savaşlar bizi bekleyecek. 

İklim değişikliğinin dünyaya etkilerini şimdiden görmeye başladık. 

Taze su kaynaklarının buharlaşması, kuraklığa bağlı tarım alanlarının yok olması, gıda üretiminin son bulması…

Sıcak hava dalgalarının artması, seller ve yangınların yayılması, fırtınalar gibi aşırı hava koşullarının çok daha sık yaşanması…

Bitki ve hayvan türlerinin ortadan kalkması, doğal yaşam alanlarının yer değiştirmesi…

Vahşi hayvanlar ile insanların daha fazla temasıyla yeni hastalıkların ortaya çıkması, salgınların yayılması…

Dünya ısınmaya devam ettikçe felaket çağına teslim olan yerkürede hayatta kalmaya çalışacağız. 

İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini en çok yoksul ülkeler yaşayacak. 

Susuz, kurak, aç kalan milyonlar yaşamları için büyük göçlere, bu felaketlerden yararlanmak isteyen savaş tacirleri büyük savaşlara ve yıkımlara neden olacak. 

Önümüzdeki yıllarda dünyanın ısınmasını önlemek için gerekli adımlar atılmazsa gezegen bir kıyamet senaryosuna sıkışıp kalacak. 

‘Bize bir şey olmaz’ demeyin. 

Çünkü BM Raporuna göre iklim değişikliğinin merkezi Akdeniz havzası olabilir. 

Akdeniz bölgesinde kuraklık, yangınlar artarken, tarım son bulabilir. 

Kuraklık yüzde 49’lara ulaşabilir. 

Güney Avrupa’da buğday üretimi yüzde 12 düşebilir. 

İspanya'nın dörtte üçü çölleşebilir, Kıbrıs'ın yüzde 99'u canlı yetişmeyen toza dönüşebilir.

Öldürücü sıcaklar yılda yüzbin kişinin canını alabilir. 

Akdeniz’de deniz seviyesi arttığında milyonlarca insan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. 

İnsanlık için kırmızı alarm sireni çalıyor. 

Duyabiliyor musunuz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları