Sanatçıların, gazetecilerin haksız ve hukuksuz tutuklanma haberlerinin, örgütlü suç lideri Sedat Peker’in rüşvet ve yolsuzluk açıklamalarının gölgesinde idrak edilen, adaletin olmadığı, geçim derdinin (oligarşi hariç) bütün aileleri pençesine aldığı bir dönemde, 30 Ağustos Zaferi’ni kutlamak:

Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda, Demokratik Cumhuriyeti kurtarmak ve korumak için, bu kez siyaset meydanında, sandıkta, topyekûn bir ulusal seferberlikle, Demokratik bir 30 Ağustos Zaferi daha gerekli!

***

Cumhuriyetin yozlaştırılma sürecinin dönüm noktaları olan diyalektik olayları anımsayalım:

1945-46 Çok Partili Düzen’e geçiş.

1950 DP iktidarı.

28 Nisan 1960 Tahkikat Encümeni Sivil Darbesi.

27 Mayıs Askeri Karşı Darbesi.

1961 Anayasası.

12 Mart 1971 Askeri Darbesi.

Birinci ve İkinci Milliyetçi Cephe Hükümetleri.

12 Eylül 1980 Askeri Darbesi.

2002 Orta Sağ ve Orta Sol’un çöküşü sonunda, ABD’nin desteğiyle AKP iktidarı.

2007 AKP’li Cumhurbaşkanı.

Birinci Silivri Trajedisi: Ergenekon, Balyoz, Casusluk, OdaTV davaları.

12 Eylül 2010 halkoylaması.

Haziran 2013 Gezi Direnişi

17-25 Aralık 2013 iddiaları.

15 Temmuz 2016 darbe girişimi.

20 Temmuz 2016 OHAL darbesi.

KHK’ler ile yönetimin, tutuklamaların ve işten çıkarmaların başlaması.

6 Nisan 2017 Demokratik Cumhuriyeti lağveden ve “Şahsım Devleti”ni kuran halkoylaması.

2021 Sedat Peker’in ifşaatıyla ortaya dökülen yolsuzluk ve rüşvet iddiaları.

20 Aralık 2021 Türk Lirası’nın değerini düşürme operasyonu.

2022 TÜİK’e göre yüzde 80, ENAG’a göre yüzde 176 olan enflasyon oranları.

***

Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet Devrimi iki mucizevi olaya dayanır:

Birincisi, hiç kimsenin beklemediği bir zaferdir:

Mucizevi bir biçimde, İngilizlere, Fransızlara, İtalyanlara, Yunanlara, Ermenilere, Padişah Ordusu’na, Dürrizade’nin idam fetvasına, büyüklü küçüklü sayısız iç isyanlara karşı kazanılan bir İstiklal Savaşı.

Bu savaşın dönüm noktası Sakarya Muharebesi, düşmanlar tarafından beklenmedik sonuç alıcı darbesi ise Dumlupınar Başkomutan Muharebesidir.

İkincisi, mucizevi bir toplumsal - siyasal - ekonomik devrimdir:

İkinci mucizevi olay Batı Dünyası’nın dört beş yüzyıl boyunca çeşitli gel gitlerle yaşadığı Endüstri Devrimi’nin temellerini, Din-Tarım Dönemi’nde patinaj yapan Osmanlı İmparatorluğu’nun kalıntısı olan bir toplumda 15 yılda atabilmiş olmasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları bir askeri zaferle çizilmiş, siyasal yapısı ise bir siyasal - toplumsal - ekonomik devrimle kurulmuştur.

Ne yazık ki bütün sınıfsal yapısı eşraf ve ayan ile reayadan yani köle köylüden oluşan bir toplum 15 yılda tam dönüştürülemiyor; ancak bazı temeller atılabiliyor.

***

Bütün otoriterleşen rejimlerde yolsuzluklar da aynı hızda artar.

Zaten otoriterleşme, dincilik veya milliyetçilik maskesi altında da yapılsa, esas olarak yolsuzluk ve rüşveti maskelemek için gerçekleştirildiğinden, ikisi arasında tam bir ilişki vardır.

Şimdi Atatürk’ü her andığımız, Cumhuriyet Devrimi’ni her kutladığımız gün, bu Cumhuriyeti, kurtarmak, Demokrasiyi yeniden kurmak için neler yapılacağını düşünmek ve yeni bir atılım için hazırlanmak zorundayız.

30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutlarken, bu Cumhuriyetin hangi zor koşullar altında kurulduğunu anımsamanızı ve bize emanet edilen bu ülkeyi, bu Devleti kurtarmak için bugün, sandığı korumak ve Demokrasiyi yeniden işletmek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamamız gerektiğini vurgulamak istiyorum.