Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Helalleşme üzerine: Derviş, üslup ve testi

18 Kasım 2021 Perşembe

“Dervişin fikri neyse zikri de odur.”

İnsanın kafasının içindeki düşünce, fikir ne ise konuşmasında, zikrinde onu söyler, onu anlatır.

“Üslubu beyan aynıyla insan.”

Bir insanın dili, kullandığı sözcükler, terimler, konuşma ve ifade tarzı yani üslubu, o insanın kişiliğini yansıtır.

“Testinin içinde ne varsa dışarıya o sızar.”

İnsanın kalbinde, beyninde, duygularında, düşüncelerinde ne varsa, konuşması, hali, tavrı, onu dışarıya vurur.

***

Bir insan:

Nezaketsizse, terbiyesizse, kavgacıysa, otoriterse, ayrıca cahilse, ne bilmediğini bile bilmiyorsa, kaba sabaysa, üstelik de anlayışsızsa, saldırgansa, kibirliyse, kendisinden başkasını sevmiyorsa, dogmatikse, ayrımcıysa, sevgisizse, nefret doluysa...

Üslubu da:

Nezaketsiz, terbiyesiz, kavgacı, otoriter, cahilce, kaba saba, anlayışsız, saldırgan ve kibirli, bencil, dogmatik, ayrımcı, sevgisiz ve nefret saçan bir üslup olur.

Bir insan:

Nazikse, terbiyeliyse, uzlaşmacıysa, demokratsa, bilgeyse ve ayrıca aydınsa, en azından ne bilmediğini biliyorsa, uygarsa, anlayışlıysa, dost canlısıysa, alçakgönüllüyse, insanlara sevgiyle yaklaşıyorsa, sorgulayıcıysa, araştırmacıysa, birleştirici bütünleştiriciyse, sevgi doluysa...

Üslubu da:

Nazik, terbiyeli, uzlaşmacı, demokratik, bilgece, aydınlara yakışan, bilmediğini bilen, uygarca, anlayışlı, dostça, mütevazı, sevgi dolu, araştırmacı, soruşturmacı, birleştirici bütünleştirici, sevgi dolu olur.

Birinci tür kişilik ve üslup siyasete egemen olursa, o toplum, sevgisiz, mutsuz, antidemokratik, kavgacı olur, ilkel kalır ve yoksullaşır.

İkinci tür kişilik ve üslup siyasete egemen olursa, o toplum, sevgi dolu, mutlu, demokratik, uzlaşmacı olur, uygarlaşır ve zenginleşir.

***

Türkiye 20 yıldır birinci tür kavgacı üslubun siyaset diliyle yönetiliyor.

Toplum, halk, bundan bıktı usandı.

2019 yerel seçimlerinde ikinci tür uzlaşmacı üslubun siyaset dilini özlediğini gösterdi.

Önümüzdeki seçimlerde, sevgi dolu, uzlaşmacı bir üslubun temsilcisi olan siyaset kazanacaktır.

***

Türkiye’de insanlar birinci tür kavgacı, ayrımcı, kaba saba, nefret dolu, otoriter üslubun siyasetini ve bunun ezici, yok edici, kahredici, yoksullaştırıcı sonuçlarını yaşayarak öğrendi.

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP lideri olduktan sonra, ikinci tür sevgi dolu, uzlaşmacı, demokratik üslubu temsil eden bir politikacı olarak öne çıktı.

Hatta fazla uzlaşmacı olduğu, gerekli zamanlarda bile yeterince sert eylem ve söylemlerde bulunmadığı konusunda eleştirildi.

Ama bu üslubun yansıması olan siyasal eylem ve söylemler İstanbul ve Ankara ile birlikte Antalya, Adana gibi pek çok büyük kentte, yerel seçimleri iktidara karşı kazandı.

Üstelik şimdi ucube “Şahsım Devleti”nin ceberrut tek kişi yönetimine karşı çıkan muhalefet, yeniden Parlamenter Demokratik Rejim’i amaç olarak gündeme getirince Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı söz konusu olduğunda, bu terbiyeli, uzlaşmacı kişiliği, dezavantaj olmaktan çıktı, avantaj haline geldi.

***

Şimdi gelelim “Helalleşme” konusuna:

Helalleşme, dini bir terimdir.

“Hakkını helal et” deyişinde olduğu gibi bir kişinin kendisine hakkı geçen veya geçme ihtimali olan bir kişiden “helallik dilemesi”, “onun hakkından vazgeçmesini istemesi”, bir anlamda özür dilemesi anlamına gelir.

Yaygın kullanımı şu alanlarda olur:

1) Bir alışverişten sonra, her iki tarafın da zarara uğramadığını ya da her iki tarafın da o alışverişten memnun olduğunu belirtmek için kullanılır.

2) Ölürken, sevdiklerinden ve tanıdıklarından, onların istemedikleri, hoşlanmadıkları şeyleri yapmışsa özür dilemek için kullanılır.

3) Kötülük yapanların, zulüm yapanların, mazlumlardan, kurbanlardan özür dilemesidir.

4) İstemeden bir kötülüğe, bir haksızlığa, bir hukuksuzluğa sebep olanların, bu durumu anlatarak mağdurlardan özür dilediği durumlarda kullanılır.

5) Kökü, öbür dünyada hesap sorulacağı inancına ve bu hesap açısından muhatabından af dilemeye dayanmakla birlikte, günlük dilde yaygın olarak kullanıldığı için, dinsel kökenden gelmekle birlikte günlük ilişkilerde “uzlaşma” anlamında kullanılır.

***

Yazının başında alıntıladığım atasözlerine bakar ve Kılıçdaroğlu’nun kişiliğini ve bugüne kadarki tutum ve davranışlarını anımsarsanız, onun ne demek istediğini anlarsınız.

Ama kullandığı terim “Helalleşmek”, yanlıştır.

Nitekim birkaç gündür bu yanlışlığı düzeltmek için açıklama üstüne açıklama yapılmaktadır.

Kılıçdaroğlu’nun son açıklaması tam da kişiliğini yansıtan, benim tam anladığım niyetini belirtiyor:

“Hukuk ayrı helalleşmek ayrı” diyor.

“Helalleşmek, yüzleşmek barışabilmek devam etmektir” diyor ve sonra ilave ediyor:

“Ardımdan bu ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum.”

Bu açıklamalar onun kişiliğine ve politikasına uygun sözler ama kendisinin ve CHP’nin hiçbir sorumluluğu olmadığı bazı olayları da bu açıklamasında bile hâlâ “zikretmesi” doğru olmamış.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları