Yüzsüz ‘YAE’ciler’ ve savaş kışkırtıcıları

12 Mayıs 2016 Perşembe

Değerli bilimci Prof. Erol Manisalı,Türkiye’nin genel durumunuçözümlediği Salı günkü yazısınaşöyle başlıyordu:
“• Parlamento’suz ve parti’siz bir düzenegötürülüyoruz.
• AKP’nin ne olacağına bir kişi karar veriyor.
• HDP Meclis’ten dışlanıyor.
• MHP’nin kongresi ‘engellendiği için’, baraj altı kalmaya itilmek isteniyor.
• CHP gerekli atılımları yapamıyor, ‘statükocu’ konumuna sokuluyor. Sistem kilitlenmiş durumda, ‘ülke sanki kendini yok etmeye programlanmış bir bilgisayar’ gibi.”
 

***

Manisalı’nın özetlediği durum tam bir “Sivil Darbedir”:
Parlamentosuz, partisiz, hukuksuz, bir tek adam diktatörlüğü!

***

Türkiye’nin bu duruma gelmesinde en büyük sorumluluk hiç kuşkusuz Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarıdır.
Onlara da en büyük desteği, solculukları ve liberallikleri “kendilerinden menkul” (yani kendi kendilerini öyle niteleyen ama aslında öyle olmayan) “kullanışlı aptallar” verdi...
Bunlar dinci-mezhepçi çizgide duraklamış bir partiden demokrasi bekleyen...
Adaleti, siyasal iktidarın emrine veren “Yetmez Ama Evet’çiler”...
Ve “Suriye konusunda savaş kışkırtıcılığı yapan” zavallılardı.
Aynı zavallılar, Silivri davalarındaki büyük haksızlık ve hukuksuzluklara da göz yuman, “Kurunun yanında yaş da yanar”, “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” diyen, faşist ruhlu sözde demokratlardı.

***

Şimdi bunlar olanca yüzsüzlükleriyle yine “kamuoyu lideri” pozisyonlarında her yerde ahkâm kesiyorlar:
SADECE ordu karşıtlığını demokratlık, SADECE Kürt etnikçiliğini solculuk sanıyorlar!
Böylece, mezhepçi-milliyetçi faşistlerin değirmenine su taşıyorlar.

***

Oysa demokrat olmak elbette ordunun darbeciliğine karşı çıkmayı, direnmeyi içerir, ama sadece ondan ibaret değildir:
Dogmatik, faşist kafalı sivillere karşı da direnmeyi ve temel hak ve özgürlükleri savunmayı gerektirir.
Solcu olmak da elbette Kürtlerin ezilmesine karşı çıkmayı içerir ama, sadece ondan ibaret değildir:
Tüm din, mezhep, ırk ve milliyet gruplarının içindeki emekçilerin, sağlık, eğitim ve istihdamda eşit fırsatlara sahip olmalarını, her türlü kültürel, siyasal ve sosyal haklarda eşitliğini ve gelir adaletini savunmayı gerektirir.

***

14 yıllık AKP iktidarı, demokrasimizin ağır aksak geliştirilmeye çalışılan bütün kurum ve kurallarını yozlaştırdı:
Artık çıkarcılık, şarlatanlık, döneklik, adam kayırma, dalkavukluk ve bölünme, her yerde...
Ve biz göz göre göre, parlamentosuz, partisiz, hukuksuz, bir tek adam diktatörlüğüne sürükleniyoruz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları