Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ekonomik tablo ve beklentiler ağırlaşıyor
Mart ve nisan aylarına ilişkin veriler geldikçe, ekonomik tablonun giderek ağırlaştığı da somut olarak görülmeye başladı. Bununla birlikte beklentilerin de hızla bozulduğu, salgın nedeniyle 2020’nin tümüne ilişkin umutların azalmaya başladığı da gözleniyor.
Ekonomi çevreleri, diğer ülkelere kıyasla salgından etkilenenlere Türkiye’de daha az maddi yardım verildiğini hatırlatarak gelen bütçe verilerinin buna rağmen ciddi bozulmaya işaret ettiği görüşündeler. Salgından çıkış programlarının devreye sokulduğunu ama hazirandan itibaren hemen toparlanmaya geçişin zor gözüktüğünü kaydeden aynı çevreler, yılın ikinci yarısında da salgın için ek yardımların gündeme gelebileceğinin altını çiziyorlar. Salgında ikinci bir dalga gelmese bile krizin faturasının ortaya çıkmasıyla birlikte, birkaç ay sonra yeni yardımlara olan ihtiyacın daha somut gözükeceği görüşündeler.
Bu arada özellikle işsizlik oranlarında henüz salgın etkisinin görülmediği, kısa çalışma ödeneği gibi ara çözümler nedeniyle, ilk 6 ayda işsizlik oranlarının fazla artmayacağı görüşü hâkim. Bununla birlikte hazirandan sonra bu imkânların ortadan kalkmasıyla, canlanmanın derecesine bağlı olarak, resmi işsizlik sayılarının ikinci yarıda artması bekleniyor. Bu unsurun, talebin canlanması ve toparlanmanın başlamasına da olumsuz etki yapacağını kaydeden ekonomi çevreleri, “hem salgın nedeniyle talepte çekimserlik, talep ertelemesine devam gibi eğilimler görülebilir hem de gelirlerin azalmasına bağlı talebin artması zorlaşabilir” diyorlar. Bunun da toparlanmanın gecikmesine yol açması kaçınılmaz olacak.
İç talepte salgından çıkışta ancak kademeli bir artış olabileceği, bunun da 2020 yılının sonuna kadar sürebileceği tahminlerini yapanlar çoğunlukta. Hatta bazı sektörlerde ancak 2022 yılında normale dönüş olabileceğini söyleyenler var.
İç talepteki bu beklentilere karşılık dış talebin çabuk toparlanması da pek beklenmiyor. Örneğin tekstil gibi sektörlerde Avrupa’da normalleşme başladığında ellerindeki stokların önce eritileceği, yeni siparişlerin daha sonra verilebileceği belirtiliyor. Bu arada dün açıklanan AB’nin resmi tahminlerine göre bölgenin, yılın ilk çeyreğinde yüzde 3.8 oranında küçüldüğü açıklandı. Dolayısıyla Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan AB’ye satışların açılmasının da zaman alacağı, zorunlu mallar dışında bekleme eğiliminin hâkim olmasından korkulduğu görülüyor.
Üretimde büyük düşüş
Geçen hafta yayımlanan mart ayı sanayi üretim endeksine göre, üretim yüzde 7.2 oranında düştü. İş çevreleri, mart ayının büyük bölümünde üretimin devam ettiğini, dolayısıyla asıl olarak nisan ayı verisinin daha büyük bir daralmaya işaret edeceği görüşündeler. Bununla birlikte sanayi üretiminin yanında hizmetler sektöründe çok daha büyük daralmalar yaşanacağı tahmin ediliyor. Yani mart ayının dahil olduğu ilk çeyrek büyümesinin, ocak ve şubat ayı artışlarına rağmen, sıfıra yakın bir oranda gelmesi bekleniyor. Asıl düşüşün ise ikinci çeyrekte görüleceği, daha sonraki toparlanma eğiliminin tüm yılın büyüme rakamında etkili olacağı gözüküyor.
Merkez Bankası’nın dün açıklanan mayıs ayı beklenti anketine göre, bu yılın tümünde beklenen ekonomik daralma yüzde 1.3 düzeyine çıktı. Bir önceki ankette bu oran yüzde 0.6 daralma idi. Önümüzdeki dönem ekonomide küçülme tahminlerinin daha da artabileceği belirtiliyor.
Merkez Bankası beklenti anketine göre, yılsonu enflasyon tahmini yüzde 9.38 oranına indi. Yine dolar kuru olarak da 7.01 TL’lik bir ortalama tahmin yer aldı. Özellikle kurla ilgili tahminlerin önümüzdeki aylarda artması beklenirken, ikinci yarıda kurların fiyatlara etkisinin görülmesi halinde, enflasyon tahminlerinin yükselmesi de kaçınılmaz olabilir.
Beklenti anketi bize bozulma beklentilerinin arttığını ama salgından çıkışın etkisinin henüz beklentilere tam olarak yansımadığını gösteriyor.
Bununla birlikte aylık cari açık rakamının 4.9 milyar dolar seviyesine çıktığı, önümüzdeki dönem bunun azabileceği ama dış borç geri ödemelerine ek, cari açık finansmanı için de ek döviz talebinin ortaya çıkmasının sürpriz olmayacağı söylenebilir. Sadece son bir haftada yabancıların 1 milyar doların üzerinde tahvil ve hisse senedi satarak çıktıkları, zaten net rezervlerin eksiye döndüğü, swapla ilgili umutların giderek kaybolduğu göz önüne alındığında, dış kaynak ihtiyacının ne kadar acil hale geldiği de bir kez daha ortaya çıkıyor.
Salgının etkisiyle ilgili gelen ilk veriler bariz kötüleşmeyi gösteriyor ama bu tablonun daha da ağırlaşması bence kaçınılmaz olacak. Hep söylediğimiz gibi, çok daha kapsamlı çözümlere, yönetim anlayışının değişmesine ihtiyaç var.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!