Geç gelen aydınlık: İzmir Şehir Tiyatrosu

02 Ekim 2021 Cumartesi

“Tiyatro, bir ülkenin en etkili eğitim araçlarından biridir. Ülkenin kalkınmasındaki yükselişi ya da çöküşü gösteren bir barometredir” diyor ünlü İspanyol şair ve yazar Lorca. Yarın öbür gün ülkemizde kent kültürü, tarihi ve kamu üçgeninde özel bir tartışma yürütülürse şüphesiz değerlendirilecek yerlerin başında tiyatro binaları geliyor. Tabii, yeteri kadar tiyatro kalırsa! 

Özellikle salgın hastalığın etkisinin sürdüğü günümüzde can çekişen tiyatroların çığlıklarını duyarak yeni bir sezona “merhaba...” diyoruz. Geçmişten gelen sorunlara yeni sorunların eklenmesiyle sanatsal anlamda kışı yaşıyoruz. 

*

Öte yandan çağdaş uygarlığın vazgeçilmezinin sanat olduğunu bilen insanların yaşadığı bir kentte, İzmir’de, bir şehir tiyatrosunun açılmasının heyecanı içindeyiz. 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in arzusu ve çabasıyla iki yıl önce İzmir Şehir Tiyatrosu’nun kurulması için düğmeye basıldı. Yücel Erten, Orhan Alkaya, yakın zamanda kaybettiğimiz tiyatro insanı Hülya Nutku, Levent Üzümcü, Cezmi Baskın, Zeynep Altıok Akatlı, Bilgehan Oğuz’la birlikte üyesi olduğum bir danışma kurulu oluşturuldu. Öncelikle tiyatro sanatı adına demokratik ve katılımcı bir “yönetmelik”in oluşturulması için kolları sıvadık; kuruluş için büyük adımı attık. Yücel Erten’in genel sanat yönetmeni seçilmesinin ardından kurumsal anlamda İzmir Şehir Tiyatrosu da hayata geçmiş oldu. 

Böylece kent kültürüyle tiyatro sanatının bir kere daha harmanlanmasına tanıklık ettik. 

*

Aslında İzmir Şehir Tiyatrosu’nun kuruluşu için 1944 yılında Avni Dilligil’in İzmir’e turneye gelmesiyle büyük bir adım atılmıştı. Dönemin İzmir Belediye Başkanı Reşat Leblebicioğlu’nun ısrarıyla 1945’te belediye meclisinden çıkan kararla Şehir Tiyatrosu resmi olarak kurulmuştu. 

İzmir Şehir Tiyatrosu, 19 Aralık 1948’de çıkan bir yangın sonucunda Kültürpark’taki sahnesini kaybetti. Günümüzde Devlet Tiyatrosu’nun Konak Sahnesi olarak bilinen Halkevi Sahnesi’nde oyunlarını sürdürdü. Ancak söz verildiği halde kendisine ait bir sahneye kavuşamadı. 1950 yılında belediye yönetiminin Demokrat Parti’ye geçmesiyle 10 Ekim 1950 tarihinde alınan bir kararla dağıtıldı. 

*

1949 yılında kurulan Devlet Tiyatroları da bir yıl sonra Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle benzer bir baskı ve kapatma tehdidi ile karşılaşmıştı. Ancak hayatına siyasetin merkezinde, Ankara’da olmanın avantajını kullanarak devam etmişti. Özellikle Demokrat Parti içinden çıkan farklı sesler, Devlet Tiyatroları’nın bütçe görüşmelerinde yüksek perdeden duyulmaya başlanmıştı. 1950 ve 51 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinden ayrılan payın yüksek olduğunu savunanlar sahneye çıkmış, “Millet bizden tiyatro değil, köy okullarının tamirini ve okulu olmayan yerlere yenisinin yapılmasını istiyor!” diyerek Devlet Tiyatrosu’na engel çıkarmak istemişlerdi. 

Benzer sesler İzmir Şehir Tiyatrosu’nda da yükselmiş, “Millet bizden tiyatro değil asfalt istiyor!” diyenler kazanmıştı. 

*

İzmir Şehir Tiyatrosu, 70 yıllık aradan sonra tekrar perdelerini açtı. Dün Elhamra Opera Binası’nda Aziz Nesin’in yazdığı, Yücel Erten’in uyarladığı ve yönettiği “Azizname” ile yeniden seyirciyle buluştu. 

Bütün bu olup bitenler bize, “Aydınlığı geciktirebilirsiniz ama engelleyemezsiniz!” diyor. 

İzmir Şehir Tiyatrosu çok yaşasın!    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları