Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kötülüğün toplumsallığı
Golding’in “Sineklerin Tanrısı” romanı, dünyanın en güzel adalarından birinde geçer: Mercan Adası’nda. Bir avuç okul çocuğunun yolu zorunlu olarak bu cennetten fırlamış ıssız adaya düşer. Çocuklar başlangıçta uygar toplumun baskılarından uzak, örnek bir düzen kurmak ister. Ancak iki çocuğun başlattığı iktidar savaşı kısa sürede her şeyi değiştirir. Hepsi giderek hayvanlaşır, korkunç bir kişiliğe bürünür. En sonunda bir vahşet yaşanır. Sonlarına kendileri karar verir: “İnsandan başka bir canavar yok belki de...”
***
Oysa çocuk ve çocuklukla ilgili hemen hepimizin genel bir yargısı vardır. Her şeyden önce onlar küçük bedenleri nedeniyle korumasız, savunmasız, masum, su katılmamış iyilikle dolu ve en önemlisi de dinsel bir bakış açısıyla günahsızdır. O zaman bu küçücük çocukların bedenine kötü ruh filan mı girmiştir? İnsanların kötü ruhlar tarafından ele geçirilme fikri üzerine çok sayıda yorum ve uygulama vardır. Nitekim ortaçağda ve hatta 18. yüzyıl Avrupa kırsalına kadar insanların, özellikle de cadı olduğu savıyla kadınların yakılması buna örnektir. Mesele çocukların içine kötü ruh girme fikri olunca işler değişir. Dolayısıyla bir dönem çok popüler olan “Şeytan” filminde bile, filmin baş oyuncusu kız çocuğuna karşı ilgisiz kalamayız. Acımayla karışık bir nefret duygusu içimizi sarar. Bütün bunlar kötülüğün insanın doğasında olmadığına, neredeyse yabancı bir istilacı tarafından ele geçirildiğine ilişkin faydasız önermelerdir.
***
Oysa Shakespeare’in III. Richard’ında, York ve Lancaster hanedanları arasında uzun süren kanlı bir savaş son bulmuş, Yorklu kral Edward hükümdar olmuştur. Artık İngiltere barış içinde yaşayabilecekken Edward’ın kardeşi Richard hilekârlıkla tahtı ele geçirmek için türlü komplolar yapar, izlediği cüretkâr yolda çok sayıda insan ölür. Oyunun başında, “Kötü olduğunu kanıtlamaya hazır olan” Richard, oyunun sonunda ise kurbanlarının hayaletlerini bir katil olmadığına inandırmaya çalışır. Ancak o da su katılmamış bir katil olduğunun bilincindedir. O zaman kötülük insanın bilinçli bir seçimine dönüşür. Böyle bir eylemle karşılaştığımızda ise eylemin önüne geçmek ve kötülüğü yok etmek dışında başkaca şansımız yoktur.
***
Hannah Arent, “Kötülüğün Sıradanlığı” isimli çalışmasında kötülüğün varmış olduğu toplumsallıktan söz ederken Yahudilerin gettolara ve toplama kamplarına nakleden Otto Adolf Eichmann yargılamasını esas alır. Duruşma Arent tarafından bir “oyun” olarak nitelendirilir; “Davadaki herkes bu adamın bir canavar olmadığını görebiliyordu ama bir palyaço olmadığını düşünmemek elde değildi!” diyerek kötülüğe dair bir atıfta bulunur. Kötülük belki de o kadar olağanlaşmıştır ki Eichmann’a yakıştırılan “komik bir figür” olarak nitelendirmesi, aslında korkunçluğa doğru giden yoldur. O, daha önce kitaplarda karşılaştığımız sıradan bir kötülük figürü ya da basit bir aptal değildir. Dahası birinin foyasını ortaya çıkarmak, onun maskaralığını ortaya sermek olarak sayılabilir. Buna rağmen bugüne kadar sayısız diktatör kitleleri kendi amaçları doğrultusunda çok sayıda insanın ölümüne neden olmuştur. Çünkü iktidar odakları güçsüzlükten her zaman nefret eder, nedeni ise zayıflar onların zaaflarını yüzüne vurur. Tıpkı yaklaşık yüz yıl sonra Filistin davasında bu defa Yahudilerin zaaflarının ortaya serilmesi gibi.
***
Bugün dünyada kötülük kol geziyor, kötülüğü hafifletme yönünde her türlü politik eyleme dair ise sanırım fazlasıyla geç kaldık. Ancak kötülük, öfke ve suç ilişkisi, barbarlık ve medeniyeti birlikte yaşadığımız şu dönemde ilkellik ve bilinç arasında bir seçim yapmamızı zorunlu kılıyor.
***
Biz yine dünyanın en ağır döneminden geçenler, “Bu nasıl bir kötülük, arkadaş!” demeye ve isyan etmeye devam edeceğiz!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Kaldırıma seksek oyunu çizdi, renkli görüntüler oluştu
- Eşini dedektife takip ettiren kadına tazminat cezası!
- Türkiye Suriye'ye yönelik operasyona mı hazırlanıyor?
- Balbay, siyasetin perde arkasını açıkladı!
- Özel okulların ücretleri uçtu
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
En Çok Okunan Haberler
- Kayak merkezinde yangın faciası
- ‘Tarikatçı generallerle görev yapmam’ demiş
- Ümit Özdağ gözaltına alındı!
- Faciada 13. kat ayrıntısı: AKP'li ismin ailesi de orada!
- Yangının çıktığı otelde Sözcü yazarı da vardı
- İşte banka banka 50 bin liranın aylık getirisi!
- Aynı şekilde paylaşım yapanlara da soruşturma
- Yangın çıkan otelin gecelik oda fiyatı ortaya çıktı
- Yargıdaki AKP gerçeğini açıkladı
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi!