Önce hedef konulup sonra revize ediliyor. Bu şartlar altında Merkez Bankası güvenilirliğini yitirdi.

Tüketici fiyatlarındaki yüzde 7.9’luk artış, Merkez bankası’nın daha geçen hafta güncellediği 2015 yıl sonu hedefini aşmış durumda. Merkez bankası yıl sonu için enflasyon hedefin önce yüzde 5.5 olarak koymuş, daha sonra yüzde 6.8’e yükseltmişti. Aslında bu politika takvimi son üç senedir sanki düzenli olarak uygulanıyor. Önce hedef konulup, sonrasında da “dışarıdan olumsuz bir gelişme” bahane edilerek hedef revize ediliyor. 2015’in suçlusu “gıda fiyatları”. Daha önceleri petrol fiyatları idi.
Mevcut ortamda yüzde 9-10 civarında seyreden uzun vadeli faizler ve yüzde 13.5 düzeyinde olan kredi faizleri Merkez Bankası’nın yüzde 7.5’lik politika faizinin piyasa dengelerinden ne kadar uzak olduğunu belgeliyor. Piyasalar ile giderek ayrışan Merkez Bankası’nın bu görünümü, teknik bir hedef haline dönüştürülmüş olan verim eğrisini yatay tutmak söyleminin de geçerliliğini tümüyle yitirdiğini belgeliyor.
Gerçek şu ki, Merkez Bankası zaten 2001 sonrasında adına reform diye anılan uygulamalarla ekonomiye yön verme doğrultusunda kullanabileceği tüm istikrar aletlerini zaten elinden çıkartmış ve küresel piyasaların spekülatif kararlarına teslim olmuştu. Sadece fiyat istikrarıyla kendisini sınırlayan Merkez Bankası’nın Beştepe’den gelen siyasi baskılara dayanamadığı ve enflasyona ilişkin olarak ne bir gerçekçi hedef saptayabildiği, ne de enflasyonla mücadele için elindeki sınırlı araçları kullanabildiği anlaşılmaktadır.
Bu şartlar altında Merkez Bankası güvenirliliğini yitirmiş durumda ve bu da olumsuzlaşan beklentilere dayalı “yapışkan” enflasyon tehlikesini körüklemekte.