“İşi 66’ya bağlamak” deyimi genelde ebced hesabına göre yorumlanıyor. Sonuçta “Allah’a havale etmek” gibi bir anlamla açıklanmaya çalışılıyor.

Oysa 66’ya bağlamak argo bir deyim. Dolayısıyla onu açıklarken, kahvehanelerde sıkça rastlanan çok eski bir iskambil oyunu olan 66’yı referans almak daha akılcı gibi görünüyor.

Adından anlaşılabileceği gibi oyunda 66 sayısına ulaşmak önemli. Eğer bir oyuncu elindeki kartlarla 66 sayısına ulaşabileceğine inanıyorsa “oyun kapandı” diyebiliyor. Sonra da yerde açık duran koz kartını kapatıp, destenin üstüne koyuyor. 

Oyun kapandı demek aslında bir meydan okumadır. Resti çeken, oyun boyunca hem rakiplerinin elini takip etmiş hem de kendi kağıtlarına güveniyor olmalıdır. Aksi takdirde 66’ya ulaşamazsa rakip iki sayı alacaktır.

Bir oyundan daha fazlası olmayan yaşamda, insanın güçlü olduğu, kazanacağına inandığı bir anda oyunu kapatması çok önemli olmalıdır. Yaşam boyunca süren izlenimler deneyime dönüşmüş, böylece o son koz, kazanımları dondurma ve görünür kılma adına oynanmıştır. 

Covid-19 virüs hastalığı salgının yarattığı 65 uğursuz sayısından kurtulup iş 66’ya bağlanmıştır. Hayat artık o kişi için çözülmüş, kazanıldığına inanılmış bir oyundur. Bundan sonra rölantiye alınmış, daha garantici bir yaşam kişiyi beklemektedir.

Beklentiler azaltılmıştır. Aslında düş kırıklığına uğramamak için bir bölümünden vazgeçilmiştir! Hobiler sınırlanmış, başkalarıyla girişilen idrar yarışına son verilmiştir. Nobran ve kaba olmamak şartı ile huysuzluk yapılacak, cesurca eleştiri yöneltilecek meydan hazırdır artık.  

Filozofça takılanacak, bilgi satılacak, dert dinlenilecek bir kitle biriktirilmiştir. Yakın çevreden başka olarak, bir cemaat halindeki, birbirini tanımasa bile her konuda desteği hissedilen insanlarla geçirilebilecek bir “arda kalan” ömür beklenmektedir.

Gelgelelim ülke huzursuzdur. Oyun kapandı dediğinde, kendince yarattığın o güvenli alana geçiş yaptığında ülke insanının mutsuzluğu ve onlara çektirenlerin acımasızlığı insanı düşüncelerinden vazgeçirir. 

66’ya bağlamanın öbür anlamını kullananların, çıkmazlarını çözmeyi denemek yerine çaresizce Allah’a havale edenlerin çokluğu insanı oyunu sonlandırmaktan alıkoyar. Bağlanacak yaş daha ileriye atılır. 

Sürekli kağıt çalan, hile yapan karşıtlarla kumar oynamanın alemi yoktur. Ya da en iyisi, sert bir kumara oturulur; mesela kılıç çekilir. Kılıç düz bir kumar oyunudur. Bir kağıt söylersin şansına; bir sana, bir bana çekersin. Kağıdı önce bulan kazanır. Çok radikaldir. Hiç uğraşmazsın, ya kesersin ya da senin kelle gider…

66 yaşında “kılıç açmaya” hazırım…