Ülke hızla Avrupa’dan uzaklaşırken Beşiktaş Avrupa’ya tutunmaya çalışacaktı. Hem de final gibi bir maçla.
Duyarlı Beşiktaş taraftarı karşılaşmanın ilk dakikasında sessizce “ırkçılığa hayır” şovuyla bir kez daha gönlümüzü fethetti.
Şimdi sıra Benfica’dan alınacak puan ya da puanlardaydı. Rakip bu sezon oynadığı 18 maçta sadece Napoli’ye yenilmişti. Çok formdaydı.

Oyunu yakalayamadık
Zaten bizi de çok etkili çağdaş futbollarıyla karşıladılar. Toplu, uyumlu, enerjik bir biçimde ileride bastılar. Nitekim ilk gol bunun ürünüydü. Top bizdeyken bile Benfica savunması orta çizgiye yakındı. Hem hızlı hem de akışkandılar. 2. golde şut güzeldi ama çok rahat vurdurduk. 31’de skor 3-0 olmuştu bile. Çünkü ilk yarı kendi oyunumuzu bir türlü yakalayamadık. Gelişigüzel futbolcu transferleri kafasına göre takılan futbolcular oyun düzenini bozdu Beşiktaş’ta. Mesela Gökhan Gönül önce sağ bek sonra sağ açık sonra santrafor oynadı. Sol açık olarak ilk yarıyı bitirdi. Taraftarların ilk yarıyı 3-0 yenik kapatıp soyunma odasına giden futbolcuları hakemlerin şaşkın bakışları altında tribüne çağırıp moral vermeleri Beşiktaşlı taraftarların güzelliğiydi.

Cenk geç girdi
Aslında 30’da oyuna girmesi gereken Cenk 2. yarı sahadaydı ve 58’de de golümüzü attı. Zaten genç ve dinamik rakip karşısında skoru değiştirebilecek tek silahtı. Ve maalesef Şenol Güneş, Cenk’le başlamayarak, ilk yarıda önlem almayarak gruptan çıkma şansımızı zora soktu. Futbolcular 2. yarı gösterdikleri dirençle, başkaldırıyla skoru 83’te 3-2’ye getirdiler. 89’da da 3-3’e. Öyle olunca insan bir yandan ilk yarıdaki futbola giden 3 puana yanıyor, diğer yandan skorun 3-0’dan 3-3’e gelmesine seviniyor.