Türkiye’de hâlâ futbolcuları tokatlayarak motive ettiğini düşünen futbol adamları var. Daha da vahimi bu tarz şiddet olaylarının bizde hiç ses getirmiyor olması. Ve kimsenin eleştirmemesi. Nereden kimlerden çekiniyorlar bilmiyorum. Gerekli tepki olmayınca da bu tarz çağ dışı motivasyon eylemleri hiç hız kaybetmeden sürüyor. En son Adana Demirspor Başkanı, G.Saray’dan kiralık genç oyuncuları Yunus Akgün’e attığı 2 tokatla onu nasıl motive ettiğini, 2 gol atmasına nasıl vesile olduğunu anlattı basına. Yani 1 tokat 1 gole tekabül ediyor bu durumda!

SAKLANAN ARDA

Buna karşın elindeki genç yetenekleri koruma bahanesiyle forma şansı vermeyen kulüpler de var. İşte F.Bahçeli 16 yaşındaki Arda Güler. İsmail Kartal, Arda’yı, S.Prag maçında onu korumak için oynatmayacağını söyledi. İhtiyaç varken oynatmayarak korumak nasıl bir şey? Önce bir oynasın çocuk sonra siz onu yıkıcı eleştirilere ya da abartılı övgülere karşı korursunuz. 

OYNATMAK YETMEZ

Şu sıralar gençlere forma vermek olumlu karşılanıyor. Biraz da moda. Ama bu iş bir “şıklık” düzeyinde olmamalı. Bu tarz genç yetenekleri sadece oynatmakla kalmayıp takımın stratejisini de bu oyunculara göre kurmak gerek. Gençleri yama gibi takımın bir yerine eklemek şeklinde değil. Bakın Beşiktaş-Dortmund maçında Beşiktaş’ı duman eden 18 yaşındaki Jude Bellingham’a. Büyük kulüpler peşindeyken genç yaşta Dortmund’a gitti. Çünkü Dortmund’un düzeni böyle gençlerin üzerine dayalıydı. Jude 16 yaşından beri ilk 11 şansı bulduğu için bugün 75 milyon Avro değerinde bir futbolcu. Yani kimse onu 16 yaşındayken korumaya falan kalkmadı.

Bugünün Beşiktaş’ı da bu konuda iyi yolda. Ersin, Rıdvan, Serdar, Emirhan, Kerem altyapıdan gelip forma şansı buldu. 20 yaşındaki Can’ı da katabiliriz. Son Beşiktaş-Adana Demir maçında 5 altyapı oyuncusu vardı Beşiktaş’ın. En son bu rakama sanırım 1999’da ulaşılmıştı. Altyapısıyla örnek gösterilen Altınordu bile son Bandırma maçında ilk 11’inde sadece 3 altyapı oyuncusuna (Kenan, Furkan, Ali Emre) şans verdi mesela. 

Oysa ki gençlere güvenmek gerek. Güvenmekle kalmayıp onlara iyi çalışma ortamı sağlamak gerek. Onları korkutarak, azarlayarak, sindirerek gelecek başarı gelecekse de gelmesin zaten.