Gülengül Altınsay

Sisteme laf yok, taa ki...

01 Ekim 2015 Perşembe

Baksanıza Aziz Yıldırım da “Sistem bozuk” diyor. “TFF’den MHK’ye düzeltilmesi gereken çok şey var” diyor.
İyi de bu sistem uzaydan mı geldi?
Yirmi yıldır futbolun başına çöreklenmiş olanların, başta da Aziz Yıldırım’ın hiç mi payı yok bu sistemin oluşmasında? “Ben olmasaydım şunlar olmazdı” diye övüneceksiniz, TFF’yi siz seçeceksiniz, sonra beğenmediğiniz bir-iki hakem kararı olunca ve nedense takımınız sahada kaybedince sizin yarattığınız sistem birdenbire “bozuk” olacak.
Ayrıca sistemi hakem kararlarıyla sınırlamak, hatta hakemler arasında ayırım yapıp “şu iyi, bu kötü” yorumlarında bulunmak, dahası “genel konuşuyorum” dedikten sonra takımınızın nasıl katledildiğini söyleyip, bazı insanları hedef göstermek Türkiye’nin en büyük kulübünün başkanı olmakla ne derece bağdaşıyor?
Ben yanlış mı hatırlıyorum acaba, koridorlarda kulüp başkanlarının, yöneticilerinin hakemlere yaptıkları tehditleri, hakem odalarını basmalarını falan? Ayrıca Aziz Yıldırım’ın MHK’den ve hakemlerden şikâyetçi olmasının zamanlaması manidar değil mi? O kadar para saçıyorsun ama Shakhtar karşısında siliniyorsun ve yine Şampiyonlar Ligi hayal oluyor. Sonra Molde sana “futbol takımı nasıl olur” dersi veriyor. Ve Beşiktaş ilk kez eşit koşullarda oynanan maçta seni yeniyor. İşte tam zamanı; bul bir abalı, yüklendikçe yüklen.

Özkahya’ya operasyon
Günümüzün abalısı da Halis Özkahya… Bu güne kadarki en fahiş hataları yapan tek hakem oymuş gibi üzerine gidiliyor şimdi. Hatta “yakışıklı çocuk, hakemliği bıraksın dizi oyuncusu olsun” önerisi bile yapılıyor kendisine.
Evet, Halis Özkahya’ nın yakışıklı olduğu kesin. Ama benim önerim eğer ekrana çıkacaksa futbol yorumcusu olsun. Çünkü ekrana çıkan kadınlara dayatılan fiziki kriterler erkeklere uygulanmıyor. Oysa ki kadınlar da futbol programlarını izliyor.

Ben de hata yaptım
Şaka bir yana hakemleri en fazla eleştirenlerden biriyim. Ama ben daha çok tek tek pozisyonlar üzerinden değil futbolu yönetme biçimlerini eleştiriyorum.
Mertçe özeleştiri yapan Deniz Çoban’a sevgili kaptanım Rıza Çalımbay’ın dediği gibi: “O kadar büyütülecek bir şey değil hocam. Hepimiz hata yapıyoruz.”
Ben de, derbideki o meşhur “top çizgiyi geçti mi geçmedi mi” olayında, statta “geçti” diye yorum yaptım mesela. Ama sonra bir kez daha izleyince; “top çizgiyi geçmemiş” düzeltmesini yaptım. (Ama gazeteye o kargaşada düzeltilmemiş yazı konulunca garip bir ifade çıkmış ortaya.)

Hakemler korkuyor
Hataları en aza indirmek ve hakem kararlarında standart tutturmak çok önemli. İyi futbol gibi iyi ve pozitif hakem yönetimi de çok önemli. Hatta iyi futbol, pozitif hakem yönetimine bağlı çoğu kez.
Ancak daha da önemlisi futbolseverin adalet duygusunu yıkmamak. Bunun için de hakemlerin, “o kızacak, bu görev vermeyecek” korkusu olmadan sahaya çıkmalarını sağlamak gerek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024
Takım ne yapsın? 3 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları