Ortalık toz duman, kimse kimseyi görmüyor...
İddialar ortalığa saçılmış, tutuklamalar olmuş, top ABD’nin üzerine atılmış...
ABD açıklama yapıyor:
“Yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla bizim ilişkimiz yok!”
Atış serbest!
Bir yanda cemaat, öte yanda AKP...
Eski dostlar şimdi düşman oldu, birbirlerine saydırıyorlar.
Bel altı vuruşlar var bu arada...
Onları geçelim!
Bireyin özel yaşamı bizi hiç ama hiç ilgilendirmiyor...
İktidar yanlısı medya ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin işin içinde olduğunu öne sürüyor.
Örneğin Yeni Şafak, birinci sayfadan manşette veriyor bu haberi:
“Çek git bu ülkeden!”
Haberin özeti şöyle:
“Hükümeti hedef alan Halkbank merkezli operasyonun arkasında ABD’nin olduğu ortaya çıktı. 17 Aralık’ta AB büyükelçileriyle bir araya gelen Ricciardone, ‘Halkbank’ın İran’la ilişkilerinin kesilmesini istedik. Dinlemediler. Bir imparatorluğun çöküşünü izliyorsunuz’ dedi...”
Haber, aralarında iki bakanın oğlunun, Halkbank Genel Müdürü’nün ve İranlı işadamı Rıza Sarraf’ın tutuklandığı gün çıkıyor...
Ardından Başbakan Erdoğan, Karadeniz gezisinde aynı şeyleri söyleyip “Halkbank faiz lobisinin ayağına basıyor” diyor...
Ortada rüşvet ve yolsuzluk iddiaları var...
Yargı var!
Polisin operasyonu Halkbank’a değil...
Şu kutular...
Genel Müdür’ün evinde çıkan yeşiller yani...
4.5 milyon lira...
Gazete haberlerine bakıyorum, müdür bey mahkemede, kutularda çıkan mangırlar için şöyle demiş, eğer doğruysa:
“Ben o parayla imam hatip lisesi yaptıracaktım!”
Nereden bulmuş, nasıl biriktirmiş, evinde niçin saklamış orası belli değil...

***

Ortada büyük çapta yolsuzluk ve rüşvet iddiaları var...
İktidar bunu, “komplo, alçakça bir tuzak” olarak görüp direniyor...
İç ve dış güçler!
Biz bunu 40 yıldır dinleriz!
Bu operasyon ve tuzaklar AKP’yle halkın gönül birlikteliğini bozmak için kurulup yapılmış...
Bunu yapanlar cemaatin içine sızan, onlardanmış gibi görünen yasadışı örgütlermiş...
Geçiniz bunları geçiniz!
Adını doğru koyunuz, millet öğrensin...
Böyle bir büyük operasyonu cemaatin dışında kimse yapamaz...
Operasyonu yapan devletin polisi...
Sorgulayanlar ve yargılayanlar ise Türkiye Cumhuriyeti’nin yargısı...
24 kişi tutuklandı...
70 kişi serbest kaldı...
Serbest kalanlar içinde bir bakan çocuğu ve Fatih Belediye Başkanı da var!
Çocuklarına suçüstü yapılmış bakanlara dokunulmuyor, polis müdürleri ya sürgün ediliyor ya da görevden alınıyor.
Bu korku ve acelecilik niye?
Bırakın herkes görevini yapsın...
Devlet bağırsaklarını temizlesin, tezgâh mı var, kirli tuzak mı, rüşvet mi, yolsuzluk mu hepsi ortaya çıksın!
Demek ki bu işlerin üstü öyle siyasal İslam üzerinden yapılan din ve mezhep kardeşliği edebiyatıyla örtülmüyor...
Örtmeyin üstünü!
Gözdağı vermekten vazgeçin!
Yıllarca ne yazdık biz!
Demokrasi ve özgürlükler... Hukukun üstünlüğü... Adalette eşitlik... Yaşam hakkı...

***

Gülen cemaatiyle Erdoğan eksenli iktidar ortaklığı 2002’nin sonunda başladı...
Bugün artık çöktü!
İktidar, devlet içinde devlet, çete-mete aramasın, kimse inanmaz...
Her şey açık seçik ortalıkta dolaşıyor...
Gezi eylemleri kendiliğinden başladı ve toplumsal bir harekete dönüştü.
İktidar ateşe benzinle gitti, canlara kıyıldı, insanlar gözaltına alındı.
Orada da devlet içinde çeteler arandı ama bugüne dek bulunamadı.
Hukuk bir gün herkese gerekir, dedik hep!
İnandıramadık!
Ortak paylaşımın geri dönüşünün olmadığını, vazonun kırıldığını söyleyebilirim bu saatten sonra...
Adına ister mücadele deyin ister savaş deyin, hiç beklenilmeyen yeni dalgaların geleceği kesin!
Yeni dalgalar yeni kırılmaları getirebilir...
Fethullah Gülen’in Pensilvanya’dan yaptığı açıklamaların satır aralarını okursanız bunları görebilirsiniz...
Sakın ha iç ve dış güçlere kafayı takmayın!
Caka satmayın!
Başta söyledim, atış serbest!
Çöl fırtınası mı, tayfun mu, adı neyse...
Öyle vurup geçmedi...
Bekleyin!
Hep birlikte göreceğiz!
Ok yaydan çıktı bir kez!