\n\n\n

Güneşle kamaşan bir körfezin, günbatımının, ayın doğuşunun, unutulmuş günlerin, ayların, yılların, derin zamanların ışığındayım belki...

Ne savaşlar ne antlaşmalar...

Bunlar bir yıkım olarak kalacak tarihin sayfalarında...

Geri kalmışlığın zinciri bir türlü kırılmayacak, yoksulluk bitmeyecek, soygun ve vurgun düzeni sürüp gidecek.

Yağmalanan ormanlar, koylar, bükler...

Çokuluslu altın avcıları ve şirketler...

Kaçkarlar, Fırat Vadisi, Köyceğiz, Datça ve Çeşme Yarımadası... Ege’nin ve Akdeniz’in o güzelim karaçam ormanları...

Toroslar, Kaz Dağları, Kozak Yaylası...

***

Vicdanımızın sesini dinlemeden, olup bitenleri görmeden, aşkın ve sevginin sesini duymadan yaşayacağız hep birlikte.

Gerçek Atatürkçü olmayı, devrimciliği, sosyalizmi bir kenara itip “kör milliyetçiliğin” kısırdöngüsünde tıpkı din bezirgânları gibi “çamur atacağız sağa sola”... Kitap okumayacağız, sinemaya gitmeyeceğiz, tiyatro izlemeyeceğiz, sonra kalkıp cehaletin gölgesinde “Türkiye laiktir laik kalacaktır” diye bağırıp, emek-sermaye çelişkisini elimizin tersiyle iteceğiz.

Gözümüzü yumacağız 90’lı yıllarda olup bitenlere, “akan kan dursun” dedikleri için katledilenlere, faili meçhullere, acılara karşı.

Çokuluslu şirketlerin Mezopotamya’yı nasıl yağmaladığını yazmayacağız, çizmeyeceğiz...

Yaşadığımız coğrafyanın tarihini ve kültürünü bilmeden sağda solda ahkâm keseceğiz...

Bir huş ağacının devrilmiş gölgesinde olup bitenlere bakacağız, çevre hareketinin öncülerine, tarikat şeyhlerinin dokunulmazlığını yazanlara leke sürüp, sahtekârlar pazarının müritleriyle sarmaş dolaş olup “Atatürkçülük” oynayacağız.

Aydınlanma Devrimi yerle bir edilirken susacağız.

Öyle mi?

***

Yüz bine yakın kaçak Kuran kursu, tarikatçı kuşatma...

Peki, siz o zamanlar neredeydiniz?

Siz neredeydiniz, Hasankeyf sular altında kalırken, Alliaoni eylemleri olurken?

Önce bu soruma yanıt vereceksiniz...

Öyle kurusıkı Atatürkçülük, devrimcilik, solculuk olmaz!

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken ve beş arkadaşı Allianoi’de iş makinelerine kendilerini zincirlediklerinde neredeydiniz?

Korktunuz, destek vermediniz...

Hani sizde mangal gibi yürek vardı?

Hopa’da sosyalist öğretmen Metin Lokumcu öldü biber gazıyla... Gençler tutuklandı... Ankara’da ÖDP’lilerin evleri basıldı, üniversiteli gençler terör örgütü kurdukları savıyla tutuklandı, kitaplar toplatıldı...

***

Parasız eğitim isteyen üniversiteli gençler bir yılı aşkın süredir zindanda, haberiniz var mı?

Neredeydiniz HES eylemlerinde?..

Güven Eken ve beş arkadaşı yargı önüne çıktı Bergama’da...

Suçları devletin malına zarar vermek!

İş makinelerine kendilerini zincirlemek ve eylem yapmak “devletin malına zarar vermek” kapsamına giriyormuş.

Allianoi’nin iki bin yıllık tarihi ve kültürü var... Doç. Dr. Ahmet Yaraş’ın çabalarıyla gün yüzüne çıkarıldı iki bin yıllık miras.

Yürümekte olan hukuki bir süreç var...

Gelin görün ki, devletin güvenlik güçleri dinlemiyor, yöneticiler kulaklarını tıkıyor, binlerce yıllık tarih ve kültürün üzeri kumla örtülüyor.

***

Bugün neyi bekliyor Allianoi?

Yortanlı Barajı’nın suları altında kalmayı...

Gözlerinizi açıp bir bakın... Çevremiz, doğamız nasıl katlediliyor görün... Sağda solda kurusıkı “Atatürkçülük” yapıp, iki panel, iki festivalle bu gerçeklerin üzerine perde çekmeyin.

Sesinizi yükseltin...

Eğer gerçek Atatürkçü, yurtsever, solcu ve devrimciyseniz!

Ve sizlere sesleniyorum:

“Yüreğinizdeki hırçın ve yaramaz çocuğu öldürmeyin yaşınız kaç olursa olsun!..

Merak etmeyin kimseye zarar vermez!..

Yaşamdır onun adı, aşk ve sevgidir!..

Yapsa yapsa yüreğinizi acıtır, o kadar!..

Hiç de engel değildir o acı yurt sevginizi, aşkınızı öldürmeye.. İnanın sesiniz daha gür çıkacaktır.”

Yarın “emperyalizm tezgâhı”nı, YAŞ’ı, Suriye’yi ve yaşadığımız sancılı günleri anlatacağım...