3 Temmuz’dan bu yana Aziz Yıldırım’ın cezaevine girmesiyle birlikte F.Bahçe için zor günler başladı. Ani gelişme şoka sokmuştu camiayı. Her şey tepeden tırnağa altüst oldu, yüzler asıldı, insanlar geceleri gözlerini kırpmadı, hep düşündü, kafalar karıştı. Kulüp krize girdi, çok sayıda futbolcu ayrıldı, amatör branşlarda kemer sıkıldı, yeri geldi paralar ödenmedi. Federasyona tepki her geçen gün çığ gibi büyüdü, voleybol takımının sponsoru Acıbadem ile sözleşme feshedildi, Mehmet Ali Aydınlar için bu bir yıkımdı. Ardından UEFA ve başkanı Michael Platini hedef gösterildi. Yürüyüşler yapıldı. Aziz Yıldırım, normal yaşamında olduğu gibi zaman zaman cezaevinden mesajlar gönderdi.

Yönetim hep susmayı yeğledi, konuşan tek kişi vardı o da Aykut Kocaman. Teknik direktörlüğünün yanı sıra yeri geldi başkan, yeri geldi yönetici pozisyonunda yer aldı. Ama çok yoruldu. Futbolcuları idare etmek başlı başına sorundur. Motivasyon kolay iş mi? Olumsuzluklar içinde yüzülürken yine de teknik heyet, futbolcu ve taraftarın kusursuz dayanışmasıyla bugünlere gelindi. Düşünün, her gün sınırsız haberler yayımlanıyor. Bunları futbolcular görmüyor mu sanıyorsunuz? Her ne kadar “İzlemiyoruz, okumuyoruz” diyorlarsa da olup biten her şeyin farkındalar. Yüz ifadeleri ne durumda olduklarını açıkca gösteriyor. ‘Sancılı’ dönem uzun sürdü, daha da süreceğe benziyor. Bu dönemde F.Bahçe en büyük darbeyi maalesef ‘dost’ bildiklerinden yedi. Bir kulübün başkanı çıkıp, “F.Bahçe’siz lig istiyoruz” diyebiliyor. Yine bir bakan çok tartışılacak üslupla “Trabzon olarak F.Bahçe’den kupayı alacağız” tarzında ifade kullanabiliyor. Şimdi karşılaştığı tepkileri görüyoruz. Toplum psikolojimiz ortada. İyi mi ettiniz Sayın Erdoğan Bayraktar? Belki bakanın bu konuşması ‘oy’ için de olabilir...

Evet; F.Bahçe bugüne kadar sözlü saldırılar karşısında hep sustu. Birkaç gün daha susacaklar. Pazar günü ise saat 13.00 itibarıyla susma eylemlerini sonlandıracaklar. Hani Aziz Yıldırım demişti ya; 14 Şubat’ta ‘Yıldırım’ düşecek diye. Yönetim, bu kez başkanın önüne geçti, konuşma kararı aldı. Kimbilir neler açıklayacaklar? Aldığım duyumlara göre ses getirecek konuşma yapacaklar. Derslerine iyi çalışmışlar.

29 yıllık kupa özlemi

Evet, 29 yıllık kupa özlemi var. Türkiye Kupası en son müzeye 1983 yılında girmiş. O gün bugün bir daha yok. Şaka gibi. Şanssızlık mı, başarısızlık mı, önemsememe mi? Doğrusu ben işi çözemedim. Rakip Konya Torku Şekerspor’du. Aykut Kocaman‘ın cezası nedeniyle İsmail Kartal ‘hoca’lık görevini üstlendi. Sahaya sürülen takımda daha çok forma bulamayanların olduğunu gördüm. Normaldir. Genelde her teknik direktör bunu yapar. Maçın yorumlanacak yanı yok. Herkes iyi niyetle topun peşinde koştu, durdu. Fenerbahçe attı, Torku baktı!