Hilmi Türkay

Doymuşlar ve Doymamışlar

17 Kasım 2011 Perşembe
\n

Zagrebdeki Ulusal Takımımız nasıldı, beğendiniz değil mi? Ne zaman kötü bir şey yaşarız aradan çok geçmeden hemen onarmaya çalışırız. İşte Ay - Yıldızlıların durumu da aynı. Her şeyin bittiği bir anda yeni arayışa gittik. Bunu daha önce yapsak neyimiz eksilirdi? Baştaki sorumlular bunu ne yazık ki yapamadı. Bazı vazgeçilmez isimleri kulübede oturtma cesaretini bulamadılar. Yeni bir takımın oluşması için demek ki asdiye adlandırdığımız yıldızların sakat ya da kart cezalısı olması gerekiyormuş. İyi ki de böyle olmuş. Onlar artık doymuş; doymuş bir futbolcudan başarı beklemek zor olur. Her şeyi görüp geçirmiş bu tarz oyuncular için başarı olsa da olur olmasa da. Ancak Ulusal Takım bu yıldızlar için başka olmalıdır. Çünkü bu yıldızlar 75 milyonu temsil eden oyuncular. Biri seyirciye küfreder diğeri rövanşta oynamamak için kart görürse bu formaya saygısızlıktır.

\n

Yaşananlar yalnız bugünle sınırlı değil. Ama şimdi ayyuka çıktı. Almanyada, İngilterede teknik direktörlerin genç oyunculara ne kadar önem verdiklerini hepimiz görüyoruz. Bu durum bizde ne yazık ki çok farklı. Gençleri önemsemiyoruz, bugün altyapıdan doğru dürüst yetişen oyuncularımız var mı? Hocalarımızın hangisi altyapının kapısını çalıyor? İşte başarısızlığın altında yatan gerçeklerden biri bu. Yeni oluşum için aylar, yıllar geçti, bazı durumlar vesile oldu da Sinanı, Ömer Toprakı, İsmail Köybaşı, Gökhan Töreyi, Selçuk Şahini görme şansı bulduk. Sahada ısıran mücadelelerine herkes tanıklık etti. Aynısını İstanbulda ağabeyleri oynasaydı ne olurdu ya da bu isimlerden takviyeli bir takım çıkartılsa... Aslar kendilerine çok güvendi, bir de 2008de yenmiştik ya bu Hırvatistanı... Açıkçası rakibi fazla önemsemediler.

\n

Artık Euro 2012de yokuz. Hiddinki eleştirdik, bana göre dozunu biraz fazla kaçırdık. Hataları elbette vardı; ancak Türk futbolcusunu iyi bilen yardımcısı Oğuz Çetin Hollandalı teknik direktörü doğru yönlendiremedi. Yabancı hocaların en büyük sıkıntısı dertlerini anlatamamak. Hele yanındaki antrenör Oğuz Çetin ise bütün dizginler onun eline geçer. Çetin nasıl F.Bahçeyi Lorant çalıştırırken ön plana çıkmayı başardıysa aynı uygulamayı Ulusal Takımda da denemiştir. Bugün ilkokul çocuğunun gördüğü zaafları bir antrenörün görmemesi ya da görüp teknik direktörüyle paylaşmaması düşündürücü. Eğer Oğuz Hoca Hiddinkle paylaşımcı olsaydı bugün bu tablo yaşanmazdı. Bu nedenle Hiddink kadar Çetin de suçludur. Fatura yalnız Hiddinke kesilmemeli. 1 yıla yakın süre tatile giriyoruz. Bu süreçte Ulusal Takım yeniden yapılanmaya gidecek. Kimin geleceği önemli değil. Abdullah Avcı, Mustafa Denizli ya da Ertuğrul Sağlam. Kesinlikle bir Türk teknik adama teslim edilecek bu takım. Önemli olan doymuşlardan değil doymamışlardan; başarıya olanlardan bir takım oluşturmak.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kartal'ın suçu neydi? 12 Aralık 2024
Fırsatı kaçırmadı 3 Aralık 2024
Hoş geldiniz 24 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları