\n

Bir takımın üç kulvarda aynı anda yarışması kolay iş olmasa gerek. Fenerbahçe bu yolda yürüyen ülkemizdeki tek takım. Lig, kupa, Avrupa arenası. Peki Sarı - Lacivertlilerin başarma gücü nedir? Tabloya baktığımızda gidişat şimdilik mükemmel. Ligde ikinci, kupada grup lideri, Avrupa’da da çeyrek final vizesi arıyor. Böyle anlarda kadronuzun hem yeterli hem güçlü olması gerekiyor. Antrenör eldeki malzemeyi en iyi biçimde kullanmaya çalışır. Futbolcular iyiyse mesele yok demektir. Eğer malzeme iyi değilse o zaman sorun teşkil eder. F.Bahçe’nin şu anki durumu da böyle. Bazı futbolcular var, olağanüstü çaba gösteriyor, bazıları ise büyük vurdumduymazlık içerisinde. Oysa futbolcu dediğin her zaman hazır olmalı, şans bulduğunda ise en iyi şekilde kullanmak durumundadır. Bunu yapamazsa çalışmıyor, kendine iyi bakmıyor başka işlerin peşinde koşuyor demektir. Sarı - Lacivertlilerin ilk bakışta kadrosunun hayli geniş olduğunu görüyoruz, peki bugün Gökhan Gönül’ün alternatifini bana söyleyebilir misiniz? Hemen Orhan Şam ismi akla gelir. Orhan’ın formayı kapma gibi bir şansı var mı, hayır hiç yok. Amatör takım futbolcusu gibi. Yıllardır F.Bahçe’de fakat hiç artısı olmadı. Fırsat tepiyor, farkında değil. Olmaz, madem sırtındaki F.Bahçe forması, o zaman oynadığında hakkını vereceksin. Keza Egemen, ayağa kafasını uzatan adam. Sakatlandı ne olacak? Sözüm ona hazır kıta Serdar var öyle değil mi? Bal yapmayan arı. Orhan gibi formayı kapmak için bugüne kadar hiç çaba göstermedi. Antrenman topcusu. Hadi diyelim ki gün oldu Emre formsuz, kim alacak yerini, Selçuk Şahin mi ?.. Adam yokluğunda öyle tabii. Sow, Webo’dan biri oyundan düştü, hemen Semih’e ‘kurtar’ çağrısı yapılıyor. Çok açık mecburiyetten. Başka isim yok. Ziegler geldi, sözüm ona Hasan Ali’yi rahatlanmak için alındı. Bir maç sahada bir maç tribünde. Yanlış transfer, alınmasına hiç gerek yoktu. Hasan’ın alternatifi olamaz, hele Caner varken bu transferi hiç anlamadım. Stoch, kayboldu, bana göre hem Aykut Hoca hem de kendisi suçlu. Meireles, Mehmet Topal, Krasic iyi kumaş görünseler de beklenilenin altında kaldılar. Hele Krasic? Sanki Avrupa’da izlediğimizin çakması. Saydığım isimler gerekli katkıları yapsalar F.Bahçe’deki ortam daha başka olur, teknik kadronun başı da hiç ağrımazdı. Düşünün Emre geri geldi ve bugün takımı toparlıyor. Yokluğunda orta sahayı doğru dürüst toparlayan birisi çıkmadı. Boşluğu doldurulmuş olsaydı, Emre tekrar transfer edilmezdi. Demek ki bu bölgeye alınanlar doğru isim değillermiş. Sezer aklıma geldi, kumaşı sağlamdı fakat sakatlığı bela oldu. Birkaç maçını izlemiş, hayran kalmıştım. Mehmet Topuz kaybolup gidenlerden... Aykut Kocaman “Üç kulvar bizi yordu“ diyor. Tabi yorar, hep aynı kişilerle ‘varolma’ savaşı verirsen bir yere kadar. Lastik gün gelir patlar. Fenerbahçe yine buralara kadar geldi. Daha önceden tepetaklak olabilirdi. Nedeni ise; bir elin beş parmağını geçmeyen sayılı futbolcuların düşmeyen grafikleri, çok çalışıp çabalamaları. Ne varsa eskilerde var. Aldıkları paralar analarının ak sütü gibi helal olsun. Oynamadan paraları cebe indirenlere ise yorumum olmayacak. O kişiler alışmışlar rahatlığa... Salih, Recep, Beykan’ı unutmadım. Bu üçlü, geleceğin yıldızları fakat henüz yetersizler. Pişecekler zamanla. Gerçek şu ki ‘umut’ olanlar maalesef ‘hayal’ kırıklığı yarattılar.

Yönetime gelince; transferde eskiye göre çok sessiz kaldılar. Kafalarında ki düşünce nedir bilemiyorum. Çünkü bildim bileli F.Bahçe hep transferin bir numarasıydı. Yine de sıradan transferlerle (bazıları hariç) üç kulvarda yürümek, alkış gerektirir. İşte Sarı - Lacivertliler bu alkışı hak ediyor.