Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Belleklere Kazınacak Kabullenme
Televizyonlarda tüm Türkiye izledi: Erdoğan, damadı ve yanındaki heyet, 5 Mart’ta Putin ile görüşeceği salona alındı ve konuk olmalarına karşın epeyce bir süre orada bekletildi. Görüşme salonundaki kimi heykeller de, Rusların Türklere karşı tarih boyunca üstün geldiğini anıştıran simgelerle doluydu.
Gazetemizin yurdun ve dünyanın düşünce evrenine açılan penceresi olan “Olaylar ve Gerçekler” sayfasındaki yazısında emekli Büyükelçi Süha Umar da, Moskova’da Putin ile Erdoğan arasında yapılan görüşmede, Rusya ve Suriye’nin, Erdoğan ve heyetine tüm isteklerini onaylattıklarını vurguladı.
Umar’a göre; bu görüşme ile Erdoğan, Suriye yönetiminin gerçek muhatap olduğunu kabul etmiş, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumayı bir kez daha üstlenmişti. Türkiye, Suriye ordusuna karşı ateşi kesmişti, ancak Suriye ve Rusya’nın “terörist unsurlar”a karşı silahlı mücadeleyi sürdüreceklerini de kabul etmişti. Suriye yönetimi, geri aldığı toprakları da terk etmeyecekti.
Kısacası, veriler, Türkiye adına Moskova’ya giden AKP Genel Başkanı ve heyetine boyun eğdirme, her istediğini kabul ettirme, Erdoğan’ın “savaş diyebilirim” dediği şeyde yenildiğini benimsetme yönündeki Rus kurgusunun tümüyle yaşama geçirildiğini gösteriyor.
Türkiye Cumhuriyeti, ciddiyeti ve gelenekleri olan bir devlettir. AKP iktidarı boyunca bu özelliklerinden, duyarlıklarından çok şey yitirdi. “Monşerlik” diye aşağılanmaya çalışılan tarihsel deneyim ve birikime dayalı dışişleri ilkeleri küçümsendi. İstihbarat örgütü ve ordunun kurmay heyeti, tarikata, siyasete ve partiye iliştirildi. Dış politika, geri planı boş bir ego şişkinliği ile maceralara sürüklendi.
Dolayısıyla, 5 Mart Moskova görüşmesi sonrası sorulması gereken sorular şunlardır:
Madem, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve Esad’ı gerçek muhatap - hem de Rusya’nın dayatmasıyla - kabul edecektiniz, neden bir başka ülkenin içişlerine karışarak bunca şehit ve kayıp verdik, harcama yaptık, komşularımızla kanlı bıçaklı olduk?
İşte bu sorular; ciddiyeti ve gelenekleri olan bir demokratik devletin “amel defteri”ne yazılır, halkının belleğine kazınır.
Gün gelir, hesabı sorulur...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı