Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Elektrik Faturaları Neden Çarpıyor?

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Arkadaşımız Fırat Kozok, elektrik özelleştirmeleri sonucunda halkın nasıl çarpıldığına ilişkin haberleri peş peşe patlattı.
Konuyu gündeme taşıyan CHP milletvekili
Aykut Erdoğdu’ya işin ayrıntısını sorduk ve öğrendik:
Elektrik dağıtım şirketleri özelleştirmelerinin amacı, kamunun elindeki elektrik dağıtım imtiyazının belirli bir süre için özel şirketlere kiralanması. Sözleşmelere göre kiracılar, belirlenen süreler içerisinde dağıtım şirketlerini işletecek ve süre sonunda bu tesisleri kamuya iade edecekler. Yani asıl kiralanan elektrik dağıtımı imtiyazı ve bu görev için gerekli olan zorunlu varlıklar. Dağıtım göreviyle doğrudan ilgisi olmayan varlıkların ise ana şirket olan TEDAŞ’ta bırakılması gerekiyor. Özelleştirme İdaresi de bu amaca uygun olarak dağıtım şirketleri bilançosunda bulunan varlıkların TEDAŞ bilançosuna alınmasını istemiş.
Ancak... Özelleştirme sırasında kamuya ait varlıklar yine kamuya ait TEDAŞ şirketi bilançosuna çekilmemiş ve dağıtım şirketleri bilançolarında bırakılmış. Bu durum sonucunda TEDAŞ tarafından yapılan tüm yatırımlar ve kamu tarafından satılmış olmasına karşın henüz tahsil edilmeyen elektrik bedelleri, bankalarda bulunan paralar gibi birçok varlık özel şirketlerin eline geçmiş. Kaynak aktarma sadece aktif aktarmakla kalmamış. Özelleştirilen şirketlerin bilançosunda bulunan borçlar da temizlenmiş. Bu şirketlerin elektrik üretim ve iletim şirketlerine olan borçları TEDAŞ’a aktarılmış.
Özetle; kiralanan şirketler ağzına kadar varlık, hak ve alacakla doldurulurken borçları ve sorumlulukları TEDAŞ’ın üzerine yıkılmış. Yapılan bu işlemler sonucunda kamunun elinden alınarak özel şirketlere aktarılan kaynak 3 milyar 891 milyon 641 bin 452 TL’ye ulaşmış.
Aykut Erdoğdu, TEDAŞ soygununun bununla sınırlı kalmadığını söylüyor:
“Özelleştirme sırasında bankaların zorlamasıyla imtiyaz kiralaması niteliğinde olan elektrik özelleştirmeleri satışa dönüştürülmüştür. Bilindiği üzere şirketler bilanço varlıklarıyla ve yükümlülükleriyle alınıp satılır. Özelleştirme mantığına aykırı olarak yapılan bu satışla şirketlerin aktifinde bulunan tüm varlıklar (binalar, elektrik direkleri, teller, trafolar) dağıtım şirketlerinin mülkiyetine geçmiştir. Bu şirketler 25 yıl sonra bu varlıkları, ancak bedellerini devletten alarak devir edeceklerdir.”
Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta “hortumları kestik” dedi ya...
Meğer, yerine boru döşemişler!

\n


\n

\n

CHP’nin Sürece İlişkin Anlaşılır Tutumu

\n

Son bir ayda 25 kent dolaşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, “barış süreci” denen şeyin AKP seçmeninden destek aldığına ilişkin düşüncenin yanlış olduğu kanısında. Karaman’da AKP’ye oy vermiş olanlarla görüşmüş, Abdullah Öcalan ile pazarlık edilmesine asla razı değiliz, buna izin vermeyeceğiz” dediklerine tanık olmuş.
Gökhan Günaydın, CHP’nin bir türlü doğru dürüst kitlelere anlatamadığı tutumunu aktardı bize. Her gittiği yerde halkla paylaştığı ve ilk kez bir CHP’linin ağzından duyduğumuz bu derli toplu, anlaşılır tutum şu:
“PKK militanlarının Suriye’de kullanılacağını söylemiştik. Nitekim, Fransız Haber Ajansı, PKK’nin bir kolunun, El Kaide ile birlikte Esad’a karşı savaştığını gösterdi. Abdullah Öcalanın ‘İslam şemsiyesi altında bir çözüm süreci’ tanımlaması aslında bugünlerin işaretiydi. BDP Tunceli İl Başkanı’nın bu açıklama üzerine istifası da bugünkü görüntülerle daha anlam kazanıyor.
PKK ile 30 yıldır süren mücadelenin birdenbire çekilmeyle sonuçlanmasının yarattığı olağanüstülük gibi, İsrail ile yine birdenbire ortaya çıkan bir özür dileme süreci var. Erdoğan’a 1.5 yıldır randevu vermeyen Obamanın telefonda Erdoğan ile Netanyahuyu görüştürmesi, görüşme sonrası Erdoğan’ın ‘sesini özlemişim’ demesi, bir büyük aşkın Ortadoğu’da yaratacağı yeni acı ve ödünleri tarif ediyor bize. Ankara’ya üç kez gelen ABD Dışişleri Bakanı ile görüşmelerde Suriye, İran ve Irak konusunun gündeme geldiğinde hiç kuşku yok. İsrail ile yeni birliktelik de, İran’a karşı bir emperyalist baskının, Türkiye ve İsrail aracılığıyla sürdürüleceğini gösteriyor.
Bizim için 76 milyon yurttaşın arasında en ufak bir fark yok. Biz özgür, eşit ve kardeşçe bir yaşam talep ediyoruz. Ama bize ‘barış süreci’ diye anlatılan hikâyenin aslında bütün Ortadoğu’yu yeni ateşlere saracak bir yeni düzen arayışı olduğunun da farkındayız.”

\n


\n

\n

Hayal

\n

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan açıkladı. Türkiye, lise mezunları arasında OECD’de sonuncuymuş... Babacan demiş ki, “Eğitim reformu olmadan 2023’te ilk 10 hedefi hayal olur.”

\n

Neredeyse bütün liseleri imam okuluna çevirme reformu ile birinci oluruz artık!

\n

Ad Arayışı

\n\n

Akil adamlar, “akil”likten rahatsızlarmış. “İrşad” adını da beğenmemişler.

\n

Onlara, “kerameti kendinden menkuller” demek en doğrusu...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları