Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ilımlı İslam Devleti
Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı tutuklandı. Balyoz filan diyorlar ama, galiba asıl tutuklanma gerekçesi, Eskişehir’deki bir tarikat çiftliğini izlettirmek...
\nBöylece zamanlama ve suçlama birbirini tamamlıyor ve seçim öncesi cemaatlere göz kırpılıyor:
\n“Tarikatlara dokunan yanar.”
\nBalanlı’nın tutuklanması, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasının hemen ardından Eylül 2007’de Genelkurmay Başkanlığı’nda hazırlanan “Bilgi Destek Planı”ndaki saptamaları anımsattı bize. Bir bölümünü yinelemekte yarar var belgenin:
\n“22 Temmuz (2007) seçimleri devletin temel nitelikleri açısından bir dönüm noktasıdır. Türkiye, demokrasi ile İslam’ın bir arada yaşayabileceğini ispat etmiş bir ‘ılımlı İslam’ devleti olarak tanımlanmaktadır. Hükümet de, iç kamuoyu, AB ve Avrupa’nın da desteği ile elde ettiği kazançlarını pekiştirmeye kararlı görünmektedir. Bu eğilimi ve ‘İslami demokrasi’ bağlamında kazanılmış olan bir ivmeyi, halen gelmiş olduğu noktadan geri çevirmek son derece zordur.
\nGelinen noktada, hükümetin tutumundan çok fazla taviz vermeyeceği ve kendi tabanının beklentilerini karşılamak için sınırları zorlayacağı anlaşılmaktadır. TSK’nin bu gelişmeleri etkilemeye ne derece muktedir olduğu ayrıca düşünülmelidir.”
\n\n\nSorumlu Kim?
\n\n\n\n
Geleneksel askeri tatbikattan vazgeçiliyor, Başbakan “Onu Genelkurmay bilir” demeye getiriyor. Hani Genelkurmay hükümete bağlıydı?
\nDemek ki Genelkurmay, Başbakan’a işine geldiğinde bağlı, işine gelmediğinde bağımsız.
\nBenzer bir çelişki daha:
\nİmralı ile pazarlık sürdürülmüş. Başbakan, “İmralı ile görüşmeyi yapan hükümet değildir. İmralı ile görüşmeyi devlet yapar” diyor. İmralı ile kim görüşmüş? MİT yetkilileri görüşmüş. MİT, özerk bir kuruluş mu? Değil. Nereye bağlı? Başbakanlığa...
\nDemek ki MİT, Başbakan’dan habersiz iş çeviriyor...
\n\n\nSeçim Sonrası
\n\nBir kenara yazın, dursun:
\nSeçimde büyük olasılıkla anayasayı değiştirme çoğunluğuna erişemeyecek olan AKP ile anamuhalefet olarak çıkması beklenen CHP; yanlarına 30’a yakın bağımsız sandalye edinecek BDP’yi de alacak ve anayasayı değiştirecekler.
\nBirisi açılım diyecek, diğeri Avrupa Yerel Özerklik Şartı’na sığınacak, diğeriyse zaten dünden hazır...
\nDeğişikliğin teması belli: Türkiye’nin Güneydoğusu’nda, artık adına özerk mi dersiniz, bağımsız mı dersiniz, adem-i merkezi mi dersiniz, ne derseniz deyin bir “şey” oluşturulacak...
\nO şeyin haritası, ABD’de ve AB’de çizilmişti. Gözleri aydın olsun: 12 Haziran’dan sonra Türkiye, eski Türkiye olmayacak.
\n\n\nTonguç Adı Silinmez
\n\n\nTrakya Üniversitesi Senatosu, 12 Mayıs 2011’de aldığı karar ile Eğitim Fakültesi birimlerinin bulunduğu yerleşkeye, 2002’de verilen İsmail Hakkı Tonguç adını Kosova olarak değiştirmiş.
\nEğitim-İş, bu vefasızlığa gerekli tepkiyi gösterdi. Bir başka tepki de değerli bilim insanı Prof. Dr. Rıfat Okçabol’dan geldi. Prof. Okçabol, Trakya Üniversitesi Rektörlüğü’ne gönderdiği mektupta, “Umarım bu kararı iptal edersiniz” dedi ve Tonguç’un anısına yapılan saygısızlığın nedenini sorguladı:
\n“İsmail Hakkı Tonguç gibi yalnız Köy Enstitüleri ile değil, diğer çalışmalarıyla da, 10 yıl süren ilköğretim genel müdürlüğü süresince, ondan öncesinde ve sonrasında, eğitim sistemimize en önemli katkıları olan eğitimcilerin başında gelmektedir. Tonguç 21 Köy Enstitüsü’nde bugün bile ders alınması gereken toplumsal ve eğitsel yerleşkeler yarattığından, bir yerleşkeye adı verilmesi en uygun olan kişidir. Yerleşkeden onun adının çıkarılması, eğitim tarihimize ve Köy Enstitüleri’ne olduğu kadar Tonguç’a karşı da büyük bir vefasızlık örneği olur.
\nYerleşkeye verilen yöre adı, Balkan göçmeni olan Tonguç’un da ve ailesi Balkan göçmeni olan benim de üzüntüyle andığımız, özlem duyduğumuz yörelerden birinin adıdır; ancak herhalde eğitim fakültesi gibi eğitim ile ve Türkiye ile birebir ilişkisi olan bir yerleşkeye verilecek bir ad değildir.
\nBu ad, şu anki eğitim fakültesi dekanına vefa olarak veriliyorsa, zaten etik olarak dekan görevi bıraktıktan sonra düşünülmesi gereken bir addır.
\nBu ad, Kosova’ya bir vefa olarak veriliyorsa, herhalde bu adın verilmesi için Tonguç’un yadsınmaması ve üniversitede daha uygun bir yerin seçilmiş olması beklenir.
\nBu karar, gençlerin (hem de köy çocuklarının) kendilerini gerçekleştirme fırsatı bulan, cumhuriyetin tüm ilkelerine sahip çıkan, hak arayan, köylünün aydınlanmasına çalışan ve sömürülmesine karşı çıkan öğretmen yetiştiren köy enstitülerine düşmanca bakan kesimlere verilen bir prim olur.
\nYalnız üniversitenizi, senatonuzu ve kendinizi değil, üniversite anlayışını ve akademik etik anlayışını alt-üst edecek ve ilgilileri tarihi sorumluluk altına sokacak bu talihsiz karardan dönülmesi gerektiğine inanıyorum ve sizleri kararınızdan dönmeye davet ediyorum.
\nCumhuriyetin birikimlerine karşı duyarlı olacağınızı ve gereğini yapacağınızı umuyorum.”
\nUmmak, bir umut içerir... Üniversiteden de umudumuzu yitireceksek, halimize vay ola!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- ‘Bir an önce ilan etmelerini bekliyoruz’