Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kararan Fotoğraflar

09 Aralık 2008 Salı

Deniz Baykal, geçen hafta bir savda bulundu:

Cumhuriyet döneminde Atatürk Bulvarı’ndan kılığı kıyafeti müsait olmayan insanları geçirmiyorlardı, poturlu, bilmem şalvarlı birtakım insanlar böyle Ankara’ya gelip bulvara girmiyor, tek parti zihniyeti o idi. Kıyafetini düzelt gel, öyle geçdiyorlardı.”

Kolleksiyoncular Derneğinden Can Kılıç ve Haluk Girayın arşivinden iki fotoğraf seçtik. Biri, şimdiki Sağlık Bakanlığının önünü gösteriyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Atatürk Bulvarından poturlu, şalvarlı, kasketli at arabacıları geçiyor.

Diğer fotoğraf da, Ankara Valiliği’nin önünde çekilmiş. Yine Cumhuriyetin ilk yılları. Fotoğraftaki insanlara, hiç de kıyafetini düzelt de geldenmiş gibi görünmüyor...

Çok doğaldır, çarşaf arkasından bakarsanız fotoğraflar kararır.

Yayla’nın Peşinde

Türkiye Newsweek dergisi, Deniz Baykalın çarşaf saçılımını değerlendirdiği 7 Aralık tarihli sayısında önemli bir anımsatma yapmış:

Bir görüşe göre Doç. Deniz Baykal, analizlerinde Demokrasi Kuramıadlı çalışmasını da çevirdiği İtalya siyaset bilimci Giovanni Sartori ekolünden hareketle fayda, maliyet analizleri yapıyor. Sartori, karşılaştırmalı politika uzmanı. 2002’de gazeteci Taha Akyol, Baykalın bu çevirisine Liberaller CHPdebaşlıklı bir yazısında değinmiş:

Prof. Dr. Atilla Yayla, liberal siyaset bilimci Giovanni Sartorinin Demokrasi Kuramıadlı eserini Baykalın dilimize çevirdiğini hatırlattı, Baykalı övdü. Liberaller, Baykal’la görüşürken, Sartorinin demokratik muhalefetkonusundaki tezlerinden esinlenerek şu öneriyi dile getirecekler: Demokratikleşmeye, özellikle de laikliğin demokratikleşmesine destek verin, hatta siz öncülük edin. Şerefi de, siyasi getirisi de CHPnin olsun.

Baykal,Kemalizm, ilerlemeden çok gerilemeye tekabül ederdiyen dış destekli liberal düşünce hareketlerinin örgütleyicisi Yayla’nın peşinde mi?

Yakın çevresindeki Kemalistleri de tasfiyeye yönelen Baykal, egemenlerin yeni döneminde ılımlı İslamcılık mı oynayacak?

Anadolu solu sözünü yine dolandırmaya başladığına göre, anlaşılan öyle olacak...

 

İnsanlık Nerede?

10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü.

TİHAK Başkanı Muzaffer İlhan Erdost’a sorduk, Böyle bir dünyada insan hakları nerede? diye. Sanırım dedi Erdost, İsa Mesih gibi göğe çıktı”. Küresel egemenliğin stratejisinin içini doldurduğunu da vurgulama gereğini duydu:

Abu Garip’te, Guantanoma’da, okyanusta yüzen işkenceevi gemilerde, insan, hakları için yok ediliyor. Eskilerin deyişiyle, darısı, bizim üstümüze yağıyor. Dolar ve Avro, insanı yemek için İslamı, İslamı yemek için birbirini yiyor.

Şu da var ki, insan hakları, gökten zembille inmedi yeryüzüne. Uluslaşma sürecinde ve ulus olarak tanıdı insan, haklarını. Ulus-devletlerin birleşmiş sözleşmelerinde evrenselleşti. Ama evrenselleşti mi?

Dün işkencenin, hücrenin, darağacının üstünde dolaşan hayalet, bugün bir yanıyla Ergenekon’da dolaşıyor. Dün yargının elinde tuttuğu kılıç, bugün yargıcın göğsüne saplanmış kanıyor.

Dün yeşil kuşakla, ılımlı İslamla yelkenleri şişirenler, bugün yeni dünya düzeni, Üçüncü Amerikan İmparatorluğu yolunda kan döküyor.

Dün Çekiç Güç bugün Kandil, dün Sevr bugün soykırım. Avrasyadan Büyük Ortadoğu Projesine ve tezkeresiz tezkereye programlanmış Türkiye paftasında, insan haklarıbiçiliyor.

Biz de Ezop gibi Deniz Fenerini yakmış, kandilde mum, türbede insan arıyoruz ve üstüne üstlük soruyoruz: İnsan hakları nerede?diye.

Emmisiz

Kaldık

Öğretmenlerin, öğretmen örgütçülerinin ve dostlarının emmisi Musa Uysalı sonsuzluğa uğurladık. Emmi, ardında, çok yoğun sevgi ışıkları bırakarak gitti. Eğitimci-yazar Niyazi Altunyanın dediği gibi:

Musa Emmi, kendini hep geri çeken, kişiliği, becerisi, ilişkileriyle hep önde olan büyüğümüzdü. Musa Emmi en sıkıntılı anlarında bile kendi derdini unutup bizim sorunlarımızı çözmeye çalışan bir ermişti. Elli yıldır öğretmen örgütlerinin en sevilen öncüsü idi. Her kümeye ait insanların sevebileceği bir insandı. Kendini geri çekip, başkalarının işlerini kolaylaştırırdı.”

Sıhça Yavuz, Musa Emmi için Yokuşta Yürüyen Adam adlı bir kitap hazırlamış. Altunya, kitabın çok yakında sevenlerinin elinde olabileceğini duyurdu:

Emmi kitabın ancak karalamasını görebildi. Olsun, biz ona ulaştırırız!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları