Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kararan Fotoğraflar
Deniz Baykal, geçen hafta bir savda bulundu:
“Cumhuriyet döneminde Atatürk Bulvarı’ndan kılığı kıyafeti müsait olmayan insanları geçirmiyorlardı, poturlu, bilmem şalvarlı birtakım insanlar böyle Ankara’ya gelip bulvara girmiyor, tek parti zihniyeti o idi. ‘Kıyafetini düzelt gel, öyle geç’ diyorlardı.”
Kolleksiyoncular Derneği’nden Can Kılıç ve Haluk Giray’ın arşivinden iki fotoğraf seçtik. Biri, şimdiki Sağlık Bakanlığı’nın önünü gösteriyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Atatürk Bulvarı’ndan poturlu, şalvarlı, kasketli at arabacıları geçiyor.
Diğer fotoğraf da, Ankara Valiliği’nin önünde çekilmiş. Yine Cumhuriyetin ilk yılları. Fotoğraftaki insanlara, hiç de ‘kıyafetini düzelt de gel’ denmiş gibi görünmüyor...
Çok doğaldır, çarşaf arkasından bakarsanız fotoğraflar kararır.
Yayla’nın Peşinde
Türkiye Newsweek dergisi, Deniz Baykal’ın çarşaf saçılımını değerlendirdiği 7 Aralık tarihli sayısında önemli bir anımsatma yapmış:
“Bir görüşe göre Doç. Deniz Baykal, analizlerinde ‘Demokrasi Kuramı’ adlı çalışmasını da çevirdiği İtalya siyaset bilimci Giovanni Sartori ekolünden hareketle fayda, maliyet analizleri yapıyor. Sartori, karşılaştırmalı politika uzmanı. 2002’de gazeteci Taha Akyol, Baykal’ın bu çevirisine ‘Liberaller CHP’de’ başlıklı bir yazısında değinmiş:
Prof. Dr. Atilla Yayla, liberal siyaset bilimci Giovanni Sartori’nin ‘Demokrasi Kuramı’ adlı eserini Baykal’ın dilimize çevirdiğini hatırlattı, Baykal’ı övdü. Liberaller, Baykal’la görüşürken, Sartori’nin ‘demokratik muhalefet’ konusundaki tezlerinden esinlenerek şu öneriyi dile getirecekler: Demokratikleşmeye, özellikle de laikliğin demokratikleşmesine destek verin, hatta siz öncülük edin. Şerefi de, siyasi getirisi de CHP’nin olsun.”
Baykal, “Kemalizm, ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder” diyen dış destekli liberal düşünce hareketlerinin örgütleyicisi Yayla’nın peşinde mi?
Yakın çevresindeki Kemalistleri de tasfiyeye yönelen Baykal, egemenlerin yeni döneminde “ılımlı İslam”cılık mı oynayacak?
“Anadolu solu” sözünü yine dolandırmaya başladığına göre, anlaşılan öyle olacak...
İnsanlık Nerede?
10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü.
TİHAK Başkanı Muzaffer İlhan Erdost’a sorduk, “Böyle bir dünyada insan hakları nerede?” diye. “Sanırım” dedi Erdost, “İsa Mesih gibi göğe çıktı”. Küresel egemenliğin stratejisinin içini doldurduğunu da vurgulama gereğini duydu:
“Abu Garip’te, Guantanoma’da, okyanusta yüzen işkenceevi gemilerde, insan, hakları için yok ediliyor. Eskilerin deyişiyle, ‘darısı’, bizim üstümüze yağıyor. Dolar ve Avro, insanı yemek için İslamı, İslamı yemek için birbirini yiyor.
Şu da var ki, insan hakları, gökten zembille inmedi yeryüzüne. Uluslaşma sürecinde ve ulus olarak tanıdı insan, haklarını. Ulus-devletlerin birleşmiş sözleşmelerinde evrenselleşti. Ama evrenselleşti mi?
Dün işkencenin, hücrenin, darağacının üstünde dolaşan hayalet, bugün bir yanıyla Ergenekon’da dolaşıyor. Dün yargının elinde tuttuğu kılıç, bugün yargıcın göğsüne saplanmış kanıyor.
Dün yeşil kuşakla, ılımlı İslamla yelkenleri şişirenler, bugün yeni dünya düzeni, Üçüncü Amerikan İmparatorluğu yolunda kan döküyor.
Dün Çekiç Güç bugün Kandil, dün Sevr bugün soykırım. Avrasya’dan Büyük Ortadoğu Projesi’ne ve tezkeresiz tezkereye programlanmış Türkiye paftasında, ‘insan hakları’ biçiliyor.
Biz de Ezop gibi ‘Deniz Feneri’ni yakmış, kandilde mum, türbede insan arıyoruz ve üstüne üstlük soruyoruz: ‘İnsan hakları nerede?’ diye.”
Emmisiz
Kaldık
Öğretmenlerin, öğretmen örgütçülerinin ve dostlarının “emmisi” Musa Uysal’ı sonsuzluğa uğurladık. Emmi, ardında, çok yoğun sevgi ışıkları bırakarak gitti. Eğitimci-yazar Niyazi Altunya’nın dediği gibi:
“Musa Emmi, kendini hep geri çeken, kişiliği, becerisi, ilişkileriyle hep önde olan büyüğümüzdü. Musa Emmi en sıkıntılı anlarında bile kendi derdini unutup bizim sorunlarımızı çözmeye çalışan bir ‘ermiş’ti. Elli yıldır öğretmen örgütlerinin en sevilen öncüsü idi. Her kümeye ait insanların sevebileceği bir insandı. Kendini geri çekip, başkalarının işlerini kolaylaştırırdı.”
Sıhça Yavuz, Musa Emmi için “Yokuşta Yürüyen Adam” adlı bir kitap hazırlamış. Altunya, kitabın çok yakında sevenlerinin elinde olabileceğini duyurdu:
“Emmi kitabın ancak karalamasını görebildi. Olsun, biz ona ulaştırırız!”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!