Yeni Cumhurbaşkanı Tarafsız Olmalı İlkesi

09 Ekim 2021 Cumartesi

Altı muhalefet partisinin ortak ilkelerde birleşme toplantılarından çıkan en önemli uzlaşma notalarından biri, hiç kuşkusuz “cumhurbaşkanının siyaseten tarafsızlığı için, herhangi bir siyasi partiye üyeliğinin bulunmaması” yönündeki kararlılık olmuştur.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, cumhurbaşkanlığına değil, başbakanlığa aday olduğuna ilişkin açıklamasının ardından gelen bu kararlılık, ülkenin, Cumhuriyetin tüm birleştirici değerlerinin yıkımına yol açan Saray rejimi ve halife sultan özentiliğinden kurtulabilmesinin en önemli adımı olarak kabul edilebilir.

“Cumhurbaşkanının siyaseten tarafsızlığı” üzerinde anlaşma sağlandığına göre, altı muhalefet partisinin hiçbir genel başkanının cumhurbaşkanlığına aday olmaması, sağlam ve tutarlı bir parlamenter sistem için hem gerekli, hem de çok yerinde bir tutum olacaktır. 

Muhalefet İttifakı’nın iki ana gövdesini oluşturan CHP ve İYİ Parti’deki toplumun nabzını tutan ve siyasi gidişi bireysel beklentilerin ötesinde sağduyuyla değerlendiren kadroların da aynı yönde tutum takındıkları biliniyor. 

Onlar, Türkiye’yi yeniden parlamenter sisteme ve Cumhuriyeti yeniden demokratik temellere oturtma sürecinde toplumun çeşitli kesimlerinden kabul görecek, muhalefet ittifakının üzerinde uzlaşabileceği, saygın, devlet deneyimi olan, demokratik kurallara ve tarafsızlığa uymada güven veren, ittifak ortaklarını bir arada tutacak nesnellikte, bütünleştirici bir ortak aday olması üzerinde ısrar ediyorlar. 

Ancak böyle bir adayla, devletin onarılması ve Cumhuriyetin yeniden ayağa kaldırılması, kurumların ve bürokrasinin partizanlıktan, kayırmacılıktan ve düzeysizlikten kurtulmasının sağlanabileceği kanısındalar. 

Aklın ve akıllı siyasetin gereği de bu gibi gözüküyor.

Yoksa atılacak bir yanlış adım, verilecek duygusal bir karar ya da yapılacak bireysel bir girişim, Türkiye’nin görünmüş olan kurtuluş ışığının yeniden söndürülmesine neden olabilir.

KULLANIŞLILAR YİNE SAHNEDE

Saray rejiminden gına getiren halk, baskıdan kurtulmanın çaresini ararken “kullanışlı aptallar” olarak tarihe geçen, AKP anayasasına “yetmez, ama evet” diye boyun eğenler, biliyorsunuz bu kez Fransa’dan gazel okumayı seçtiler.

Orhan Pamuk’a “Pişman mısınız” diye sorulmuş. Pamuk, “Ben bu soruyu yanıtlamaktan kaçınıyorum. Çünkü, milliyetçi laik çevre ve kurumlar tarafından çok fazla cezalandırıldım ve işkence gördüm. Belki Paris’teki şu vaktin tadını çıkarmalıyım” demiş.

Pamuk, cezanın ve işkencenin ne olduğunu, F tipi cezaevinde, beş yıl tutuklu kalan Mustafa Balbay’a bir sorsun. Balbay, şu an Ankara’da ve Saray yönetiminin tadını çıkarıyor!

Kendisiyle ile konuştum. Yakın geçmişte çektiklerini anlatmak için sabırsızlıkla Pamuk’un aramasını bekliyor...

Bir başka kullanışlı Nilüfer Göle ise “Naif bir şekilde Türkiye’nin Batılılaşacağına inandık” demiş ve eklemiş:

“Büyük bir coşku, öfori (aşırı mutluluk) içindeydik.”

Nilüfer Göle, Fransa’dan gelebilirse eğer, Türkiye’de bir çarşı pazar gezsin...

Öfün âlâsını bulacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları