Yetti, Hayır!Öyle Demek İstemedim...

21 Temmuz 2012 Cumartesi
\n

\n\n\n

Hasan Cemal, geçen haftaki yazılarından birinde AKPnin yalnız kendine demokrat olduğundan, iktidar özgürlüğünü demokrasi sandığından söz ederek, sanatla, müzikle iç içe yaşayan bir arkadaşından alıntı yaptı:

\n

Her gün her yerden eşit bir şekilde ince ince özgürlüklerimizin elimizden alındığını düşünüyorum. O kadar iyi yapılıyor ki bu. Günü gününe hesaplanmış... Hissim bu. Maalesef benim gibi hep hoşgörü peşinde olan ve devamlı olarak içindeki eşitlik ve özgürlük hissini büyütmeye çalışanlar ise yapayalnız. Kendimi kolumdan bir yere çekiştirilir gibi hissediyorum. Hiçbir yere ait olamama hissi yükseliyor içimde. Çekip gitmek istiyorum.

\n

Aynı Hasan Cemal, 12 Eylül 2010 referandumu öncesi 3 Eylül 2010da Yargı demokratikleşmeden demokrasi gelmez!başlık yazısını da şöyle bitirmişti:

\n

12 Eylülde oylanacak anayasa paketinde yer alan HSYK değişikliği -eksiklerine rağmen- yerinde bir adımdır. Kısacası: Yetmez ama evet!

\n

Hasan Cemal ve arkadaşları, çekip gitmekteözgürler hiç kuşkusuz.

\n

Biz hiçbir yere gitme niyetinde değiliz. Burada, yurdumuzdayız. Yalnız filan da hissetmiyoruz kendimizi.Yetti artık, AKP diktatoryasına hayırdemeyi sürdüreceğiz.

\n

\n\n\n

Oda Seçimi

\n

\n\n\n

Kurultaydan birkaç gün önceydi. Seçime az kala partiye iliştirilmiş milletvekillerinden biri, CHP Genel Merkezine gitti. Üst katlara çıktı ve kendisine bir genel başkan yardımcılığı odası seçti.

\n

Durumdan genel başkanın da haberi oldu ve o kadın milletvekili, PM listesine giremedi.

\n

\n\n\n

\n\n\n

Prof. Dr. Sencer Ayatanın söyledikleri, savundukları medyadaCHP ANAPlılaşıyor diye değerlendirilince açıklama yapma gereği duydu:

\n

Ben, ANAPı anımsatacak eğilimlerden söz etmedim. Sosyal demokrat partilerde görüldüğü gibi sosyal demokrasi merkezde olur, sosyalist sol bulunur, bir diğer kanat anlamında sosyal liberaller de yer bulur. Yanlış yorumlanan sosyal liberaller kavramı oldu. Ki liberal kavramı bizde yanlış biçimde farklı yorumlanıyor. Daha çok ekonomik anlamıyla kullanılıyor. Liberal denilince vahşi kapitalizm uygulaması anlaşılıyor. Oysa benim ifade ettiğim o değil. Aksine bu ifade, özgürlük, özgürlükçülük anlamındadır. Siyasal, sosyal alanda özgürlükçü yaklaşımın esas alınmasıdır.

\n

Herkes bilir ki, bu memlekette liberaldediğin zaman özgürlükçü filan anlaşılmaz. Sağcı, piyasacı, bireyci anlaşılır. Liberalin başına sosyal koyarsanız,toplumcu bireyciolur ki, bu da öküz altında buzağı aramak gibi bir şeydir.

\n

Madem Ayata liberalden özgürlükçülüğü anlıyor, niye özgürlükçü demiyor da, liberal diyor. Çünkü liberal demekteki asıl amaç, merkez sağ ile elim sende oynamak.

\n

Sencer Ayatanın tutumu kanıksandı artık. Önce bir görüş ortaya atıyor. Tepki çekince de,Ben onu demek istemedimdiyor, ama hiç de inandırıcı olmuyor.

\n

Türbana özgürlük tutumunda da benzer bir yol izlemiş, söylediklerini sonradan yalanlamak istemiş, ama akıllarda CHP kanadında türbana evetdenmesini sağlayan isim olarak akıllara kazınmıştı.

\n

\n\n\n

Vefa

\n

\n\n\n

CHP kurultayında, Kemal Kılıçdaroğlunun örgütten sorumlu Nihat Matkapın yerine Adnan Keskini getireceği duyulmuştu. Bir partili, Nihat Matkapın örgütü dönüştürmek için kestaneleri ateşten alan kişi olduğunu anımsattı ve Kılıçdaroğlunun vefasızlığından söz açıp parti yönetiminde sürekli değişiklik yaptığından yakındı. Kılıçdaroğlunun bu eleştiriye yanıtı kısaydı:

\n

İki yılda müthiş değişimlere imza attık. Kimsenin hayal bile edemeyeceği değişimlere. O doğal bir şey.

\n\n\n

Üç İsim

\n

\n\n\n

Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay sürecinde daha çok üç isimle fotoğraf vermeyi yeğledi. Faruk Loğoğlu, Faik Öztrak ve Sezgin Tanrıkulu.

\n

Biri, AKP döneminde bir süre Türkiyenin Washington Büyükelçiliği görevini üstlenmişti. Diğeri Ecevitin başbakanlığı sırasında ABDnin Türkiyeye atadığı Kemal Dervişin döneminde Hazine Müsteşarlığı yapmıştı. Sonuncusu da 1997 Robert Kennedy İnsan Hakları Ödülüne uygun görülmüştü.

\n\n\n

Olmadı,

\n

Gömlek Verelim

\n

\n\n\n

Kemal Kılıçdaroğlu, kurultaya doğru Samsun Milletvekili Haluk Koçu aradı ve grup başkanvekilliğini önerdi. Koç, grup başkanvekilliklerinin şu anda dolu olduğunu, yeni bir seçim için grubun onayı gerektiğini aktardı. Kılıçdaroğlu, grup başkanvekillerinden Emine Ülker Tarhanı hukuktan sorumlu genel başkan yardımcılığı için düşündüğünü, tüm milletvekillerinin kurultay nedeniyle Ankarada olacağını, böylece grubun toplanıp karar verebileceğini söyledi.

\n

Haluk Koç, Nasıl uygun görürsenizdedi.

\n

Aradan birkaç gün geçti. Kılıçdaroğlu, bu kez Haluk Koça, kurultayda Parti Meclisi üyeliği için başvuru yapmasını önerdi.

\n

Anlaşılmıştı ki, Kılıçdaroğlu, Haluk Koça grup başkanvekilliği önermeden önce Emine Ülker Tarhan ile görüşmemişti. Tarhan, grup başkanvekilliğinden ayrılmayı düşünmediğini dile getirince de, Koça PM üyeliği uygun görülmüştü.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları