Benim sevimli çılgınlarımdan biri
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Benim sevimli çılgınlarımdan biri

24.12.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım yeni bir yılın eli kulağında ya, zaten bozuk olan moralinizi daha çok bozmak istemediğimden sizi benim sevimli çılgınlarımdan biriyle tanıştırmak istiyorum. Bazı insanlar var, kendileri farkında bile olmadan yaşamımızı zenginleştiriyor. Ben onlara “sevimli çılgınlarım” diyorum. Onlardan birini gördüğümde içim ısınıyor ve seslenmeden yanlarından geçip gitmeye gönlüm razı gelmiyor. İyi ki varlar. 

Elektronik mühendisi Serdar Bey bu çılgınlardan biri. Ona ben bir sabah vakti, çok erken Heybeliada’nın Çamlık Limanı’nda rastladım. Güneş henüz yükselmemişti. Bulunduğum teknenin güvertesine çıktığımda hemen yanı başımıza demirlenmiş çok garip bir tekne (!) gördüm ve onu hiçbir şeye benzetemedim. Tekneye bile. Doğrusu gördüğüm şeyi şimdi bile tam tarif edemiyorum. Onu anlatmak için, biz gene tekne diyelim. Evet gördüğüm tekneyi anlatmak için biraz belleğinizi zorlayacağım. Şu Uzakdoğu’da, Çin’de, Vietnam’da geçen filmleri bir hatırlamaya çalışın. Orada, nehir üzerinde çok ilkel yelkenli tekneler işler. Bu teknelerin uzun yol kabiliyetleri yoktur, sadece insanları nehrin bir yanından öbür yanına götürmeye yarar. İşleyişleri ilk çağlarda bulunmuş en ilkel yöntemlere dayanır. 

Serdar Bey’in teknesi de öyle bir şey. Kocaman sac bir gövde, iki yanında yüzlerce alüminyum boru ve bu borulara bağlı pek çok yelken direği. Ama ortalıkta yelken ya da ona benzer hiçbir şey yok. Teknenin uzaktan görüntüsü, bir sac, boru ve ip yığını. Olsun, o Serdar Bey’in teknesi. Serdar Bey de erkenden kalkmış, gene teknenin şimdilik boş olan bir yerlerine, yeni bir alüminyum boru ilave etmek için kaynak yapıyor ve arada derin derin düşünüyor. Acaba bu tekne yol alabilecek mi? 

Serdar Bey, bu konuda endişe etmekte haklı. Sonradan öğrendim Florya’dan buraya yelkenle gelmeyi denemiş ama yelkenler daha açılır açılmaz yırtılmış. Onu Çamlık Limanı’na bir başka tekne çekmiş. Şimdi sabahın ilk ışıklarında derin derin düşünüyor. Bu tekne çalışacak mı? Serdar Bey böyle düşünürken civardaki teknelerde kalanlar uyanıp hep birlikte onun teknesine bakmaya başlıyorlar. Kimse bu sac, boru ve ip yığınına ne anlam vereceğini bilmiyor. Sonunda birkaç kişi bota binip Serdar Bey’in teknesine yanaşıyoruz. Serdar Bey, gördüğü ilgiden çok hoşnut, gelenleri teknesine davet ediyor. İplere, alüminyum borulara tutuna tutuna hap kadar bir oturma yerine varıyoruz. Dört kişiyiz, ancak iki kişi oturabiliyor. Diğer iki kişi ip cambazları gibi dengelerini yitirmemek için pür dikkat iplere asılmış ayakta bekliyor. Serdar Bey, gelenleri hemen soru yağmuruna tutuyor: “Burada rüzgâr daha çok hangi yönden esiyor, yelkenler için en uygun zaman nedir?” İp cambazı gibi dengede durmaya çalışanlardan biri sonunda dayanamayıp patlıyor, “Bu tekne bir adım bile gitmez” diyor. “Mümkün değil. Neden tekne gibi bir tekne yapmadınız?” 

Bu sözler üstüne Serdar Bey’in gülen gözleri buğulanıyor, sesi ağlamaklı, “Bunu tam yedi yıldır yapıyorum” diyor. “Önce Samatya’da yapıyordum. Oradaki barınak yıkıldı. Florya’ya geçtim. Şimdi de burada yapmaya devam edeceğim.” Bu açıklama üstüne soruyu soran kişi bu kez alttan alıp sözü yumuşatmaya çalışıyor: “Böyle bir tekne yapmak nereden aklınıza geldi, size kim yol gösterdi? Böyle bir şeyi aklınıza kim soktu?” “Ben” diye söze başlıyor Serdar Bey, “Bir gün televizyonda bir film seyrediyordum. Film Srilanka’da geçiyordu. Birden bir nehrin üstünde uçar gibi ilerleyen tekneler gördüm. İki taraflı yelken açmışlardı. O anda teknelere vuruldum. Uzun araştırmalardan sonra o filmin videosunu buldum. Aynı sahneyi defalarca seyredip o tekneleri beynime yerleştirdim. Sonra İngilizce kitaplar ısmarladım, çizimler getirttim ve yapmaya başladım. Bu yedinci yıl hâlâ da yapıyorum.”

O anlattıkça tekneye konuk gelenlerin şaşkınlığı iyice artıyor. Bir çılgın bu Serdar Bey ama güzel bir çılgın! Elektronik mühendisliği yetmemiş ona, bir anda vurulduğu bir yelkenliyi ne olursa olsun yapmaya çalışmış. Olmuş mu? Genel kanı olmadığına dair. Bu sac yığını asla yol yapamaz. Ama artık kimse bunu Serdar Bey’e söylemeye cesaret edemiyor. Kimsenin onun yaratmak istediğini, hayalini yok etmeye niyeti yok. Varsın hayal kursun Serdar Bey, varsın yedi yıl daha uğraşsın, didinsin ve her gece rüyasında açık denizlere doğru yelken açtığını görsün. Varsın öyle olsun. Çılgın teknenin konukları Serdar Bey’e iyi şanslar dileyip ayrılıyorlar. Ve akşam güneş batarken Serdar Bey hâlâ alüminyum boruları birbirine eklemeye çalışıyor. Çok uzun bir yelken direği yapacak da! 

Kıssadan hisse: Hayallerinizden asla vazgeçmeyin!

Yazarın Son Yazıları

Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025
Hepimiz vergi kölesiyiz çok zenginler hariç

Hepimiz vergi kölesiyiz çok zenginler hariç

Devamını Oku
23.02.2025
Ülkemizin küçük Trump’ları

Ülkemizin küçük Trump’ları

Devamını Oku
16.02.2025
Yapay zekâ hazretleri Assos’ta

Yapay zekâ hazretleri Assos’ta

Devamını Oku
09.02.2025
Bavulum elimde geliyorum, beni de tutuklayın!

Bavulum elimde geliyorum, beni de tutuklayın!

Devamını Oku
02.02.2025