Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gezi Öğretti; Değişim Yerel Yönetimlerden Başlar!

16 Temmuz 2013 Salı

Kadıköy’de, Alanya’da, Urla’da, Bodrum’da her gece yapılan forumlarda gördüm ki, Gezi’nin yurtsever insanları endişeli: AKP iktidarının her kentte, her ilçede hukuka, insan haklarına aykırı bir biçimde sürdürdüğü rant talanı durmak bilmiyor. Halkın soluk aldığı mesireler bile bizzat bakan emriyle sitelere dönüştürülüyor. ÇED raporları, mahkeme kararları bile onları durdurmaya yetmiyor. Buradan bakılınca AKP, doymak bilmeyen bir canavar gibi her güzelliği, her yeşili, her ağacı yutmak istiyor. Öyleyse ilk hedef yerel yönetimlerdeki Gezicilerin sayısını artırmak olmalı! Sadece belediye başkanlığı değil, il ve ilçe belediye meclislerinde gezicilerin sayısı çoğalmalı. Lüksümüz yok, ana muhalefet partisi CHP sesleniyor; öncelikle kadınlara ve gençlere! CHP’de yüzde 33 cinsiyet kotası var, otuz yaş altı gençler için de yüzde 10 kota uygulanıyor. Ayrıca kadınlar, gençler ve engelli yurttaşlardan aday adaylığı için herhangi bir bedel alınmıyor. Öyleyse hepimizi, öncelikle hoşumuza gitsin gitmesin, hatta değiştirmek için yerel seçimlerde yönetime aday olmaya, CHP’de çalışmaya çağırıyorum. Önümüzdeki seçimlerde muhtar adaylarının bile dikkatle izlenmesi gerektiğini hayatın pratiği bize açıkça gösterdi. Gezi’nin bize bağışladığı özgürlük ve hiyerarşik olmayan örgütlenme biçimini partilere taşıyabiliriz. Şeffaflık ve adil olmayı hep birlikte öğrenebiliriz.
Öte yandan elimde, CHP’nin
Sencer Ayata başkanlığındaki Bilim ve Kültür Platformu’nun ve Kadın Kolları Genel Başkanı Hilal Dokuzcan’ın hazırladığı bir rapor var. Rapor, AKP’nin kadın ve nüfus politikalarının gerçek amacını deşifre ediyor. Kısaca şöyle: Başbakan, “Sezaryenle doğuma karşıyım. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum” diyerek, kürtaj ve sezaryen konusunda bir tartışma başlatmıştır. Daha sonra kendisini eleştiren kadınları, “bazı terbiyeden muaf tipler” olarak yaftalamıştır. Bu görüşlerin temelinde, Başbakan’ın ve AKP’nin bireyi bedeninden kişiliğine denetim altına alma ve terbiye etme arzusu ve iddiası yatmaktadır. Başbakan’ın açıklamasından sonra Sağlık Bakanlığı, Üreme Sağlığı Yasa Taslağı’nı hazırlamıştır. Taslakta kürtaj için geçerli olan on aylık süre sınırı değişmemekte ama getirilen sınırlamalarla kürtaj tamamen engellenmek istenmektedir. Taslakta doktora, kürtaj karşıtı “ret hakkı” tanınmaktadır. Böylece doktorların, siyasi ve toplumsal baskı altında kalmaları, yasak olmasa da fiilen kürtajı engellemeleri beklenmektedir. AKP iktidarının kürtaj konusundaki söylem ve yöntemleri, kadınlara gebeliği her koşul altında kabul ettirmeye ve kadınların bireysel özgürlüklerinin önünü kesmeye yöneliktir. İktidarın söyleminde, kürtaj yasağından kaynaklanacak yaşamsal sorunlara ve doğurma baskısı yaşayacak kadınların karşılaşacakları önemli sorunlara ilişkin hiçbir ilgi ve kaygıya rastlamak mümkün değildir. Örneğin, istenmeyen gebeliğin yaratacağı çocuk yoksulluğu, genç işsizliği, aile sorunları, psikolojik etkiler üzerinde hiç durulmamaktadır. TÜİK tarafından açıklanan yoksulluk verileri Türkiye’deki çocuk yoksulluğu oranlarının yetişkin yoksulluğu oranlarından çok daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Başbakan ülkenin büyümesi ve gelişmesini, kürtaj kısıtlaması gibi önlemlerden de yararlanarak kadınların beş çocuk doğurmasına bağlamaktadır. Diğer bir deyişle yoksul ve maddi zorluklar altında yaşayan yurttaşlarımız, Başbakan’ın özde yasakçı, sözde uzun vadeli nüfus politikası hedeflerine kurban edilmek istenmektedir.
Başbakan ve AKP Hükümeti’nin benimsediği nüfus artırma politikaları Türkiye’nin uzun dönem ekonomik çıkarlarına da ters düşmektedir. Bir
ülkenin rekabet gücünü belirleyen ana etken vasıflı işgücü arzının
büyüklüğüdür. Vasıflı işgücü geliştirmek için yapılması gereken genç nüfusa nitelikli ve tüm nüfusa yaşam boyu eğitim verilmesidir. Çok çocuk politikasının en sakıncalı yönü dar gelirli ailelerin çocuklarına sağlıklı bir büyüme olanağı ve iyi eğitim alma fırsatı sağlamakta zorlanacak olmasıdır. Artan nüfus vasıfsız işgücü arzını büyütecek ve Türkiye dünyanın ucuz emek ülkelerinden birisi olmaya devam edecektir.
Not: CHP’nin önerdiği kadın ve nüfus p
olitikaları için yerim kalmadı, bu yazının arkası gelecek. Hep birlikte öğreneceğiz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları