Sahi bu hafta Kurtlar Vadisi niye yayımlanmadı? Yoksa iktidar-cemaat kavgası Vadi’nin senaryo ekibine de mi yansıdı?
‘Çakır’ın ölüm ilanının üstünden epey zaman geçti. Hadi ilanı veren neyse de, yayımlayan gazete niye yüzyılın medya ödülüne layık görülmedi, hâlâ anlamış değilim. Lakin Çakırlar ölümsüzmüş onu anladım. Perşembe akşamı mezarından kalkıp ekranda karşıma dikilince irkildim. Ürktüm. Adam dokuz canlı. İnadına yaşamak buna denir valla. Ölüp ölüp diriliyor. Sonra da “İnadına Yaşamak” adlı bir diziyle tam da Kurtlar Vadisi’nin yayın saatinde ‘Polat’ın karşısına çıkıyor. Polat da benim gibi korktu mu ne, kim bilir belki de gözünü “kedi gözü” almıştır, dövüşmekten vazgeçip, reyting minderinden kaçtı.
Kurtlar Vadisi’nin senaristleri ayrıldığı için Pusu bu hafta tekrar kolajlarıyla Çakır’ın karşısına çıkmak zorunda kaldı. Vadi tekrarla idare edince Kanal D’nin yeni dizisi “İnadına Yaşamak” ilk günde totalde ikinciliğe, AB grubunda gün birinciliğine oturdu. Çakır’ın intikamı ne yazık ki kursağında kaldı. Haftaya Vadi hepten bitmek zorunda kalmaz ve senaristler toparlanabilirse, iki dizinin reyting dövüşünün hakiki galibi belli olacak.
Ölümsüz Çakır’ın adı yeni dizide ‘Emir’ olmuş. Ne gerek vardı isim değişikliğine, Çakır kalsa daha iyi olmaz mıydı? Nihayetinde kurmaca bir diziden bahsediyoruz. Oktay Kaynarca’nın adı ha Çakır olmuş ha Emir, ne fark eder? Reenkarnasyon kurmaca dünyasında çok daha inandırıcı değil mi? Vadi’de zorla öldürülen Çakır “İnadına Yaşamak” dizisiyle yeniden dünyaya gelirdi. Dizinin adına da iyi yakışırdı hani.
Başrollerinde Sanem Çelik, Murat Ünalmış ve Oktay Kaynarca’nın oynadığı “İnadına Yaşamak” dizisini ben beğendim. Köşe ve magazin yazarları bir dizide bu kadar tesadüf olur mu diye eleştirecekler, ama bence hikâye inandırıcı ve naif anlatılırsa olur. Olmuş da.
Yönetmen koltuğunda Kurtlar Vadisi’nin ilk dönemlerindeki o efsane ekibin içinde yer alan, sonraları dizi dünyamıza Behzat Ç. gibi bir fenomen kazandıran Serdar Akar oturuyor. Zaten birinci bölümün önemli bir kısmı, Kıbrıs çekimleri dahil sanki “Behzat Ç. Ankara Yanıyor”un bazı sahneleriyle aynı anda kotarılmış gibi. Aliye’den sonra muhteşem bir dönüşe imza atan Sanem Çelik’in iki yapımda da başrol oynadığını belirtelim. Behzat Ç. ile Çakır aynı dizide oynasa nasıl tutardı ama? Ortalarına da Aliye’yi koydun mu tamamdır bu iş.
Bizim seyirci kendi topraklarımızdan çıkan hikâyeleri, zaaflarına rağmen daha çabuk benimsiyor. Bir başka Vadi kaçkını Memati’nin ‘Kaçak’ı da bu hafta zirveye oturan dizilerden biri. Yine bizden bir hikâye olan “Karagül”se haftalardır birinciliği kimseye kaptırmıyor. “Bugünün Saraylısı” da yavaş yavaş hak ettiği yere yerleşecek. Lakin iyi bir uyarlama örneği olan “İntikam” güçlü oyuncu kadrosuna, eksiksiz senaryosuna rağmen oturmuyor, yabancı bir dizi gibi sırıtıyor. Hele her şeyiyle mükemmel bir dizi olan “Kayıp”ın neden sürekli seyirci gözünde kaybettiğini anlamak zor olmasa gerek. Bu kadar hesap kitap yapan, soğuk, entrikacı ve kötücül karakterleriyle bize yabancı bir hikâye Kayıp, Batı kokuyor tümden.
Bu kadar hesap kitabı, üçkâğıdı ve ayak oyunlarını zaten her gün siyasi komedilerde seyrediyor izleyici. Bari kurmaca dünyamızı pisletmeyin. Kamer Genç’le Taner Yıldız aynı sit-com’da oynasa kaç reyting alır örneğin? Melih Başgan’ı da unutmayalım. Behzat Ç. adaylığını koysa Ankara’yı alır mı? Çakır MHP Genel Başkanlığı’na yakışmaz mı? Ya Polat? Erdoğan’dan sonra AKP’nin başına geçse iyi olmaz mı?
Ben hâlâ üstteki sorunun yanıtını bulamadım. Sahi Kurtlar Vadisi’nin senaristleri neyi paylaşamadılar? Yoksa hangi tarafı tutacaklarına mı karar veremediler? Hükümet mi, cemaat mi? Sakal mı bıyık mı? To be or not to be yani!..