Ezya arşipeline Bitania’dan yayılan yüksek seçim basıncı; arşipelin ağası, en yukarıda parıldayan kızıl yıldızı ve dahi Kutup Ayısı Makronezya’yı da etkisi altına almıştı. 

Makronların Ayıboğan diye andıkları Valdemir Potin, asla kendi saltanatından kuşku duymuyordu. Ama Mikronezya’daki bir rejim değişikliğiyle ilgili ve had safhada endişeliydi.

En sadık bendesi, hatta kuklası Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in devri sabık olması, hem Mikronezya hem de arşipel üzerindeki otoritesini zayıflatacağı için hiç işine gelmezdi. Ast makamdaşıyla gizli bir görüşme yaptı. Muktedir Makropiç’in kulağına Mikronezya’da halkın “Seçim isterük” diye ayaklanmasını önleyecek bir plan fısıldadı. 

Betonit Saray’ın bile haberi olmayan görüşmeden hemen sonra, Mikronezya’nın Ulu Çoban’ı hapis yatan bir dizi kiralık katili serbest bıraktı ve işveren Dom Bag CEO’su Zekenski Mortadel’i Betonit Saray’a danışman atadı. 

Valdemir Potin de aynı süreçte Mikronezya’nın eski muhalif lideri Mihail İnnkova’ya el altından bir kese altın Roble gönderip orada burada Muktedir Makropiç’e rakipmiş gibi konuşmasını sağlamıştı.

Gelişmelerin üzerinden birkaç gün geçmişti ki başkent Mikronia’da Yol Partisi’nin ağır toplarından üç yoldaş, ölü bulundu. 

Merkez Pastanesi sis müdürü Vejetalin Çiçorniya, Yolukbank eks müdürü Yakan Tong ve pudra şekeri nakliyecisi Herdem Thunderbolt... 

Ölüm nedenleri doğal görünüyordu ama iktidar partisinin sadık yozdaşı olmaları SS komiseri kuşkulandırdı. Simon Semirbit, hemen morga koştu. Cenazeleri incelemeye koyuldu.

Muktedir Makropiç’in şefkatle “öküzüm” diye çağırdığı yozdaşı Bos Thunderbolt’un bizonlara taş çıkaran oğlu Herdem Thunderbolt, yeni teslimat pudra şekerini denerken ölmüştü. Cesedi gülümsüyordu. Simon Semirbit, “atın ölümü arpadan” diye düşünüp ikinci cenazeye geçti.

Yolukbank eks müdürü Yakan Tong’un cesedi de huzur içinde gülümsüyordu. “Çenesi kasılmıştır” deyip üçüncü cenazeye geçti SS Komiser. 

Ama mevtayı tanıyamadı. Merkez Pastanesi sis müdürü Vejetalin Çiçorniya yanarak ölmüş, oysa kömür gibi suratıyla o da güler gibiydi. 

Simon Semirbit, şaşkınlıkla sordu: “Bu neden yandı ve niye sırıtıyor?”

Morg Yollusu rahip, “Yıldırım çarpmış, Komiser Yoldaş” dedi. “Yoldaş Çiçorniya da flaş patladı, fotoğrafı çekiliyor sanıp poz vermiş!”